İlk çıktığı zamanlarda okuyucuların kıyafet seçimine kadar sirayet eden, genç kesimdeki okuyucuları intihara sürükleyen eşsiz bir roman. Dürüst olmak gerekirse her ne kadar iç açıcı bir konuya sahip olmasa da, mutlaka okunması gereken bir kitap. Kitapta altını çizdiğim satırlar ile sizleri baş başa bırakıyorum!
Kendinden yakınabilen insan ne anlaşılmazdır! (sf.19)
Her küçük kederi artık eveleyip gevelemeyeceğim ve geçmiş benim için geçmişte kalacak. (sf.19)
Eğer insanlar imgelemleriyle geçmişteki kederin anılarını çağrıştırmak uğruna bu denli çaba gösterecekleri yerde, kayıtsız bir şimdi’ye katlansalardı, çektikleri acı daha az olurdu. (sf.20)
Kendini kurallara göre eğiten bir insan da hiçbir zaman zevksiz ve kötü bir yapıt meydana getiremez. (sf.29)
Böyle mi olmalıydı: İnsanın mutluluğu, aynı zamanda kederinin kaynağı mı olmalıydı? Yaşam dolu doğanın içinde yüreğimi saran içten ve sıcak duygular, beni bir zamanlar öyle sevinçlere boğuyor, çevremdeki dünyayı benim için öyle bir cennete dönüştürüyordu ki; ama şimdi bu duygular, hiçbir yerde peşimi bırakmayan dayanılmaz bir işkence, bana acı çektiren bir hayalet haline dönüştü. (sf.69)
Her şey gelip geçmiyor mu? Her şey, rüzgar gibi yanımızdan esip uçmuyor mu? Her şeyin, varoluşuyla birlikte sahip olduğu gücü sonuna kadar tüketme fırsatını bulması ender değil midir? Her şey, akıntıya kapılıyor, batırılıyor ve kayalarda parçalanmıyor mu? Yaşamında, seni yiyip bitirmeyen hiçbir an yoktur, hem seni hem de yakınlarını; senin de bir yok edici olmadığın, bir yok edici olmak zorunda kalmadığın hiçbir an yoktur; en küçük gezintin binlerce zavallı solucanın yaşamına mal olur, attığın tek bir adım, karıncaların inşaatlarını sarsıp ezer ve küçük dünyalarını berbat bir mezara çevirir. (sf.71)
Farkındayım; yazgım zorlu sınavlara gebe. Ama yılmamak gerek! Aldırış etmeyince her şeyin üstesinden gelinebilir! Aldırış etmeyince mi? Gülesim geliyor, nasıl oldu da bu söz çıktı kalemimden? Ah, eğer kanım bu kadar çabuk kaynamasa, güneşin altındaki varlıkların en mutlusu ben olurdum! (sf.83)
İnsanlar hem kendileri hem başkaları için her şeyi zorlaştırıyorlar; ancak buna, örneğin bir dağı aşmak zorunda olan bir yolcu gibi boyun eğmek gerekir; dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olacaktır; ama o dağ oradaysa, aşmaktan başka çare de yoktur! (sf.85)
•Genç Werther’in Acıları – Johann Wolfgang Von Goethe
•Can Yayınları – Roman
•159 sayfa