5 Soru 1 Yazar köşemizin konuğu Ahmet Büke.
Keyifli okumalar…
Dünyada futbol ligleri yerine edebiyat ligleri olsaydı ve bu kavram evrensel bir noktada insanları buluştursaydı, sizin ilk on birinizde hangi yazarlar yer alırdı?
Baştan söyleyeyim bir futbol bilgim var sayılmaz. Belki de bu yüzden “İlk on bir”den çok yedekler ilgimi çeker benim. Maç izlerken de kamera gösterdikçe onların bakışlarını, ifadelerini izlemeye çalışırım. Yedek olmak kötü oyuncu olmak anlamına gelmez. Fark edilememiştir, hoca takmıştır hatta hoca unutmuştur bile onları. Yine de ısrarla orada otururlar. Zeyyat Selimoğlu, Reşat Enis, Alim Atay falan gelir hep aklıma.
Bir söyleşinizde blog öyküleriniz için, “Mecburiyetler yazarın sırtındaki kırbaçtır,” diyorsunuz. Öykülerinizi yazarken bu kırbacı hissetmek mi önemli, yoksa zaman açısından özgür kalıp yazmayı mı tercih ederdiniz?
Kendi tercihlerime göre şekillendirdiğim bir hayatım olmadı, dolayısıyla istediğim gibi yazmak nasıl bir şey tam bilemiyorum.
Son günlerde ateşi gürleşen “Popüler Dergiler/Yeni Dergicilik” tartışmaları var. Bu işlere yöneltilen eleştiriler hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu dergiler günümüz edebiyatının neresinde?
Eleştirilerin bir kısmı aşağılama üzerinden gidiyor. Bunları dışarıda tutarsak son derece faydalı görüyorum. Bana bu tür dergiler –elbette tek bir nedeni yok ama- biraz da bilindik edebiyatın içindeki alansızlığın bir sonucu gibi geliyor. Yani bu dergileri çıkaranların ve okurlarının önemli bir kısmı var olan edebiyatın ve edebiyat dergiciliğinin kapalılığı ya da hacmi içinde kendilerini ifade edemiyorlar. Yani biraz ihtiyaç biraz da farklı şeyler denemenin sonuçları gibi geliyor bana. Evet, çok sorunlu tarafları var ama sanki daha çok sonuç gibiler.
TARİŞ grevi mi daha zordu yoksa âşık olmak mı?
Âşık olmak karıncanın ateşe su taşıması gibi artık ama hâlâ şansını deniyor insan.
Neokuyorum.org takipçileri için “Okuma Listesi” rica etsek, hangi kitapları önerirdiniz?
Yordam Kitap edebiyat serisine başladı. Harika çevirileri var.