Karpuz kabuğu edebiyat için de düşüyor; kitap ekleri, kitap satış siteleri çeşit çeşit “Bu yaz okunması gereken kitap listeleri” hazırlıyor. Bu furya, okuyucuda her kış başında olunması gereken grip aşısı gibi bir algı yaratıyor. Üstelik hazırlanan listelerde kitaplar yazılıp geçiliyor; kitapların hangi çerçevede önerildiği ise göz ardı edilyor. Ne Okuyorum ekibi olarak bu ihtiyaca bir nebze karşılık olsun diye “Bu Yaz Ne Okuyorum?” başlığında yeni bir sayfa açıyoruz.
Denize ilk taşı ben atıyorum, umarım sektirebilirim. Listedeki kitaplar arasında yeni çıkanlar, yeniden yorumlanan klasikler, şiir, öykü ve roman türünde eserler var. Önerilerim belki tam size göredir, belki de sizden çok uzaktır. Karar sizin.
1. Al da At Dercesine
Malumunuz EURO 2016 başladı. Futbolla ilgili olanlar için 10 Haziran – 10 Temmuz tarihleri arası başka bir anlam ifade ediyor. İletişim’den çıkan ve topunu santra çizgisine yeni koyan 19 yazarın öykülerinin bulunduğu “Al da At Dercesine” şampiyona keyfinizi perçinleyebilir.
Kitap hakkında:
Futbolu halkın afyonu olarak görmeyenlerin, endüstriyel futbola karşı çıkanların, ufak ufak takılanların, sıradan insanların ve figüranların anlatıldığı öyküler. Al da At Dercesine, edebiyatçı gözüyle futbol. Neşeli, oyunbaz ve âşık.
Alper Atalan | İlyas Barut | Murat Başekim | Emre Bayın | Can Belge | Bülent Çallı | Mustafa Çiftci | Necdet Dümelli | Serhan Ergin | Mahir Ünsal Eriş | Ayla Duru Karadağ | Giray Kemer | Ercan Kesal | Işıl Kocaoğlan | Kıvanç Koçak | Yekta Kopan | Hakan Kulaçoğlu | Akif Kurtuluş | Bağış Erten
Metin ve fotoğraf: www.iletisim.com.tr
2. Cennet ile Cehennemin Evliliği – William Blake
Ayrıntı, şiire kendi özgünlüğünde yaklaşmaya devam ediyor. William Blake’e ait Cennet ile Cehennemin Evliliği çok özenli bir basımla karşımızda. Blake’in kendi el yazısından şiirleri ve çizimlerinin bulunduğu levhalar, Burhan Sönmez’in çevirileri ile yan yana. Haber bültenlerinde “Cehennem Sıcakları Geliyor!” çığlıkları atılmadan okunsa pek güzel olur.
Kitap hakkında:
Romantik Çağ’ın şairi William Blake (1757-1827) iki yüz yıldır Aldous Huxley gibi yazarlardan Bob Dylan gibi müzisyenlere kadar geniş bir kesime esin kaynağı oldu. En yetkin eseri sayılan Cennet ile Cehennemin Evliliği’nde dinin ve kurumların insana giydirdiği örtüleri kaldırmaya çalıştı. Kutsal kitapları çağrıştıran ama arkaik söyleme kapılmayan özgün bir dil yaratarak, geleneksel bakışların ötesine geçti. İmparatorluğa karşı devrimin, akla karşı hayal gücünün, her tür baskıya karşı özgürlüğün felsefesini yaparken, insandaki haz ve sevinç duygularını yüceltti.
Metin ve fotoğraf: www.ayrintiyayinlari.com.tr
3. Yuvarlağın Köşeleri – Özdemir Asaf
Aforizmalardan, deyişlerden geçilmeyen edebiyata; eski soluğun taze kalmış Özdemir’in özdeyişlerini serpelim. Özdemir Asaf’ın özdeyişlerinin iki bölümde derlendiği Yuvarlağın Köşeleri’ni okumanızın tam sırası.
“Yüzerken bile terledi. Mutsuz Çocuk” diyor Asaf, bu yaz terlemeden yüzsün çocuklar!
Kitap hakkında:
Bu yapıtın birinci bölümünde Özdemir Asaf’ın 1940-1960 yılları arasında yazdığı ve 1961’de “Yuvarlağın Köşeleri” adlı bir kitapta toplayıp yayımladığı etika türündeki özdeyişlerini bulacaksınız.
Yapıtın ikinci bölümü ise şairin geride bıraktığı yazılar arasında seçilip derlenen ve 1960-1980 yılları arasında yazdığı özdeyişlerden oluşuyor.
Birinci bölümde 432, ikinci bölümde 704 özdeyiş bulunmaktadır.
