Arkadaşlarla Sohbetler serisinde hayatlarında kitaplara oldukça önem verdiklerine şahit olduğum arkadaşlarımı misafir edeceğim. Bu misafirliklerinde okudukları ve kendilerinde farklı noktalara değindiğini hissettikleri kitapları seçmelerini ve hazırladığım kalıp sorulara seçtikleri her bir kitap için cevap vermelerini isteyeceğim. Kitap tavsiye etmenin yanı sıra tavsiye edenlerin hayatlarında sızlayan noktaları da öğrenmiş olmanın değerini biliyor ve bunu çoğaltmak için Arkadaşlarla Sohbetler serisini başlatıyorum.
Umarım en az benim kadar keyif alırsınız. İyi okumalar. 💜
En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın, Can Gürses
Ayrıntı Yayınları, 2019
Kitabın içerisinde kalbini yakaladığını fark ettiğin o anı anlatır mısın? Seni çeken o “şey” neydi?
Her şeyden önde, okurlar bana katılacaktır, kitabın ismi dikkatimi çekmişti. Yazarın üslubu bugüne kadar okuduğum hiçbir şeye benzemiyordu. Kaleme, ciğer yemeğine, aynaya, duvara ses vermiş; bir ailenin hayatını bu belli nesnelerle anlatmış. Bir de kitap uzun zamandır yurt dışında yaşayan Koza’nın (ismin güzelliğine bakar mısınız?) geri dönmesi sonucu annelerinin onun adına yemek düzenlemesiyle başlıyor. Bütün kardeşler, eşler ve çocuklar aynı masada toplanıyor uzun zaman sonra ve tüm hikâye bu akşam yemeği üzerinden anlatılıyor. Bu bana En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın’ı daha başından çok beğeneceğimi göstermişti.
Diyelim ki bu kitabın bir kahramanı da sensin. Nerede, hangi karakterin yanında olmak isterdin?
Çok düşündüm bunun için ama sanırım Edibe’nin yanında olup ona sarılmak isterdim.
İçlerinden iki karakter seçmeni rica ediyorum şimdi. Bu soracağım soruyu ben her okuduğum kitabımda mutlaka yapıyorum. Seçtiğin iki karakteri karşına alsan onlara ne söylemek ya da sormak isterdin?
Korkmaz’a “Yetmez mi bu öfke?” derdim. Kor’a da “İstanbul seni unutur mu bilmem ama ben asla unutmayacağım,” derdim. Çünkü: “Yürünmedik ve yürünemeyecek yer bırakmamalıydık ki bu şehir unutamasın bizi. İçten içe arzu ederdik ki İstanbul bizi özlesin dursun.”
Kendinde ortak gördüğün veya senin hayatında olmayan ama bu kitapla var olacak olan o ayrıntı nedir?
Ben bu kitabı bir İstanbul gezim sırasında okudum ve Can Gürses’in gözünden gezdim her yeri. Ben de istedim ki İstanbul beni özlesin dursun. Eşyalara ve doğaya olan bakışımı değiştirdi diyebilirim.
Kabuk, Zeynep Kaçar
Doğan Kitap, 2019
Kitabın içerisinde kalbini yakaladığını fark ettiğin o anı anlatır mısın? Seni çeken o “şey” neydi?
Kabuk üç nesli anlatıyor. Anneanne, anne ve kız. Üçünün kendi dünyasında yaşadığı “delilik” beni kendine çekti ve çok kısa bir sürede bitirdim kitabı.
Diyelim ki bu kitabın bir kahramanı da sensin. Nerede, hangi karakterin yanında olmak isterdin?
Füsun. O kadar yalnız kalmış ki ona yaşayamadığı çocukluğu vermek isterdim.
İçlerinden iki karakter seçmeni rica ediyorum şimdi. Bu soracağım soruyu ben her okuduğum kitabımda mutlaka yapıyorum. Seçtiğin iki karakteri karşına alsan onlara ne söylemek ya da sormak isterdin?
Belki fazla iyimser olacak ama Muhsin’e “Ben senin yanındayım,” demek isterdim. Sabiha’ya da “O kabukları bir kaldırsaydın, herkesin seni sevmeye çalıştığını görecektin,” derdim.
Kendinde ortak gördüğün veya senin hayatında olmayan ama bu kitapla var olacak olan o ayrıntı nedir?
Kadın olmak, anne olmak hakkında çok şey düşündürdü bana Kabuk. Ve kendi kabuklarımı fark etmemi sağladı.
Kirpinin Zarafeti, Muriel Barbery
Çeviri: Işık Ergüden
Kırmızı Kedi Yayınları, 2020
Kitabın içerisinde kalbini yakaladığını fark ettiğin o anı anlatır mısın? Seni çeken o “şey” neydi?
