“Yaşadım!
Erik ağaçları şahidimdir
Yıldızlar şahidimdir.
Yaşadım!
Avuçlarımın gücü yettiği kadar
Dağları, kadınları, meyveleri
Yaşadım!
İncirin dallarına yürüyen süt
Yonca tarlasından gelen nefes
Horozun ibiğinden damlayan kan
Yollar ve sevgili türküler şahidimdir.” diyen Bedri Rahmi Eyüboğlu, Trabzon´un Görele ilçesinde (bugün Giresun iline bağlı), 1911 yılında doğdu. Beş çocuklu ailenin ikinci erkek çocuğuydu. Kaymakam olan babası Rahmi Bey´in görevi gereği önce Pınarbaşı ardından Havza´ya taşındılar. Havza´da ilk otomobili gördü, benzin kokusunu duydu.1920 yılında, ailece Kütahya´ya göçtüler.
(Zahir Güvemli’nin çizimiyle Bedri Rahmi Eyüboğlu)1
Kütahya´nın düşman işgaline uğraması tehlikesi baş gösterince 1921 yılında, babası önce ailesini Ankara´ya gönderdi. Bir ay sonra da kendisi gitti.1924-1925 yılları arasında Artvin´de bulundular. 1925 yılında, babası Trabzon milletvekili oldu. Ailece Trabzon´a geri döndüler. Trabzon Lisesi´ne kaydoldu.
1927 yılında Zeki Kocamemi Trabzon Lisesi´ne resim öğretmeni olarak atandı. Bu dönemden sonra, Bedri Rahmi´de resim aşkı başladı. Fransa´da eğitim gören ağabeyi ile mektuplaşmaları kardeş-aile mektuplaşmasını başlattı. 1929 yılında, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü´ne girdi. Nazmi Güran ve İbrahim Çallı´nın öğrencisi oldu.
(Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir nü çalışması2)
1931 yılında, diplomasını almadan Paris´e gitti. Dijon ve Lyon´da Fransızca dilini öğrenmek üzere çalıştı. Bu arada Gauguin ve El Greco gibi beğendiği ustaların resimlerini bulundukları müzelerden kopya etti. Van Gogh, Gauguin, Cezanne onu mesleğine bağlıyan ustalar oldu. 1932 yılında, Paris´te bir ay kadar André Lhote Atölyesi´nde çalıştı. İlerde yaşamını birleştireceği Ernestine Letoni ile tanıştı. 1933 yılında, Londra´ya gitti. Yıl sonunda Türkiye´ye geri döndü. 1934 yılında, yeni Adam´da ressam olarak çalışmaya başladı. Akademi Diploma yarışmasında “Yol İnşaatı” konulu resmi ile üçüncü oldu.
(Yüzyılın Aşkları adlı kitaptan Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu. Fotoğraf bana aittir.)
27 Aralık 1934 tarihinde 30 resim ile D Grubu Sergisi´ne katıldı. 1 Ocak 1935 tarihinde, ilk kişisel sergisi Bükreş´te Hasefler Galeri´sinde Ernestine Letoni tarafından açıldı. 1936 yılında “Eren” adını verdiği Ernestine Letoni ile evlendi. Tekel Genel Müdürlüğü´nde işe girdi. Vitrin düzenleyici olarak göreve başladı. Sipahi Ocağı sigarasının kapağındaki “Koşan Mızraklı Atlar” figürünü tasarladı. Güzel Sanatlar Akademisi´nin 1936 yılında diploma yarışmasında “Hamam” adlı çalışması ile birinci oldu.
(Z. Yalçınpınar Koleksiyonu’ndan Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1958 yılındaki bir taşbaskı çalışması2)
Sovyetler Birliği´ne götürülen Türk Resim ve Heykel Sergisi´ne üç resim ile katıldı. 1937 yılında, akademide Leopold Levy´in asistanı oldu. Nazmi Ziya Güran üzerine bir inceleme kitabı hazırlığına girişti. CHP Yurt Gezisi programı kapsamında Eylül 1938´de Edirne´ye gitti.1 Kasım 1938 tarihinde çıkan “Ses” dergisi yazarları arasında yer aldı. 31 Ekim 1939 tarihinde Birinci Devlet Resim ve Heykel Sergisinde “Figür” adlı yapıtı ile üçüncülüğü Arif Kaptan ile paylaştı. 9 Kasım 1939 tarihinde, askerlik görevini yapmak üzere yedek subay okuluna alındı.