Metin: Adam Yayınları – Fotoğraf: http://kitaplog.net/
4. Transit Yolcular – Müge İplikçi
Birbiyle ilintili kısa öykülerin bütününde ortak bir yere vardığı bu güzel öykü kitabı, ikili ilişkilerin merkezinde dönüyor. Kadın karakterler, iktidar çatışmaları ve memleket ironileri… Yazarın öykülerinde en çok geçirdiği Nida adlı karakter, kelime anlamıyla sanki topluma kadının çığlığını atıyor.
Yazın yola çok çıkılır. Öyküler doldurulur heybeye. Çekinmeden alabilirsiniz heybenize Transit Yolcular’ı.
Kitap hakkında:
Çağdaş öykücülüğümüzün en yetkin isimlerinden biri olan Müge İplikçi, Transit Yolcular adlı öykü kitabında hayatın içindeki gidip gelmelerimizi, geçip gitmelerimizi iç içe geçen bir kurguyla anlatıyor.
Özellikle kadın karakterlerin ağır bastığı bu öykülerinde İplikçi, hep öteki olarak kalmaya bırakılan kadının bu yazgının içinden taşırmaya çalıştığı direncinin de altını çiziyor. Birbirine bağlanarak akıp giden bu öyküler, farklı karakterler ve yaşamlar arasındaki kesişen noktalarla zenginleşerek, bir dağılıp bir toplanarak kendi motiflerini oluşturan bir dantelin ince güzelliğini taşıyor.
Metin ve fotoğraf: www.everestyayinlari.com
5. Ferit Edgü – İşte Deniz, Maria
Haber portalları yaz tatilinden dönenlerin depresyona karşı önlemlerini listeler, tatile çıkamayanların halinden ise hiç anlamazlar. Bu feryada kulak veren kitaplar; deniz, kum, güneş üçlemesini göremeyenlere simülasyon görevi üstlenir. Ferit Edgü’nün usta kalemi, deniz serinliği ile en çok da bu yaz sahile inemeyenlere, dalgalarla hemhâl olamayanlara: işte Deniz, Maria!
Kitap Hakkında:
İşte Deniz, Maria’da Ferit Edgü’nün hem 1950’lerde oluşan öykü anlayışını sürdüren örnekler hem de kısa, çok kısa, tüm fazlalıklarından arındırılmış, ayıklanmış, “dil”in içindeki cevhere varmaya çalışan minimal öyküler yer alıyor.
Metin ve fotoğraf: www.selyayincilik.com/
6. Dava – Franz Kafka
Yine mi Dava, yine mi Kafka diyenlerdendim ben de. Ancak Notos; Dava’yı çevirmekle kalmamış, Kafka’nın romanlardan çıkardığı bölümlerinin yanına, Kafka’yı tanımamıza sebep olan minnet duygularımızın sahibi Kafka’nın yakın arkadaşı Max Brod’un romana yazdığı sonsözleri de esere eklemiş. Sizi bilmem ama ben çok merak ediyorum bu Dava’yı.
Kitap hakkında:
Nerede başlar yasa? Nereye uzanır? Nerelere kıvrılır? Yasanın sarmalları tüm insanları ve mekânları ele geçirmiştir. Yasaya tabi tutulan ama yasaya erişimi engellenen insanın kanunun ve kanunsuzluğun düğümlerini çözmesi mümkün müdür? İşte Kafka Dava’da yasanın dehlizlerinden eşiğine uzanan yolları ve yoldan çıkmaları anlatıya dönüşemeyen bitimsiz ve parçalı haliyle anlatıyor.
Metin ve fotoğraf: notoskitap.com
7. Nasipse Adayız – Ercan Kesal
Ercan Kesal önce bizlere Peri Gazozu açmıştı, 2015’te ise roman yolunda uzun öyküsü ile ülkenin seçim havasına kalemiyle bakış attı.
Politika ülkemiz insanın tipik bir göstergesi, doğal gözlem alanı. Ercan Kesal’in gerçekçi ve içten kalemi bana Aziz Nesin’i hatırlattı. Ağlanacak halimize güldüğümüz bu yaz günlerinde daha fazla gülmek istiyorsanız Nasipse Adayız birebir.
Kitap Hakkında:
Bu akşam da bilmem ne düğün salonundayım. Yemekli davet var. Her zamanki gibi çelengimizi önceden gönderdik, uygun saatte de yerimizi aldık… İçerisi çok kalabalık. İstanbul’da en çok sayıda kendilerinin olduğunu iddia eden bilmem nerelilerin dayanışma gecesi yapılıyor. Uzun masalara karşılıklı oturmuş, yemek yiyen, konuşan, öpüşen orta yaş ve üzerinde erkekler doldurmuş ortalığı.
Kalın bıyıklı, koca kafalı bir yerel sanatçı sazıyla bir şeyler çalmış, sonra da ara vermiş, dinleniyor… Sahnedeki takım elbiseli, beyaz gömlekli, enine çizgili bordo kravatlı, kel kafalı, ortadan uzunca boylu, heyecanlı adam kim? Benim tabii ki.