Bir apartmanda müzik, resim, felsefe meraklısı, Japon sineması ve Rus edebiyatı seven yaşlı bir kapıcı kadın var. Bir de kendi ölümünü dakikası dakikasına hesaplamış on iki yaşında bir kız çocuğu. Daha ne olsun!
Diyelim ki bu kitabın bir kahramanı da sensin. Nerede, hangi karakterin yanında olmak isterdin?
Kesinlikle Reneé’nin kedisi olmak isterdim ki onunla aynı evde yaşayabileyim.
İçlerinden iki karakter seçmeni rica ediyorum şimdi. Bu soracağım soruyu ben her okuduğum kitabımda mutlaka yapıyorum. Seçtiğin iki karakteri karşına alsan onlara ne söylemek ya da sormak isterdin?
Reneé ile sadece sohbet etmek isterdim, belli bir soru yok kafamda. Belki “Kendini bu kadar saklamana ne gerek var?” derdim.
Kendinde ortak gördüğün veya senin hayatında olmayan ama bu kitapla var olacak olan o ayrıntı nedir?
Okuduktan sonra Paloma gibi ben de Derin Düşünceler Defteri yapmıştım kendime. Onunkileri okumak bambaşka bir zevkti tabii.
Çoluk Çocuk, Patti Smith
Çeviri: Yiğit Değer Bengi
Domingo Yayınları, 2015
Kitabın içerisinde kalbini yakaladığını fark ettiğin o anı anlatır mısın? Seni çeken o “şey” neydi?
Patti’nin kendi hikâyesini bu kadar açık yüreklilikle anlatabilmiş olması beni en başından kendine çekmişti. Ailesinin yanından hiç tanımadığı bir yere gitme cesareti göstermesi, sanata verdiği bu değer beni çok etkiledi.
Diyelim ki bu kitabın bir kahramanı da sensin. Nerede, hangi karakterin yanında olmak isterdin?
Chelsea Hotel’de yaşayan sanatçılardan biri olup Patti ve Robert ile sahaf sahaf gezmek isterdim.
İçlerinden iki karakter seçmeni rica ediyorum şimdi. Bu soracağım soruyu ben her okuduğum kitabımda mutlaka yapıyorum. Seçtiğin iki karakteri karşına alsan onlara ne söylemek ya da sormak isterdin?
Patti’ye sarılıp “İyi iş çıkardın. Sıkı çalıştın, iyi ki varsın,” demek isterdim.
Kendinde ortak gördüğün veya senin hayatında olmayan ama bu kitapla var olacak olan o ayrıntı nedir?
Patti’nin olaylara bakış açısı ufkumu genişletti diyebilirim. Çoluk Çocuk’tan sonra sanata daha önce olduğundan daha fazla değer ve ilgi göstermeye başladım.
Bakış, Jessie Greengrass
Çeviri: Rabia Elif Özcan
Timaş Yayınları, 2019
Kitabın içerisinde kalbini yakaladığını fark ettiğin o anı anlatır mısın? Seni çeken o “şey” neydi?
Kesinlikle yazı dili. Bambaşka bir üslubu var yazarın, annelik, kadın olmak gibi konuları ele alış biçimi beni büyülemişti. Mesela şu alıntı bana bir süre duvarı izletmişti:
“Kendi kızım, içinden gelen bir merhametle kollarını boynuma doladığında bunun ağırlığını duyurmayacak şiddetli bir minnetle karşılık veririm. Yoksa kendini zorunluluk altında hissedip varlığının gereğini yerine getirmeyebilir, yani benden uzaklaşmayabilir. Bu bir dengedir —benden emin olmasına yetecek kadar sevgi göstermek, ama fazla yakın durmasına müsaade etmemek. Ve kendini benim gözetimimden bağımsız kılması için cesaretlendirirken bu, onu geri almak için yanıp tutuşma hissinden kurtulma çabasıdır aynı zamanda.”
Diyelim ki bu kitabın bir kahramanı da sensin. Nerede, hangi karakterin yanında olmak isterdin?
Anlatıcı annenin yanında olmak isterdim. Faydam olur muydu bilmiyorum ama ona destek olmak ve hakkını savunmak isterdim.
İçlerinden iki karakter seçmeni rica ediyorum şimdi. Bu soracağım soruyu ben her okuduğum kitabımda mutlaka yapıyorum. Seçtiğin iki karakteri karşına alsan onlara ne söylemek ya da sormak isterdin?
İsmi olmayan başkarakterimize “Sen biriciksin,” demek isterdim sanırım. Onu kendi değerini anlamasına ve düşüncelerinin yanlış olmadığına ikna etmek isterdim. Johannes’e de iki çift lafım olurdu ama onları burada söylemeyeyim şimdi.
Kendinde ortak gördüğün veya senin hayatında olmayan ama bu kitapla var olacak olan o ayrıntı nedir?
Anneliğin değeri ve kadınlara biçilen, uygun görülen hayat üzerine daha fazla düşündürdü beni. Kendi annemi daha iyi anladığımı hissettim.