“Bu nasıl bir hayvandı böyle? Kesinlikle bir köpek değildi, tamam biraz andırıyordu ama daha çok vahşi bir şeye benziyordu. Derisi çok kıllı değildi. Kum gibi bir şey, güneş sarısı çöl kumu.”
Kumkurdu bir gün Zackarina’yı buluyor ya da Zackarina, Kumkurdu’nu… Orası biraz karışık, çünkü onlar da bu konuda fikir birliğine varabilmiş değiller ama çok iyi arkadaş oluyorlar. Birlikte korku, utanç, pişmanlık, değersizlik hissi, yalnızlık duygusu, öfke, aşk, doğum ve ölüm, zaman, renkler, hayaller, doğruluk ve adalet gibi birçok konuda konuşuyorlar, dahası da var: Evren hakkında da konuşuyorlar, Kuyrukluyıldızla sohbet ediyorlar, kum tanesinin içine yolculuk edip atomu keşfediyorlar.
Eser; Kumkurdu, Daha Fazla Kumkurdu, Daha da Fazla Kumkurdu isimleriyle bir üçlemeden oluşuyor ve her biri yüz iki sayfa. Birinci kitap “Kumkurdu” ilk kez 2002 yılında, ikincisi “Daha Fazla Kumkurdu” 2003’te ve üçüncüsü “Daha da Fazla Kumkurdu” 2004’te İsveç’te yayımlanmış. Bu değerli kitapların yazarı Âsa Lind, 1958 yılında İsveç’in kuzeyinde küçük bir köyde doğmuş. Kumkurdu kitapları ile ün kazanmış ve 2003 yılında Nils-Horgersson ödülüne layık görülmüş. Âsa Lind kitaplarında, atomların dünyasından ölüme, hiçbir şeyin çocuklara anlatılamaz olmadığının altını çiziyor.
Zackarina, Kumkurdu’nun kaybolma tehlikesi geçiren anısına baktı; gemiye ve denize ve fırtınaya. Bu kötü bir anıydı. Kumkurdu’nun arkadaşları o fırtınalı denizde boğularak ölmüştü. Zackarina “Hain eski anı!” dedi. Elindeki karanlık anıyı fırlatıp attı rüzgârın ortasına. Kumkurdu ise hızla ileriye atılıp anıyı yakaladı. Zackarina’ya göre bu aptalcaydı ama Kumkurdu her türden anıyı sakladığını söyledi.
“Yalnızca neşeli anıların kaldığını bir düşünsene,” dedi, “Belki o zaman hüzün denen şeyin ne olduğunu hiç bilmeyecektim.”
Zackarina; anne ve babasının o bisikletli tatil fotoğraflarında kendisinin niye olmadığını anlayamıyor. “Ben, ben olmadan önce neydim?” diye sorguluyor, Kumkurdu’yla konuşuyor. Ona, nasıl Kumkurdu olduğunu soruyor. Cevabı mı? Cevap kitapta.
Eser, ebeveyn ve çocuğun ya da öğretmen ve öğrencilerin birlikte okuyabilecekleri, üzerine derin sohbetler edebilecekleri bir yapıt.
Yazar, çocukların sorduğu, büyüklerinse cevaplamakta zorlandığı onlarca konuyu akıcı bir üslupla ve felsefi bir bakış açısıyla sayfalara dökmüş. Bu üçleme çocuk veya yetişkin her yaştan insanın sevebileceği, sımsıcak bir eser.
“Bir zamanlar bir kız vardı, hep kumsalda oynardı.
Kumsalda bir kurt yaşardı.
Kız ve kurt arkadaş olmuşlardı.”