(Bedri Rahmi Eyüboğlu, oğlu Mehmet Hamdi Eyüboğlu, eşi Eren Eyüboğlu3)
Aynı yıl ileride babasını ve annesini ölümsüzlüğe götürecek çalışmalar yapacak olan oğlu Mehmet Hamdi Eyüboğlu dünyaya geldi.1941 yılında askerlik görevini tamamladı.
(Kitabın fotoğrafı, Kinaz Kitabevi’ne aittir.)
İlk şiir kitabı “Yaradana Mektuplar” yayınlandı. 1942 yılında, CHP´nin yurtiçi gezileri programı içinde bu kez Çorum´a gitti. 31 Ekim 1942 tarihinde, açılan Dördüncü Devlet Resim ve Heykel Sergisi´nde ikincilik ödülünü kazandı. 1943 yılında, Ortaköy Lido Yüzme Havuzu için ilk duvar resimlerini gerçekleştirdi. 1945-1947 yılları arasında “Mari´nin Portresi”, “Alis I”, “Alis II” gibi önemli portre dizisini oluşturdu. 1946 yılında, Ankara Büyük Tiyatro´nun (operanın) girişindeki kapıların üstüne ikinci duvar çalışmasını yaptı (“Kız kaçırma”konulu bir fresk) . 1946 yılı Kasım ayında UNESCO´nun Paris´te düzenlediği uluslararası sergiye gönderilen resimleri ilgi çekti. 1947 yılında, genç sanatçılardan oluşan “10´lar Grubu”nun kurulmasına öncülük etti.
(Kitabın fotoğrafı Remzi Kitabevi’ne aittir.)
1948 Ağustos ayında ikinci şiir kitabı “Karadut” yayımlandı.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun aşk mektuplarının İş Sanat’ta sergileneceğini, onlardan birinin ise ‘Karadut’ şiirini yazdığı Ermeni sanatçı Mari Gerekmezyan’a ait olduğunu 29 Nisan 2015’te “Karadut Mektupları” adlı köşe yazısında Can Dündar yazdı.4
Can Dündar, Bedri Rahmi’nin Mari Gerekmezyan’a sırıksıklam aşık olduğunu belirterek ikilinin aşkını şöyle anlatmış; “Bedri Rahmi, Eren’den bir çocuk sahibi olduktan hemen sonra tanışmıştı bu genç Ermeni sanatçıyla… Güzel Sanatlar Akademisi’nin heykel bölümüne misafir öğrenci olarak gelmişti. Bedri Rahmi de orada asistandı. 1940’lar başlamıştı. Savaş yıllarıydı. Bedri Rahmi, Mari’yle gizliden gizliye buluşur olmuştu. Sırılsıklam âşıktı ona… ‘Sigara paketlerine resmini çiziyor, körpe fidanlara adını yazıyordu.’ ‘Karadutum, çatalkaram, çingenem, Daha nem olacaktın bir tanem, Gülen ayvam, ağlayan narımsın. Kadınım, kısrağım, karımsın” şiirini -karısına değil- ona yazmıştı”
Can Dündar aynı zamanda 2012 yılında, BBC’de yayınlanan Great Romances of the 20th Century adlı diziden esinlerek Yüzyılın Aşkları adlı kitabı yazdı. Kitabın içeriğinde Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Eren Eyüboğlu da vardır hatta kitap kapağındaki fotoğraf onlarındır.
(Fotoğraf Yüzyılın Aşkları kitabından çekilmiştir.Bana aittir.)
1950 yılında, Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi´nde 150 resimden oluşan “Retrospektif” sergisi düzenledi. Birkaç aylığına Paris´e gitti. Paris´te , İnsan Müzesi´nden çok etkilendi. “Güzel yararlı olmalıdır” düşüncesinden hareketle “Yazmacılık” geleneğine yeni bir yorum getirdi. 1950 yılında, Kariye Camii düzenlemesini yaptı. Bizans mozaikleriyle ilgilenmeye başladı. 1951 yılında, “Küçük Sahne”yi süsledi. 1951 yılına kadar boya ile mozaik dokusunda resimler yaptı. 21 Mart 1951 tarihinde, ilk “Yazma Sergisi”ni açtı. Yeni Sabah Gazetesi’nde yazmaya başladı. 1952 yılının Ocak ayından başlayarak 1958 yılına dek düzenli olarak Cumhuriyet Gazetesi’nde yazdı. 1953 yılında Yazmaları ve özgün baskıları Philadelphia Print Club da sergilendi.
