“ Çocukların her biri birbirinden farklı çiçeklere benzer. Dikkat etmezseniz bir zaman sonra çiçek tarhları yerine çiçek mezarlıklarınız olur, siz de bir mezarlık bekçisi… ”
İtiraf etmeliyim ki, bu söze kalbimi bırakıp, kitabı detaylı incelemeden sipariş verdim. (Çoğu zaman tabi ki araştırıyorum ama bu kitap istisnalarımdan biri.) Çocuklar ve Çiçek Mezarlıkları, önsöz ve giriş bölümüyle sıcacık bir karşılama yaşatıyor okuyucuya. Birbirinden farklı, birbirinden özel 15 çiçekle kucaklaşıyorsunuz. Her birinin ayrı ayrı iç dünyası, özellikleri, yetenekleri olduğunu kabul edip, özel bakıma ihtiyaçları olduğunu fark ediyorsunuz. Güzel yanları olduğu kadar, eksiklikleri olduğunun da kabul edilmesi gerektiğini hatırlatan, çözüm konusunda da öneriler sunan kıymetli bir kitap.
Mezarlık bekçisi değil, bahçıvan olmak isteyen eğitimciler için yazılan deneme türündeki eser, eğitimin sadece okulda değil, hayatın her daim içinde, toplumun tamamının görevi olduğunu da hatırlatıyor. Bir çırpıda okuduğum, neredeyse tamamına yakın altını çizdiğim cümlelerde kaybolduğum, ‘okudum, bitti.’ diyerek rafa kaldırılamayacak, ara ara açıp okumak istediğim, iyi ki yolum kesişmiş dediğim başucu kitaplarım arasında yerini aldı. Sadece eğitimcilerin değil, anne, baba, hatta tüm toplumun okumasını istiyorum, naçizane. Çünkü çocukların belli kalıplara sokulmadan, birilerinin çizdiği yoldan gitmesi yerine, ruhunun rotasını belirlesin, kendi ışığı peşinde koşsun, kendi hayallerine kanatlanıp uçsun isterim, isteriz.
İçinde kaybolun istediğim alıntılar bırakıyorum sizler için, keyifle okuyun. :)
- Çocuklar bazen öykü dinlemek değil, sizlerle beraber nesilden nesle aktarılacak bir öykü yazmak da isteyebilirler.
- Herkes soluk benizlilerle dalga geçerken yelken çiçekleri onları, “ Hayır, sadece yüzlerine Ay tozu bulaşmış,” diyerek savunur. Nezaketsiz davranmanın kirli bir iç çamaşırı ile dolaşmak kadar kötü olduğunu bilir.
- Bir kimsenin gözüne bakamayan, onun kalbini de göremez. Üstelik göz göze bakmak, karşımızdakine saygı duyduğumuzun da nişanesidir. Her kim konuşuyorsa dönerek ya da eğilerek gözlerine kitlenmek toplumu iyileştirir.
- Hatıralar her şeydir, onları yaşatın.
- Mutluluk, kahkaha, gözyaşı ve hüzün herkesin anlayabileceği ortak duygu dilidir. Bu dilin çözemeyeceği, insanları ortak bir paydada birleştiremeyeceği bir şey yoktur. Duygular tutkal gibidir, herkesi birbirine yaklaştırır.
- Bir insanı diğer insana yaklaştıran şeylerden biri de onun hayallerini bilmektir.
- Bir işe yaradığını hisseden, bir grubun parçası olduğuna inanan, iyilik şerbetini içmiş hiçbir çocuk artık eskisi gibi değildir.
- Ormanda yolunu kaybetmiş birini bulmak için o kişinin kaybolduğu yere gitmeniz gerekir.
- Çocuklarımız artık yer altı orkideleri gibi hiç gün yüzü görmeden toprağın altından farksız ve güneş almayan havasız odalarında, bilgisayarın ya da test kitaplarının başından kalkmadan yaşlanıyorlar.
- Paylaşmak, bir güzelliğin yayılmasının en masrafsız ve en kestirme yoludur.
- Sol yanınızda hiç durmadan atıp duran ve sesini size duyurmaya çalışan o ritmi dinleyin.
- Çocuklar ve Çiçek Mezarlıkları – Tuğba Coşkuner
- Cezve Kitap – Deneme
- 144 sayfa