Hepimizin ihtiyacı var bazı şeylere. Kendinden bahsetmeye, kendinden bahsederken karşında seni dinleyen birisine, günden keyif almaya, bazen bir demlik sıcak bir çaya, bazen iyi bir kitaba, güzel öykülere… Ama hepsinin sırası var. Hepsi birden olmaz zaten, olsa hayat dediğimiz keşmekeş, hiç tahmin edemeyeceğimiz bir şekilde daha da karmaşıklaşabilirdi. Düşünsenize, her istediğinize bir yanıt buluyorsunuz… Hiç sıradan değil. Burası belki de bir öykünün konusu. Lafı çok dolandırmayalım.
Bu satırları okuyan okuyucu, okumakta olduğum “Dinle Küçük Adam”la alakalı bir metinle karşılabilirdi. Keza o düşünceyle kitabı okumaya başladım, lakin biraz önce bahsettiğim mevzu burada gerçekliğe kavuştu. Dinle Küçük Adam’ın zamanı gelmemişti. Masamda okunmayı bekleyen ve hınzırca bir bakışla bana bakan “İnsana Hiç Rahat Yok Kendinden” bana eşlik etmeye başladı. Ve bir kitap kendinden bu kadar emin olamazdı, davetkârlığının altı bu kadar doldurulamazdı. Gerçekten.
Dilimize ilk defa çevrilen Kanadalı yazar Grace Paley’in kitabıdır konumuz. Kitap isimlerinin büyüsü olduğuna inananlardanım. İyi bir kitap ismi çok da risklidir aynı zamanda. İçerik ismin ağırlığını taşıyamazsa hayal kırıklığı büyük olur. Böyle olmadı. Sevgili Paley, şefkatli cümleleri ve ince mizahıyla sımsıkı bir kitap sunmuş bizlere.
10 öyküden oluşan bir kitap İnsana Hiç Rahat Yok Kendinden. Çoğunlukla kadın karakterlerin öykülerinin anlatıldığı metinler. İnsanın günlük yaşantısında karşılaştığı ve çoğunlukla bocaladığı haller, kitapta işlenmekte. Bir aldatma öyküsü var mesela. Aldatan ve aldatılan aynı karakterde buluşturulmuş. Dahice değil mi? Çocuklukta hepimizin mahallelerimizde kurduğumuz çeteler (erkek çocukları bilir)(kim bilir belki kız çocukları da bilir) bir başka öykünün konusu. Ama bu “anti-çete” faydalı işler yapıyor. Savaş karşıtı “icatlar” peşindeler ve hiç beklemediğiniz bir finale ulaşıyor. İmgelemin derinliklerine inmiyorum. Öyküler bu haliyle benim için yeterince doyurucu. Altmetinlerine inmek isteyen büyük abilerimiz olacaktır. Bu işi kendilerine bırakıyorum. Ben keyif alacağınız öyküler olduğunu söyleyeyim. Keşfetmek, altmetnini irdelemek ve kendini kurcalayan ve kanatan insanların hayatlarını okumak sizlere kalsın. Karşınızda insan halleri olacak. Yalnızlık göreceksiniz, sıkılmışlık göreceksiniz, keyifsizlik göreceksiniz, çaresizlik göreceksiniz, şehvet ve iradesizlik göreceksiniz, zengin fakir karakterleri fark etmeden, insanların ruh hallerinin ne kadar birbirlerine benzer olabildiğini göreceksiniz.
Böyle karanlık cümleler kurduğuma bakmayın. Kitapta öyle incelikli bir mizahi dil var ki, tam kararında. Olur olmadık yerlerde yüzünüze bir gülümseme yapıştırıp kaçıyor cümleler. Çok sevdiğim bir ahval. Bir metinden beklediğim kaliteli hareketler. Birden fazla ruh haliyle gezmeye çıkmışsın gibi. İnsan da öyle değil mi zaten, gün içinde birçok ruh haline girer çıkar, girer çıkar. İsmi ipucu veriyor zaten, hiç rahat yok işte kendimizden.
Şu alıntıyla bitireyim. Okuduğunuzda pişman olmayacağınız öyküler için kapınızı aralarım belki:
“Sen ne yaparsan yap, hayat durmaz. Ancak bir iki dakika oturup bir düş görür.”
- Grace Paley – İnsana Hiç Rahat Yok Kendinden
- Yüz Kitap – Öykü
- 166 Sayfa
- Çeviri: Aylin Ülçer