Dört mevsimi de usulca hissederek bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Tüm renkleri ve kokularıyla dört mevsimin içinden geçeceğimiz bir kitap Eyvah Kayboldum. Minik bir kuş ve bir geyiğin sıcacık arkadaşlığı eşlik ediyor okuma serüvenimize.
Mevsimler geçerken kuş ve geyik de uzunca bir yolu kat eder. Sürüsünü kaybeden minik kuş, ormanda karşılaştığı geyiğin boynuzlarına kuruluverir. Nazik ve şefkatli bir arkadaşlıktır onlarınki. Böylesine bir yol arkadaşlığına kapısını açan orman, geyiğin arkadaşlarının varlığı ve desteğiyle minik kuş için güvenli bir yerdir. Sincap, tavşan, tilki, tarla fareleri, yaşlı ayı, kirpi… Hepsi minik kuşun yolunu kaybetme hikayesini dinledikten sonra yaşlı ayı fikrini paylaşır: Sürünün daha sıcak yerlere göç etme ihtimali yüksektir. Bu sebeple geyik ve minik kuş güneşi takip etmelidir. En iyisini bilen yaşlı ayı acaba haklı mı? Acaba minik kuşun sürüsü güneşe doğru mu gitti?
Geyik ve minik kuşun yolculukla başlayan arkadaşlığı sadece hedefi bulmaya hizmet etmez. Yollar ayaklarının altında akıp giderken, mevsimler değişirken hoplayıp zıplarlar; keyif alacakları manzaralarla karşılaştıklarında ara verip dinlenirler, acele etmezler. Özellikle minik kuş (belki de henüz minik bir kuş olduğu için) çok heyecanlıdır. Sürüsünü kaybeden bir kuşun telaşlı, endişeli, üzgün olmasını beklerdim ama minik kuş beni şaşırttı. Yolunu kaybettin, yalnız kaldın, güvenli alanını yitirdin… Endişelenmek, korkmak hatta karamsarlığa düşmek çok doğal fakat bir seçenek daha var, yolunu bulmaya çalışırken umudunu kaybetmemek. Umut var olduğu sürece yoldaki güzellikleri görebilmek çok daha mümkün.
Geyik ve minik kuş yürür, yürür, yürür… Güneş doğar, güneş batar, yağmur yağar, güneş açar… Mevsimlere bölünen bu macera, her mevsimin başlangıcında doğadaki değişimleri de anlatıyor. Bu değişimler görsellerle destekleniyor. Özellikle renklerin değişimi başrolde. Renkler değiştikçe biz de mesafe kat etmiş oluyoruz.
Bu arkadaşlıkta bu yolculuğu renklendiren daha çok minik kuş. Geyik kol kanat geren ebeveyn, minik kuş da o ebeveynin çocuğu sanki. Dikkatini hedefe yönelten geyik, hedefe yürürken geçirdiği vakitten keyif almaya ve aldırmaya bakan da minik kuş. Yetişkin kuşların minik kuş gibi eğlenceli ve neşeli olduğunu sanmıyorum. Nedense geyiğin destekleyici ve yoldaş tutumuna rağmen yetişkin korumacılığını görmeden edemedim. Örneğin, minik kuşun yaprakların arasından bir anda fırlayıp uydurduğu bir şiiri seslendirmesine çok güldüm. Oyuncu bir kuş bu bizim minik kuş.
Cik cik, cik cik!
Ben ve Geyikçik
Eğlene eğlene
Yürüyoruz güneşe
Cik cik, cik cik
Ben ve Geyikçik!
Sadece minik kuş şarkılar söylüyor sanmayın sakın. Geyiğin uydurduğu şarkılar da var. Karanlıktan korkan minik kuşun uyuması için bir şarkı söyler geyik, geyiğin bu şarkısı minik kuşu rahatlatır. Birbirlerine serenat yapan iki arkadaş, aslında arkadaşlığın şarkısını yazar. Bu şarkı bazen soğuk bazen sıcak, bazen çiçekli bazen ıslaktır… Bu şarkının ne zaman sonlanacağı belli değildir. Şarkıyı yazıp söyleyenlerse ne olursa olsun son sözü yazmaya kararlıdır. Son sözü bulana kadar sürprizlerle dolu bir yolculuğun içinde olduklarının farkındadırlar. Beklenmedik bir sürpriz değilse eğer karşılaştıkları, minik kuş sürprizin ta kendisi.
Kaybolmanın en güzel halini yaşayan minik kuşun aklından geçer miydi acaba böylesi? Olumsuzluklardan azade olmayan bu kayboluş, tamamen olumsuzluklarla da sarmalanmış değildir. Hayat gibi! Kaybolduğumuzda yolumuzun nereye çıkacağını düşünmekten kendimizi alamayız. Düşündükçe düşünür, işin içinden çıkamayız. Hayatın tehlikelerinin tümü sanki bu anlara denk gelmiş gibi hissederiz. Peşi sıra gelen karamsarlık da cabası ama karamsarlık bulutlarını dağıtan, tüm kaybolmalara iyi gelen arkadaşlar vardır. Destekleyici ve şefkatli arkadaşlık karanlığa ışık olur, sadece eşlik etmesi bile yeterlidir.
Yolları karanlık mağaralara, soğuk mu soğuk karlı ormanlara, tehlikeli kurtlara ve yarasalara çıkan geyik ve minik kuş gündüzleri birbirlerinden ayrılmadan, geceleri birbirlerine sokularak geçirir. Karanlıklarını ateş böcekleri, gündüzlerini güneş aydınlatır. Karanlığın içindeyken bile var olan umut, karanlığın sonunda iyice görünür olmaya başlar. Kıştan ilkbahara geçerken açan tomurcuklar pırıl pırıl, taptaze umutların habercisidir. Bu umutlu arkadaşlığın çocuklara söylediği çok şey var. Çocuklar için hayatı hayvanlar üzerinden anlamlandırmak zaten çok kıymetli. Kıymetli olmasının yanı sıra oldukça etkili. Bu sıcacık esintinin tüm çocuklara ulaşmasını dilerim.
- Eyvah Kayboldum / Ormandaki Macera – Patricia Hegarty / Çiz. Sebastiaan Van Doninck
- Timaş Çocuk
- 88 sayfa