Kendi isteğimizle gerçekleşmeyen değişimlere ayak uydurmak ne zor! Dünya dönmeye devam ederken bir yandan eskiyi arkada bırakıp yeniye alışabilmek, alışma süreci devam ederken bir de özlemek… Konfor alanlarımız hepimiz için biricik ve çok kıymetli. Bu alanın dışına itildiğimiz, bu alanın esnemek zorunda kaldığı zamanlarda ardından ivedilikle hüzün geliyor yaşamlarımıza sanki. Kaplayan, saran, takip eden bir hüzün. Peki bir yetişkinin hayatına yerleşen hüzün, bir çocuğun hayatında nasıl belirir? Neleri değiştirir, yerine neler koyar?
Timaş Çocuk‘tan çıkan Yeni Arkadaşım Mo, anne ve babası ayrıldıktan sonra okul değiştirmek zorunda kalan Midge’nin yeni hayatına alışma sürecini anlatıyor her yaştan okura. Çocuk kitaplarının elbette ki yaşı yok, bu kitabın çizimlerine ve diline vurulmamla bunu bir kez daha hatırlatmış oldum kendime. Sözcükler kitabın her sayfasındaki çizimler üzerine işlenmiş. Anlatılanlarla çizilenlerin bağı bazen sadece renklerle kurulmuş bazen de çizgilerin bir aradalığıyla. Okurken hep şunu düşündüm: Yeni Arkadaşım Mo, daha küçük yaş grubu için ve yine tabii ki herkes için, sessiz bir kitap da olabilirmiş. Midge ve Mo’nun öyküsünü sözcükleri olmadan hayal ettiğimde de çocuklar onu çok sevdi; görselleri, üstüne saatlerce konuşabilecekleri konular açtı.
Hayalimdeki sessiz kitap ihtimalinden sonra yine görsellere kapılıp gittiğim bir sırada Midge’nin güleceği zamanı beklediğimi fark ettim. “Ne zaman gülecek?” diye sora sora ilerleyince Midge’nin mutsuzluğunun, üzüntüsünün beni de çok yaraladığını ve bu olumsuzluğun hemen giderilmesini istediğimi anladım. Her duygunun sakinlikle karşılanması gerektiği hakkında Midge ve Mo’nun arkadaşlığının yanı sıra Mo’nun sabrı ve umudu bana çok şey öğretti.
Midge yeni okuluna geldiğinde ona rehber ve arkadaş olan Mo, Midge’yi gülerek karşılar. Okulu ona tanıtırken, kendini anlatırken, Midge’yle sohbet etmeye çalışırken daima gülümser. Midge ise üzgündür ve içinden gülmek gelmez. Aslında yalnız kalmak ister. Anne ve babasıyla birlikte geçirdiği güzel günleri hatırlar ama gülemez, bu onu daha çok üzer. Gündelik hayat devam ederken “hüzün” görünmese de, yana yakıla anlatılmasa da orada olmaya devam edebilir. Yazar, hüznün görünmeyen kısmını somutlaştırmak için “yağmur bulutu” metaforunu kullanmayı tercih etmiş. Midge’nin başının üstünde onu sürekli takip eden bir yağmur bulutu vardır.
“Şıp, şıp, şıp…”
Midge’nin hüznü çizdiği resimlere, arkadaşlık ilişkilerine, okul yaşantısına yansır. Mo, Midge’ye göre çok fazla gülmektedir. Hatta Midge konuşmak da istemez, hiç gülmez. Mo, onunla arkadaş olmak için çaba harcasa da bunu nasıl yapacağını bilemez çünkü Midge bu çabaya karşılık vermez. Mo bunun için üzüldüğünde öğretmeni ona bu okula geldiğindeki ik günlerini hatırlatır. Mo da bir süre yalnız kalmak istemiş, kimseyle konuşmak istememiş, tek arkadaşı başının üstündeki yağmur bulutu olmuştur. Mo bu benzerliği hatırladığında her duygunun geçici olduğunu, Midge’nin de bir süre üzüntüsüyle birlikte var olacağını ama sonunda bir gün Midge için de güneş açacağını bilmektedir.
“Yağmur bitkiler için, gözyaşı da bizim için yararlıdır.”
Mo; hissettikleri için arkadaşını suçlamadan onu umuda nasıl taşıyacağını, ona nasıl destek olacağını düşünür. Bir süre sadece üzgünken hayatına nasıl devam ettiğini hatırlamaya çalışır. Onu umuda, güneşe, çiçekli günlere taşıyan şeyler acaba Midge için de işe yarar mı? Midge bu kadar üzgünken Mo’nun arkadaşlığını kabul eder mi?
Arkadaşlığa, duygulara, değişime, umuda, sabra, alışmaya ve büyümeye dair çok tatlı şeyler anımsatan bir hikaye Yeni Arkadaşım Mo. Hüzün bulutlarından gelen yağmur damlalarından kaçamayan her çocuğun karşısına bir gün bir Mo çıkar umarım çünkü:
“Üzülmek o kadar kötü bir şey değil. Hiçbir üzüntü sonsuza dek sürmez çünkü. Yağmur yağdıktan sonra güneş açar, gözyaşlarından sonra her şey daha parlak görünür.”

- Yeni Arkadaşım Mo – Lara Williamson / Çizer: Becky Cameron
- Timaş Yayınları – Çocuk Kitaplığı
- Çeviri: Esma Fethiye Güçlü
- 96 sayfa