(Türk Tepsisi adlı motif. Fotoğraf, www.pasabahcemagazalari.com’dan alınmıştır.)
14 Eylül´de Times dergisi iki renkli sayfa ayırdı.1954 yılında Bedri Rahmi “Türk Tepsisi” adlı motifi ile Steuben Glass adlı bir firmanın tertiplediği yarışmada ödül kazandı ve motif kristale oyularak teşhir edildi.
(Karadut’un Bedri Rahmi büstü. Fotoğraf Yüzyılın Aşkları kitabındandır. Bana aittir.)
1954-1957 yılları arasında Hilton ve Divan otellerinde ve KLM İstanbul merkezindeki panoları yaptı. Yugoslovya ve Hollanda hükümetleri tarafından davet edildi. 1955 yılında, TBMM yapısına konulacak resimleri seçecek kurulun başına getirildi. 1956 yılında, Sao Paulo Bienali´nde onur ödülü aldı.Aynı yıl “Canım Anadolu” adlı kitabı yayınlandı. Bedri Rahmi 1957 yılında Tokyo özgün baskı Bienaline katıldı ve “Üçü birden”adlı kitabını yayınladı. Ve aynı yıl içinde “Dokuma, Kilim, Yazma ve Nakış gibi Halk El Sanatları´ndaki motifleri özgün bir stil ile kaynaştırarak, mozaik çalışmalarına yöneldi. 1958 yılında Uluslararası Brüksel Sergisi´ndeki Türk pavyonuna yaptığı 227 metrekarelik çalışmasıyla altın madalya aldı. 1959 yılında, Paris´te Nato merkezine 50 metrekarelik bir pano hazırladı.
(Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1955, “İstanbul”, tuval üzerine yağlıboya (ahşaba marufle), 191×335 cm, imzalı, Eyüboğlu Aile Koleksiyonu5 )
1960-1970 yılları arasında yazarlığa ara verdi. 1961 yılında Amerika´ya gitti. Bu dönemde zengin renklerle soyut biçimlere yöneldi. Görülmedik, bilinmedik renkler bulabilmek için denemeler yapmış; plastik tutkal – plastik boyalar – kum – talaş ve buruşturulmuş Japon kağıdı kullanmıştır. Kendisinin de kabul ettiği gibi ‘Amerika Dönemi´ sanatına başka bir boyut kazandırmıştır. University of California at Berkley´da iki yıl misafir profesörlük yaptı. 1961 Ağustos´da Unicef çoçuklar yararına “Eşeğin Üzerinde Çocuklarını Taşıyan Anadolu Köylü Kadın”motifi Amerika´da kartpostal olarak basıldı. 1962 Aralık ayında New York Modern Art Müzesi “Zincir” adlı resmini satın aldı. 1963-1964 yıllarında Vakko fabrikası , Karaköy tatlıcılar, Manifaturacılar çarşısı panoları yanında çeşitli malzemeleri denedi.Son panosu Etap Oteli girişinde ki “Güvercinler”dir. 1970 yılında, yeniden toplumsal içeriği ağır basan resimler yaptı. 1972 yılında, 33´üncü Devlet Resim ve Heykel Sergisi´nde birincilik ödülü aldı.
(Fotoğraf Yüzyılın Aşkları kitabından çekilmiştir.Bana aittir.)
