Türk edebiyatının gizli kalmış hazinelerinden, şair, yazar Feyyaz Kayacan bütün eserleriyle Kırmızı Kedi’de.
Roman ve öykülerinde, Türkçenin sınırlarını sonuna kadar zorlayarak, Bilge Karasu ile birlikte “İkinci Yeni” şairlerinin genişlettiği yolu açan yazarlardan Feyyaz Kayacan (1919-1993). Yıllardır okurlarıyla yeniden buluşmayı bekleyen bu büyük ustanın daha önce yayımlanan roman, öykü, şiir, oyunlarının yanında ilk defa kitaplaşacak başka metinleri de Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlanacak.
Yazarın hayattayken yayımlanan “son” düzyazı metni ve tek romanı Çocuktaki Bahçe önümüzdeki günlerde yeniden okurla buluşacak. Kayacan’ın diğer kitapları ise Nisan ayı itibariyle raflardaki yerini alacak…
Feyyaz Kayacan Kimdir?
1919’da İstanbul’da doğdu. Asıl adı Feyyaz Fergar. İstanbul Saint Joseph Fransız Lisesi mezunu. 1930’larda gittiği Paris’te bir yıl Ecole Libre de Sciences’te siyaset, Londra’da Durham Üniversitesinde ekonomi alanında yükseköğrenim gördü. II. Dünya Savaşı’na İngiltere’de tanık oldu. Uzun yıllar Londra’da BBC’nin Türkçe Yayın Servisinde çalıştı. Bir dönem yöneticiliğini de yaptığı servisten emekliye ayrıldı. 5 Nisan 1993’te Londra’da yaşama veda etti.
Eserlerini yayımladığı dönem itibariyle 50 Kuşağı öykücüleri arasında anılan Feyyaz Kayacan’ın dilin sınırlarını sonuna kadar zorladığı hikâyeleri, Yeditepe, Yenilik, Türk Dili gibi dergilerde yer aldı. Kullandığı dilde çağrışımlara ve ironiye yer veren anlatımdan dolayı “Türk edebiyatının şen kirpisi” diye adlandırıldı. Öykülerinde savaşın insan ruhu üzerindeki etkisini, yol açtığı saplantılı davranış biçimlerini ve buna karşılık yeni başkaldırılara yöneltişini şiirsel bir dille anlattı. Biçime ve kurguya önem verdi, roman ve öykülerinde gerçeküstü ve somut öğeleri kaynaştırdı. Kitaplarındaki gerçeküstücü öğeler ve soyut ifadeler ile İkinci Yeni akımıyla ortak bir alanda durdu.
Kaleme aldığı eserlerin büyük kısmında üstü örtülü bir ironi, mizah ve kara mizah öncülüğünde ilgi çekici “bilim kurgular ve anti-ütopyalar” oluşturdu. Sığınak Hikâyeleri kitabıyla 1963 Türk Dil Kurumunun Hikâye Ödülünü kazandı.