“Hepimiz içimizde bir orman taşırız, kilometrelerce uzanan kayınlar, köknarlar, sedirler.”
Türkçeye ilk kez Yüz Kitap tarafından çevrilen Meksikalı yazar Cristina Rivera Garza’nın Tayga Sendromu adlı romanı raflardaki yerini aldı.
Aldatılan bir koca tarafından tutulan bir kadın dedektif, kaçak çiftin peşinden dünyanın öteki ucundaki tayga ormanlarına kadar gider. Kayıp çifti bulmaya çalışırken, dünya tekinsiz, öngörülemez bir yere dönüşür. Tayga ormanlarında yoluna kurtlar, kardaki izler, eski hikayeler ve vahşi bir genç çıkan dedektif tökezler ve her şeyin gerçekliğini sorgulamaya başlar.
Zamanın düz bir çizgide ilerlemediği, kullanılan puslu ve muğlak dilin gerçekliği büktüğü Tayga Sendromu, sanki başlangıçtan beri orada olan açıklanamayan bir dehşet hissinin, ruhtaki yabanın anlatısı.
Cristina Rivera Garza kimdir?
Cristina Rivera Garza 1964 yılında Meksika’nın kuzeydoğu sınırındaki Matamoros kentinde doğdu. Latin Amerika tarihi üzerine doktorası bulunan Garza, her iki ülkede çeşitli üniversitelerde öğretim görevlisi olarak bulundu. José Ruben Romero Ulusal Roman Ödülü, Sor Juana Inés de la Cruz Ödülü, Juan Vicente de Melo Ulusal Hikâye Ödülü gibi Meksika’nın en prestijli ödüllerinin yanı sıra, Uluslararası Anna Seghers Ödülü gibi uluslararası ödüller aldı.
Yayımlanan eserleri arasında Nadie Me Verá llorar, Ningun Reloj Cuenta Esto, La Cresta de Ilión, Lo Anterior, La Muerte Me Da, Verde Shanghai adlı romanlar ve La Castañeda adlı tarih çalışması bulunmaktadır.
Rivera Garza halen California San Diego Üniversitesi’nde Edebiyat Fakültesinde yaratıcı yazarlık dersleri veriyor.