Bedri Rahmi Eyüboğlu, “İstanbul Destanı” adlı şiirinde Sait Faik Abasıyanık’ı şöyle anlattı :
“…İstanbul deyince aklıma Sait Faik gelir
Burgaz adasında kıyıda
Mavi gözlü bir çocuk büyür döne döne
Mavi gözlü bir ihtiyar balıkçı gencelir küçülür
İkisi bir boya geldi mi Sait kesilirler
Bütün İstanbul’u dolaşırlar elele başbaşa
Ana avrat küfrederler uçan kuşa eşe dosta
Sivriadada da martı yumurtası toplarlar çilli çilli
Ziba mahallesinde gece yarısı
Sabaha Galata’dan geçer yolları
Maytaba alacakları tutar kahvede
Zararsız bir deliyi
Ula Hasan derler gazeteyi ters tutaysun
Çaktırmadan gazetesini tutuştururlar fakirin
Sonra oturup sessizce ağlarlarİstanbul deyince aklıma
Sait Faik gelir
Taşında toprağında suyunda
Fakirin fukaranın yanıbaşında
Bir kalem bir bilek bilendikçe bilenir
Kıldan ince kılıçtan keskin
Hep iyiden güzelden yana
Hep kimsesizlerinİstanbul deyince aklıma
Said’in son yılları gelir
Hey Allahım en güzel çağında Said’e
Dört beş yıl ömrün kaldı denir
Sait Sait olur da nasıl dayanır
Mavi gözlü çocuk boşverir ölüm haberine
İhtiyar balıkçı pis pis düşünür
Bir zehir yeşilidir açılır
Bir yeşil ki ciğerine işler adamın
Bir yeşil ki kasıp kavurur
Küçük mavi çocuk
İhtiyar balıkçı
Ve dilimize bulaşan zehir yeşili
İstanbul çalkalandıkça bu denizlerde dipdiri
Dilimiz yaşadıkça yaşasın Said’in şiiri… “
Nazım Hikmet Ran için Bursa Cezaevi’nde yatarken, ‘Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor’ şiirini yazdı:
“Şu sılanın ufak tefek yolları
Ağrıdan sızıdan tutmaz elleri
Tepeden tırnağa şiir dilleri
Yiğidim aslanım burda yatıyorBugün efkarlıyım açmasın güller
Yiğidimden kara haber verdiler
Demirden döşeği taştan sedirler
Yiğidim aslanım burda yatıyorNe bir haram yedi ne cana kıydı
Ekmek kadar temiz su gibi aydın
Hiç kimse duymadan hükümler giydi
Yiğidim aslanım burda yatıyorMezar arasında harman olur mu
On üç yıl mahpusta derman kalır mı
Azrail’e sorsam canım alır mı
Yiğidim aslanım burda yatıyor”
“Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor” şiirini, Zülfü Livaneli besteledi. O gün ki şartlarda kayda alınan beşli kasetlerle Uğur Mumcu’ya dinletti.Uğur Mumcu gözyaşlarını tutamamış.Zülfü Livaneli yaşadıklarını anlatmış7 :
“Uğur Mumcu, besteyi dinleyince ağlamaya başladı. Ben de niçin ağlıyorsun Uğur deyince, beste ‘Bu bütün devrim şehitlerinin ağıdı olmuş.’ Maalesef bu beste Uğur Mumcu’yu, 10 yıl sonra Ankara’da hayatını kaybetmesinin ardından, 200 bin kişi ile ‘Yiğidim Aslanım Burda Yatıyor’ şarkı sözleriyle uğurladı. Yiğidim aslanım burda yatıyor. Gönüllerimizde yatıyor.”
bestesini, o günkü şartlarda kayda alınan beşli kasetlerle kendisine dinlettiğini belirten Livaneli, Uğur Mumcu’nun göz yaşlarını tutamayıp ağladığını ifade etti
21 Eylül 1975 tarihinde İstanbul’da pankreas kanserinden yaşama veda etti ve Küçükyalı Mezarlığı’nda defnedildi.
Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1977 yılında Ada Yayınları’ndan “Yaşadım” adlı bir kitap basılmıştır.6
(Resim: Bedri-Rahmi-Eyüboğlu-1911-1975-Coffeehouse-1973-Collection-İstanbul-Modern8)
1.http://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi ‘den alınmıştır.
2.http://evvel.org/ilgi/bedri-rahmi ‘den alınmıştır.
3.https://newalaqasaba.wordpress.com/tag/bedri-rahmi-eyuboglu/ adresinden alınmıştır.
4. Bahsettiğim Karadut Mektupları adlı Can Dündar yazısı: http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/264893/Karadut_Mektuplari.html
5. http://www.antikalar.com/bedri-rahmi-eyuboglu/ ‘dan alınmıştır.
6. “Yaşadım” adlı kitabın fotoğrafları http://evvel.org/kitap-yasadim-bedri-rahmi adresinden alınmıştır.
7. http://www.timeturk.com/tr/2013/04/24/yigidim-aslanim-burda-yatiyor-bestesi-ugur-mumcu-yu-aglatmis.html
8. https://indigodergisi.com/2014/11/mutluluk-resim-gibidir/
Yoruma kapalıdır.