“İlk kitabın günahı olmazmış,” çok sık duyduğum bir laf çevremde. Herhalde çevremde ilk kitabını çıkaran çok insan olduğundan… Burada zaman zaman yeni yazarların ya da eskiden beri yazan ama ilk kez kitap yayınlayanların bu ilk kitaplarından bahsetmek istiyorum. Yazılarım tam bir eleştirmenin yazacağı türden yazılar olamaz, zira ben eleştirmen değilim. Ancak tüm samimiyetimle ve fazla ipucu vermeden kitapları yorumlamaya çalışacağım. Bu yazımda üç adet öykü kitabından bahsetmek isterim.
1. Öykü Molası – Zeynep Çavdar Öznur

İlk ele alacağım kitap bir süredir muhtelif yerlerde yayınlanan ve kolektif kitaplarda da yer alan öykülerini takip ettiğim Zeynep Çavdar Öznur’un Öykü Molası adlı kitabı. Öykü Molası, birbirinden değerli öykülerin yer aldığı bir ilk kitap. Özellikle iş hayatı, içinde yaşadığımız dönemin çıkmazları, beyaz yakalıların ruh halleri, hayatı sorgulama temaları kitapta önemli yer kaplıyor. Fantastik öğelere de çokça yer verilmiş. “Çiçekli Duvar Kağıdım”, “Rüyada”, “Gizemli Kapı”, “Kol Düğmesindeki Kan” öykülerinde birdenbire farklı atmosferlerde bulabiliyoruz kendimizi.
Kitabın en büyük sorunu, yayınevinden kaynaklanan redaksiyon sorunları. İmla hataları, kelime tekrarları gibi hatalar göze batıyor. En sorunlu öykü ise, “Gizemli Kapı.” Öyküde Gizem, Berna ve Aslı isimleri zaman zaman birbirlerine karışmış. Yine kelime tekrarları had safhada.
Bu son paragrafta belirttiğim ve büyük ölçüde yayıncıdan kaynaklanan hataları göz ardı edip, içerik ve kurgu anlamında baktığımızda başarılı denebilecek bir ilk kitapla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.
2. Şeytan Düğünü – Nazlı Ayça Özkarahan

Şeytan Düğünü, yıllardır yazan ve öyküleri muhtelif dergilerde defalarca yayınlanan Nazlı Ayça Özkarahan’ın ilk kitabı. Kitabın hiç acele edilmemiş, iyi çalışılmış bir eser olduğu her halinden belli oluyor. Öncelikle imla hatası, tekrarlar, anlatım bozukluklarına rastlamıyoruz. Bu konuda tabii ki yayın evini de ayrı bir takdir etmek gerek.
Özkarahan, dili çok iyi kullanan bir yazar. Anlatıma ve dile büyük önem verdiği belli. Bunun yanı sıra, eserinde konu çeşitliliği var. Kendisine ya da genel olarak çevresindekilere benzemeyen, farklı insanları anlatabilen yazarları her zaman takdir etmişimdir. Çoğu yazar, özellikle ilk eserinde genellikle kendisi ve çevresinden esinlendiği konuları ele alırken, Nazlı Ayça Özkarahan bunu aşmış görünüyor. Kitapta daha çok, bu farklı kesimlerden insanların ruh hallerine odaklanıyoruz. Öykülerde kurgu da başarıyla kotarılmış. “
Son derece başarılı bulduğum bir ilk kitap olan “Şeytan Düğünü” nün tek sorunu biraz karamsar ve karanlık bir havası olması. Ama bunun kitabı okunmaz ve bunaltıcı hale getirdiğini düşünmemelisiniz. “Sesler”, “Ritim”, “Kifoz”, “Üç Kulhuvalla Bir Elham”, “İşin Yoksa” favori öykülerim.
3. Yarın Gene Oynarız – Can Uçar

Can Uçar da yine dili çok iyi kullanan, kendisine özgü anlatımı olan bir yazar. “Yarın Gene Oynarız” da ülke gündemi, dünya halleri, insanlık hallerine yönelik olan ve yüksek düzeyde toplumsal duyarlılık içeren öyküler var. Bu öykü kitabı, daha önce bahsettiğim iki öykü kitabına oranla daha geniş çaplı bir insan kitlesini ya da çevreyi ele alabilmiş, hayli iyi gözlemlere dayanan, kurgusu sağlam bir eser. “Sofra”, “İptal Ediyorum”, “Bu Neşeyi Nereden Buldunuz” ve kitaba adını veren “Yarın Gene Oynarız” adlı öyküler favorilerim olsa da favori belirlemenin zor olduğu, birbirinden etkileyici öykülerden oluşan bir kitap olduğunu söylemeyi ihmal etmemeliyim. Yazar, son derece ciddi, hayati konuları ele alırken acı bir mizah ve ironi de yüklemiş öykülerine. Vicdan, akıl ve empatinin yarattığı doğruların peşinden gittiğini söyleyen Uçar, kitabındaki öykülerle bu amacının hakkını fazlasıyla vermiş.
İlgili kitaplar: Öykü Molası- Zeynep Çavdar Öznur- Perseus Yayınları
Şeytan Düğünü-Nazlı Ayça Özkarahan-Monokl Yayınları
Yarın Gene Oynarız- Can Uçar- Holden Yayınları