Pazarlıklar, imaj operasyonları, anket dümenleri… Bağlamalar, ayarlamalar, gecelere katılmalar, “yukarıya” ulaşmaya çalışmalar… Oy ve ilişki peşinde delidolu bir uğraş… İnsana aklını yediren bir takıntı… Arada, hayat ve anlam muhasebesi ve kırık bir aşkın tamirine dair solgun bir ümit…
Metin ve fotoğraf: www.iletisim.com.tr
8. Görünmez Kentler – Italo Calvino
Bu yaz çok gezemezseniz Calvino’nun Görünmez Kentler’ini okuyup masallarda yazarın kentleri nasıl görünür kıldığına şahit olabilirsiniz. Kendi masalımda Görünmez Kentler’i devam ettirdim ve onu İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası’yla aynı dönem mezunu saydım.
Gürültü, trafik, çevre katliamları, koca bir şantiye dönüşmüş kentler devasa bir sorun yumağı içerisinde ayakta kalmaya çalışıyor. Gökyüzünü görmekte zorlandığımız kentlerde iyi ki edebiyat var, hayalgücümüzü açıyor.
Kitap hakkında:
Modern dünyanın masal anlatıcısı Italo Calvino’nun kaleme aldığı Görünmez Kentler, uzun süredir raflarda bulunamayan bir eser. Marko Polo’nun Tatar imparatoru Kubilay Han’a sunduğu bir dizi düşsel gezi notundan oluşan kitapta Calvino, her birine birer kadın adı verdiği kentleri anlatmış ve bu kentleri, Marko Polo ile Han’ın söyleşileriyle birbirine bağlamış. Calvino’nun kelimeleri kullanışındaki ustalık, Görünmez Kentler’e farklı farklı anlamlar yüklüyor; okuru her seferinde başka yolculuklara sürüklüyor. Bu yolculuk sırasında, Görünmez Kentler’in kapısını okura, Işıl Saatçıoğlu’nun özenli çevirisi aralıyor.
Metin ve fotoğraf: http://kitap.ykykultur.com.tr/
9. Râz – Monica Papi
2015 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü sahibi Râz, güncel Türkçe şiirde son zamanlarda okuduğum en özel kitaplar arasına girdi. Monica Papi’nin ilk kitabı olan Râz, Mayıs Yayınları imzası taşıyor. Râz’ın bende bıraktığı izi, şimdilere Papi’nin yayın kurulunda görev üstlendiği şiir ve eleştiri dergisi Şerhh’te takip ediyorum.
Kitap ve şair hakkında:
monica papi
17 Haziran 1984’te İzmir’de doğdu. Yeditepe Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünü bitirdi. Yeditepe Üniversitesi Felsefe Bölümünde yüksek lisansına devam ediyor ve dijital medya sektöründe çalışıyor. İlk şiiri Ş dergisinde yayımlandı. Çalışmalarını yayın kurulu üyesi olduğu şerhh dergisinde sürdürüyor. Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü 2015’e değer görülen şiirlerden oluşan “Râz” Monica Papi’nin ilk şiir kitabı.
(Kitaptan)
Kendimi yıkmalardan geliyordum.
Bir kamikaze gibi vurmalardan, bir haşhaş uçuşundan,
göğe ait büyük bir kanatlı gibi
göğe kapatarak gövdemi
Metin ve fotoğraf: www.mayisyayinlari.com
10. Fil – Elio Vittorini
Sinemanın kült filmlerinden sayılan 12 Öfkeli Adam; nasıl tek bir mekanda, tek bir masa etrafında geçiyorsa Fil de filmdeki kadar olmasa da bir ailenin yemek masasında geçiyor. Vittorini’nin en sevdiği kitabım diye belirttiği bu kısa roman, çıkış noktasını yazarın isim vermediği ve ‘anne’ olarak tanımladığı kişinin babasını file benzetmesinden alıyor. Fillerin ölümlerini anladıkları zaman ortadan kaybolmaları ve son enerjilerini uzaklara yürüyerek gitmeleri ile insan yaşamı arasında kurulmuş benzerliğin naif romanı…
Fil hakkında detaylı bilgiyi Ne Okuyorum’da Gülşen Esma Hüner’in kaleme aldığı yazısında bulabilirsiniz: https://www.neokuyorum.org/elio-vittorini-fil/
Fotoğraf: kitapyayinevi.com
–
Yazı, gerek gün ışığının uzun süresi gerek de okumaya ayrılacak vaktin fazlalılığı ile en ferah okuma mevsimi olarak görüyorum. Umarım işten, güçten, zorundalıklarınızdan kitap okumaya vakit ayırabilirsiniz.
Sevgiler, iyi okumalar.