1986 doğumlu Caner Almaz‘ın her daim biyografisinde “Okumayı ve yazmayı sever.” cümlesini görmüşsünüzdür. Sonuna kadar gerçek olduğunu bildiğim bu cümleye rağmen yine de okurlarına ve meraklılarına özel bir rehber olsun istiyorum yazdıklarımın. Lisans eğitimlerini İletişim ve Sosyoloji üzerine tamamlamış olan Caner Almaz, editörlükten Galatasaray kulübündeki emeklerine kadar uzun bir yol kat etmiş. Şimdilerde bu yazıyı okuduğunuz Ne Okuyorum‘un genel yayın yönetmeni ve lise öğrencileriyle birlikte ilgilendiği bir kulübün eğitmeni. Ne Okuyorum’u 2016 yılında kurmuş, bir yerlerde yazmak isteyen ama cesaret edemeyen onlarca yazar adayına “ev” olmuştur. Kendimden biliyorum. :)
2017 yılında Alakarga Yayınları‘ndan çıkmış olan Kırgın Anlatıcı adlı bir öykü kitabı, 2021 yılında Everest Yayınları‘ndan çıkmış olan Yaşamaklar adlı ilk romanı bulunmakta. Kırgın Anlatıcı kitabı henüz bir dosya iken 2015 yılında Uluslararası Ankara Öykü Günleri Derneği Yarışması‘nda Övgüye Değer Dosya Ödülü kazanmış. Caner Almaz’ın yarışmaya sunduğu dosyadan çıkan birkaç öykü boyut değiştirdi, karakterlerini olgunlaştırdı, biraz uyudu uyandı ve karşımıza Kırgın Anlatıcı olarak çıktı. Her iki kitabını da okumuş biri olarak Caner Almaz’ın yazım dilinin çok iyi bir arkadaş olduğunu düşünüyorum. Çok samimi ve yönlendirmeden uzak, nasılsa öyle, bir anlatımının olması kendinizi zorlamadan okuyabileceğiniz bir kitap zaten hayli yorucu olan hayatın içinde elinizden tutan muazzam bir arkadaş oluyor. Kendisine yazmak eyleminin nasıl başladığının sorulduğu bir söyleşide:
“Konuşarak her şeyi anlatamadığımızı düşünüyorum. Bunu ne söylemeye vaktimizin ne de dinleyecek yeterince zamanımızın olduğunu düşünüyorum.” (Gazete Duvar, 2017)
cevabını vermiş.
Ben bunu anlata anlata bıkmayacağım ve saçlarımda ak varken de -ki var- bu anımızı anlatacağım gibi hissettirse de kendisiyle nasıl tanıştığımı anlatmak isterim. 2017 yılında Haydarpaşa Kitap Fuarı’nda tanıştık kendisiyle. Hiç okumadığım fakat sonrasında kaç arkadaşıma tavsiye edip hediye ettiğimi hatırlamadığım kitabı Kırgın Anlatıcı’yı bana imzalayıp uzatmıştı. Ne yazarlığı haricinde yaptığı işleri bilirdim ne yazılarını okumuşluğum vardır. Benim için hiç bilmediğim birinden farksızdı. Bir süre konuşmuştuk. Bana “Neden edebiyatla uğraşıyorsun?” diye sormuştu. Bir şeyler yazan insanların hep hayalidir hani “Böyle sorular sorulsun cevap vereyim ne olur!” diye işte tam o zamanlarımdı ve daha ilk sorudan sınıfta kalmıştım. Hiçbir cevap veremedim sanırım yani geveledim ama bir ağırlığı yoktu inanın. Sonrasında bir yazarın biyografisini yazdığım yazı için gerçekten değerli olabilecek bir yer ararken desteklemelerle Caner Almaz beni ekibine aldı. O zamanlardan buranın benim için ayrı bir yer olacağını hissediyordum. Bir kere her şey olması gerektiği gibiydi. Şimdilerde buradayken geçmişe dönüp bakmak ne kadar garip hissettirse de Caner Almaz ile hikâyem Ne Okuyorum ile tanışma hikâyemin aynısı. Hayatımın bu dönemindeki Caner Almaz’ı anlatmam gerekirse çok hayran olduğum bir yazar. Yaşamaklar’da yazdığı karakterler hâlâ arkadaşım gibi yanımda hissettiğim insanlar. Böyle dedikodusunu yapar gibi arkadaşlarımla, tanımadığım insanlarla konuşuyorum o kadar söyleyeyim. Git gide daha da özgün cümleler kazanıyor çünkü biliyorum ki çok emek veriyor, okuyor, çalışıyor ve araştırıyor. Uykusuzlukların ve nasıl geçtiğini bilmediği günlerin sonunda sizi huzurla uykuya götürüp hayaller kurduracak kitapların yaratıcısı.
Şimdilerde neredeyse her gün konuştuğum, bir sürü fikirle kendisini darladığım, Ne Okuyorum’u sevgiyle ilerletmeyi hedeflediğimiz, Kırgın Anlatıcı’da hissettiğim bütün duyguların yanına “ağabey” kelimesini de eklediğim biri. Ne Okuyorum’un yaş gününde elinde mendiliyle oturmasını istediğim sevgili Caner Almaz’ın şahane okuma listesini de bugün yayınlamamı yanlış anlamazsınız umarım. Bütün yazılarımdan farklı olarak bir arkadaş sohbeti yaşadığım masada yazıyormuş gibi hissettiğim bu yazıyı kendisinin cümleleriyle sonlandırmak istiyorum:
“İnsanların birbirini anlayabildiği bir dünya. Birbirimizi dinlemeye meyilli değiliz. Hep doğru bildiğimiz yargısından ve anlayışından kurtulmak gerek. Hiçbirimiz mükemmel değiliz. Yazmaktansa okumayı öğrenmemiz, eleştirmektense dinlemeyi öğrenmemiz gerekiyor.” (Gazete Duvar, 2017)
Caner Almaz, Neokuyorum okurları için 14 kitap tavsiyesinde bulundu. İşte o 14 kitap:
- Melih Cevdet Anday – İsa’nın Güncesi (Everest Yayınları)
- Sevgi Soysal – Yenişehir’de Bir Öğle Vakti (İletişim Yayınları)
- Thomas Bernhard – Odun Kesmek (Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Sezer Duru)
- Zeynep Kaçar – Kabuk (Doğan Kitap)
- Başak Baysallı – Sarkaç (Everest Yayınları)
- Claire Keegan – Mavi Tarlalardan Yürü (Yüz Kitap, Çeviri: Duygu Şahin)
- Domenico Starnone – Bağlar (Yüz Kitap, Çeviri: Meryem Mine Çilingiroğlu)
- Ferhat Özkan – Yoksunlar (Yapı Kredi Yayınları)
- Ayhan Koç – Kara Havadisler Kervanı (İthaki Yayınları)
- Ian McEwan – Sahilde (Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: İlknur Özdemir)
- John Fowles – Koleksiyoncu (Ayrıntı Yayınları, Çeviri: Münir Göle)
- Pascal Mercier – Sözlerin Ağırlığı (Sia Kitap, Çeviri: İlknur Özdemir)
- Bernard Malamud – Tamirci (Kafka Kitap, Çeviri: Başak Yenici)
- Craig Thompson – Blankets / Örtüler (Baobab Yayınları, Çeviri: Doğan Şima)