Toplumların psikolojisini anlatan eser diğer diller de çok olmasına rağmen Türkçede nadirdir. Tutku Yayınevi’nden çıkan Gustave Le Bon’un Kitleler Psikolojisi bu konuda dilimizde ki ender kitaplardan birisidir.
Kitabın yazarı Fransız sosyolog ve antropolog Gustave Le Bon aslında tıp eğitimi almış sonradan bu dallar üzerinde çalışmaya başlamış bir düşünür. Fransız Devrimi’nden nefret eden yazar, bunu kitabına da yansıtmış, devrimin Fransa’yı parçalayacağını söylemiş, seçkinler ve halk arasında bir farkın olmasını savunmuştur. Bunun ana nedeni olarak ise insanların bireysel olarak daha doğru, ahlaki kararlar aldığını kitle halinde ise bir yanlışın içine sürüklendiğini savunmuştur. Meclisi şu şekilde tanımlıyor Le Bon: “Hükümet meclislerine, her türlü şahsi girişimden ve istiklalden yoksun, çok defa kendilerini seçen komitelerin basit bir sözcüsünden başka bir sıfatı olmayan temsilciler gönderiyorlar.”
“Kitle nedir?” “Kime güvenir2? sorularının yanında lider hatta “ilahi” lider kitleyi nasıl ikna eder, sorusunun da cevabını veriyor kitabında. Kitleye hükmetmenin zeka, kültür ve eğitim ile olamayacağını, çünkü kitlenin filozoflardan oluşmadığını basit halktan oluştuğunu ve onların da ancak o an duymak istedikleri söyleyen, inanmak istediklerini savunan liderlere güveneceğini söylüyor. Bunların dışında nüfuz etmeninde önemine vurgu yapıyor. Nüfuz önemlidir, diyor Le Bon çünkü işçiler ve köylüler asla kendi içlerinden birini seçmezler sebebi ise o kişinin üzerlerinde bir nüfuzunun olmamasıdır ancak üst tabakadan birilerini seçerler ve o kişi ise sürekli seçmeni övmeli ve vaatlerini sürekli tekrar etmelidir.
Kitabın sonunda ise kitleleri çeşitli tabakalara ayırıyor. İlk olarak farklı ve benzer özelliklere göre bir ayrım yapıyor. Farklı olanlar kendi içinde sokak kalabalıkları, jüriler vb. diye benzer olanlar ise mezhepler, kastlar vb. olarak ayrılıyor.
Mutlaka okunması gereken kitaplar arasında olacağını düşündüğüm ve günümüz Türkiye’sinden de örnekler çağrıştıran eser dönemin özelliklerine ve olayları etrafında okunmalıdır. Bilinmelidir ki Gustave Le Bon’un bu fikirlerine kendi zamanının birçok düşünürü katılmamış hatta 20. yüzyılda Mussolini’yi etkileyen fikirler olmuştur.
Kitaptan birkaç alıntıyla yazımı bitiriyor ve iyi okumalar diliyorum.
“Uyutulan kimsede bilinçli faaliyet felce uğradığından, uyutucunun kendi arzusuna göre idare ettiği bütün bilinçaltı faaliyetlerinin eseri olur. Artık bu adamda bilinçli kişilik kaybolmuştur. İrade yeteneği kalmamıştır. Hisleri, fikirleri o zaman uyutucunun belirleyeceği istikamete yönelir.”
“Cahil bir insan ve bir bilgin, bir kere kitle içinde yer alınca olayları objektif olarak değerlendirme bakımından aynı kabiliyet seviyesine iner.”
“Zayıf bir hükümete karşı ayaklanmaya her zaman hazır olan kitle, kuvvetli bir hükümet karşısında esir gibi eğilir”
“Koca bir cilt oluşturacak kadar uzun bir nutuk, hitap edilen zihinleri tesir altında bırakmayı başaran birkaç kısa cümleden daha kıymetli değildir.”
“Kitleler hiçbir zaman gerçeğe susamamışlardır. Hoşlarına gitmeyen açık gerçekler karşısında, sahte olan eğer kendilerini cezbederse, sahte olanı ilahlaştırarak açık gerçeklere yüz çevirmeyi daha uygun bulurlar. ”
- Kitleler Psiskolojisi – Gustave Le Bon
- Felsefe – Tutku Yayınevi
- 208 Sayfa