Tam adı Mihail Afanasyeviç Bulgakov olan Kiev doğumlu yazarın yayımlandığı dönemde en çok tartışılan eseri olan Köpek Kalbi, Sovyet rejiminin yeni bir Sovyet insanı yaratma ideallerini mizahsen eleştiren bir öykü. Adi bir suçlunun hipofiz bezini bir sokak köpeğine nakleden Profesör Filipoviç, istemeden de olsa köpek Şarik’i arsız, yüzsüz ve kaba saba bir insan haline dönüştürür. Şarik, Profesörün hayatını mahvetse de artık bir Sovyet vatandaşıdır ve resmi hizmettedir.
Sözü fazla uzatmadan sizleri bu benzersiz öyküden yaptığım alıntılarla baş başa bırakıyorum:
1. Biliyor musunuz kliniğimde otuz kere gözlem yaptım. Ne sonuca vardım dersiniz? Gazete okumayan hastalar kendilerini harika hissediyordu.
2. Şunu anlayın ki, korkunç olan artık köpek kalbi değil, insan kalbi taşıması. Yani doğada var olanlar arasında en rezilini.
3. Canlılar söz konusuysa terörle bir yere varılmaz. Hangi gelişmişlik seviyesinde olurlarsa olsun.
4. Bazen unutuyordu acısını. Çünkü bir düşünce aklını esir almıştı.
5. “Ne gülmesi! Tümüyle ümitsiz vaziyetteyim!”
6. Evrak çantası neyse tasma da o demek ki
7. Umutsuzluğa düşmek gerçekten günah belki de.
8. Normalde doğrudan ve cesaretle bakan bu gözler şimdi başka yönlere kaçıyordu. Bu gözler tetikteydi. Sahteydiler. Ve derinliklerinde hepten bir cürüm değilse bile bir fenalık, bir iğrençlik gizleniyordu.
9. “Ama yok, burasını dünyadaki hiç bir özgürlüğe değişmem. Artık burası benim kendi evim, bağlı olduğum bir kral ve ona karşı sorumluluklarım var. Hem sonra özgürlükte neymiş?.. Bir duman bir serap… Bir efsane. Demokratların bir rüyasıdır özgürlük!”
10. Spinoza’nın veya ona benzer başka bir ifritin hipofizini aşılayıp köpekten olağanüstü yüksek bir canlı yaratmak mümkün ama insanın aklına şöyle bir soru geliyor, ne halt etmeye?
11. Artık sokakta yürürken karşıma çıkan köpeklere gizli bir dehşetle bakıyorum. Beyinlerinde ne sakladığını Tanrı bilir!
- Köpek Kalbi – Mihail Bulgakov
- Çeviri: Mustafa Kemal Yılmaz
- İş Bankası Kültür Yayınları
- 136 Sayfa