Yaşadığımız evrende öyle olaylar oluyor ki kişisel sorunlarımız ile uğraşamayacak kadar yorgun, sıkkın, keyifsiz oluyoruz. Hoş, kişisel sorunlarımız ya da bakışımızı da gündem belirlemiyor mu?
Yaşam; her canlının ortaklaşa var olduğu, yaşam hakkının tüm canlılar için kutsal olması ile oluşur. İnsan, kibri, merhameti, sevgisi (çocuk, eş, baktığı canlı), sevgisizliği, vicdanı vicdansızlığı, empati ya da empati eksikliği, acımasızlığı, gaddarlığı hepsi bizi ortaya çıkarıyor.
Okuduklarımız, dinlediklerimiz, izlediklerimiz, gördüklerimiz hepsi içimizdeki biziz. Edebiyat, bu noktada tüm yazılı kaynakları ile bize bir ayna tutuyor.
Tüm bu uzun giriş, Kolombiyalı yazar Pilar Quintana’nın romanı “Köpek” i anlatmaya başlamaya cesaret etmek için.
Latin Amerika Edebiyatı edebiyat açısından çok verimli hikayelerden, Usta yazarlardan, rengarenk halkların renkli kişiliklerinden oluşuyor.
“Büyülü gerçeklik” ile başımızın tacı Marquez‘den, Meksika’nın acı, vahşi coğrafyasının kişiler üzerinde yarattıklarını bize cesurca anlatan Roberto Bolano‘dan, Şili’nin devrimcilerinden izler taşıyan halkın direnişlerini, bilge kişiliklerini gündelik konulara rahatça aktaran İsabel Allande‘den nice usta isimlere…
Şimdi yine bizce yeni bir Kolombiyalı yazarı, hem de rüştünü Kolombiya’da gelecek vaat eden yazarlar arasında gösterilip “Köpek” ile Biblioteca de Narrativa Colombiana Ödülünü 2017; 2021 de Los Abismos romanıyla Alfaguara roman ödülünü kazanarak alan yazarı, Can Yayınları bize tanıtıyor. Çevirisi Havva Mutlu’ya ait; pırıl pırıl akıcı.
“Köpek” beni konusundan önce ismi ile kendine çekti okur olarak. Çünkü 14 Ocak’ta bir kararname ile sokak köpekleri, yasaklı ırklar hepsi belediyeler tarafından ya acımasızca toplatılıp barınaklara götürüldü (ki bu barınaklar yaşam koşulları iyileştirilmemiş, kısıtlı personel, kısıtlı veteriner hekim kısıtlı koşulları ile ne yazık ki barınılacak alanlar değil) ya da dağa taşa atıldı. Tüm hayvansever derneklerin, baroların, gönüllülerin itirazlarına rağmen.
İnsan kibri, kendini tüm varlıklar arasında “üstün” sayma… Tüm bunlar onları medya da görünür kılmadı haber değeri taşımadı. Birkaç yayın birkaç yazı dışında sosyal medyada ise hala yazılanları okuyamıyorsunuz. Açıktan, soğuktan öldüler, ölüyorlar…
Bense sadece evde beslediğim canlar için değil, sokakta beslediğim her gün, her gün bir şey olmasın diye korkuyla baktığım canlar için ilk defa kendimi çok çaresiz hissettim.
“Ne yapabiliriz?” düşüncesi ile yazıya sarıldım. İşte o zaman okumak daha kıymetli oldu benim için. Okumak ve okuduğunu anlatmak. Bu noktada, tam da bu konu da insanının insan olmasına ama nasıl insan olmasına dair okumalar yaparken karşıma çıktı “Köpek”.
“Köpek”, küçük bir kasabada sıradanlaşan zehirlenme olayı ile başlıyor. Annesi zehirlenen on yavrudan biri olan gri, kulakları düşük köpek “chirli” ile onu sahiplenen Damaris’in hikayesi.
Damaris orta yaşlı, kocası Rogelio ile küçük bir kulübede yaşar. Kulübe zenginlerin yazlık ev olarak kullandığı, geniş arazinin içinde ulaşılması için dik merdivenlere sahip pasifik okyanusunu gören uçurumun yanında. Tıpkı bu coğrafya gibi zor, dik başlı aksi bir adam Rogelio. Onun da üç köpeği var ama köpekler neredeyse sahibine karşı geliştirdikleri tavır ile ayakta kalmayı başarmışlar.
O yüzden Damaris bu küçük yavruyu kendisi özenle büyütmeye başlar. Çocukları olmamıştır bu çiftin; çok çare aramışlardır ve en sonunda bu yavru onun evladı olur. Adı bile hep hayalini kurduğu kızının adı olur “chirli” .
18 yaşında evlenmiş Damaris. İlerleyen bölümlerde bu evliliğin nasıl bir kaçış olduğunu, yaşanılan bir kaybın nasıl bir travmaya neden olduğunu, aşağılanmanın ezilmenin sınıfsal farkın zamanla nasıl bir kişilik bozukluğuna yol açtığını ilmek ilmek örer yazar hikâye boyunca.
Bu noktada yazar şunu sorgular: İnsanı ne şekillendirir: annelik, mesleği? Yaşadıkları, ezilmesi, yaşadığı yer? Ne? İnsan neden sever, neden acımasızlaşır, neden vicdanlıdır, neden nefret eder?
Sert bir roman “Köpek”. 108 sayfa bir çırpıda okunuyor; ama ürpererek, ama bekleyişle, ama kaygıyla. Yazar sözcükleriyle hikâyenin nereye gittiğini, nasıl şekilleneceğini, ne olacağını anlatırken sizi hep bir soruyla baş başa bırakıyor: Siz kimsiniz?Çevrenizin sizi tanıdığı kişi misiniz, yoksa içinizde bastırdığınız biri daha mı var? Siz, sizi tanıyor musunuz?
Kitabı kapattığınızda bir daha okuyun şimdi haberleri: Ey okur, zalimlik nerde başlar, sevgi nerede?
Çeviri için Havva Mutlu’ya bir kez daha teşekkürler.

- Köpek – Pilar Quintana
- Can Yayınları – Roman
- Çeviri: Havva Mutlu
- 108 sayfa