Tenimde senden parçalarla ayrıldım yanından
Henry Miller
Bir yanda Henry Miller’ın “Senden uzak olduğumda sürekli seni düşünüyorum, bu söylediğim ve yaptığım her şeyi etkiliyor. Ve sana ne kadar sadık olduğumu bir bilsen! Ben, seninim. Sadece fiziksel olarak değil, zihinsel, ahlaksal, ruhsal olarak.” dizelerinde tutkuyla seslendiği Anais Nin. Bir yanda Anais Nin’in “Asla elde edemeyeceğin tek kadın ben olacağım. Ölçüsüzce yaşamak hayal gücünü eziyor: Yaşamayacağız, yazmakla yetinecek ve yelkenleri şişirmek için konuşacağız.” diyerek Henry Miller’a meydan okuyan dizeleri.
Çağdaş klasik yazarların başında gelen iki isim: Henry Miller ve Anais Nin. 1932 yılında, Paris’te tanışan Henry ve Anais’i bir araya getiren şeyin edebiyat olduğunu söyleyebiliriz. İkilinin uzun yıllar süren tutkulu aşk ilişkisi, aralarında yoğun bir mektuplaşmanın başlamasına neden olmuştur. Bu mektuplar, ilk olarak Anais Nin’in Henry ve June ismiyle yayımlanan sansürlenmemiş günlüğünde gün ışığına çıkmıştır. Aralarında geçen mektuplaşmalar, İsviçre’de Nin’in, Miller’ın eşi June’a karşı hissettiği aşkın pençesinden kurtulmaya başladığı 1932’den, yirmi sene sonra Kaliforniya’ya yerleşene kadar sürmüştür.
İşte o mektuplardan bazıları:
Henry Miller ile tanıştım. Hoşlandığım bir adam gördüm. Sevilesi bir adam, zorba değil ama güçlü, her şeyin duyarlılıkla farkında olan bir insan erkeği. Hayatın sarhoş ettiği bir erkek… Bana benziyor.
Anais Nin
Tanışabileceğini asla ummadığın kadın şimdi karşında oturuyor; konuşmaları ve görünüşü hayalindeki kadınla tıpatıp aynı. Ama asıl tuhaf olan, onu hayallemiş olduğunu bu ana kadar fark etmemiş olman.
Henry Miller
Ben, perdeleri yırtmadan edemeyen ben. Ama henüz değil. İstemiyorum. Gizemimi seviyorum, içinde yaşadığım soyut, fuyant dünyayı, işe koyulup, o zarif, derin, belirsiz, bulanık, şehvetlice kelimesiz hisleri, belki de asla zapt edemeyeceğin bir şeye dönüştürmeye başlamadığım sürece.
Anais Nin
Henry Miller
Seninle daha tanışık olmak istiyorum. Seni seviyorum. İçimde çok karmaşık duygular uyandırıyorsun. Sana nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum. Bana gel-bana gittikçe daha da yaklaş. Güzel olacak sana söz veriyorum. İçtenliğini o kadar seviyorum ki, neredeyse bir alçakgönüllülük gibi. Bunu asla incitemem.
Henry Miller
Ama mutluyum Anais. Konu sen olduğunda, senin için, seninle mutluyum.
Anais Nin
Sana dün yazdıklarımdan rahatsız oldun mu? Çok fazla edebiyat, çok fazla fikir, bir kafede konuşmadan oturduğumuz kafamı omzuna koyup, daha eve dönmek istemiyorum Henry, dediğim anların yerini almasa da üstünü örtüyor. Sana Neagoe’dan bahsetmektense başını omzuma atmamı engelleyen şey Hugh’un fiziksel varlığı değil, yakınlığı, beni inancı ve şevkini göstererek geri kazandığında aramızda tekrar oluşan yakınlık. Sana şimdi bana bir zamanlar yazdığın şeyi söyleyebilirim: Binbir parça halimdeyim, ama beni terk etme.
Seni tüm vasatlıkların dışına taşımak istiyorum. Clichy, sıradanlık, donukluk, seni beslemeyen, senin için yeterince iyi olmayan her şeyden uzağa.
Anais Nin
Anais, önceden seni sevdiğimi sadece zannediyordum; bu içimde şimdi olan katiyete hiç benzemiyordu. Her şey öylesine kısa ve kaçak olduğu için mi bu kadar harikaydı? Birbirimiz için birbirimize rol mü yapıyorduk? Ben daha çok mu, daha az mı bendim, ve sen daha çok mu, daha az mı sen? Bunun devam edebileceğine inanmak delilik mi? Yavan anlar nerede ve ne zaman başlayacak? Muhtemel kusurlarını, zayıf yanlarını, tehlikeli bölgelerini keşfetmek için seni o kadar yakından inceliyorum ki. Ama bulamıyorum., hiçbirini bulamıyorum. Demek ki aşığım, körüm.
Henry Miller