Eminim onu okuyan herkesin Bilge Karasu için söyleyeceği çok fazla şey vardır. Ne Kitapsız Ne Kedisiz, benim için normalden çok daha özel anlamı olan bir kitap. Karasu’nun denemelerinden oluşuyor; kendine dışarıdan bakabilen bir yazarın izlenimleri gibi. Samimiyetle ve pek çoğumuzun “ben de tam olarak böyle düşünmüştüm o an” diyebileceği yazılar. Bence yazının okurda uyandırdığı en mühim duygu bu olabilir. Altını çizdiğim ve özümsediğim, tekrar tekrar okuyup sarılmak istediğim çok fazla cümle oldu. Ama Karasu’nun sanırım bizden beklediği tam olarak bu değil. Okurun farklı imgeler yarattıktan sonra çıkarımlarıyla birlikte metinden uzaklaşması.
Sevmediğimiz kitapları okumamız gerektiğinden de bahsediyor. Kitap seçmenin duyguyla alakası var mı gerçekten, bu biraz hazcılık gibi geliyor bana. Sırf meraktan ve beklentisizce seçtiğim kitapları okuduğum olur. Romanın adını beğenip alırım, bazen de tavsiye üzerine okurum. Böyle zamanlarda kitap size düşündüğünüzden fazlasını verebilir, beklentiniz varsa bunu karşılamayabilir elbette ama siz farkında olmadan bile kitapla bağ kurmuş olursunuz. Asıl söylemek istediğim bir kitabı sevip sevmeyeceğiniz okurken belli olacaktır. Okumak için özel anlar ve duygular beklenmemeli, görev gibi de davranılmamalı. Oldukça incelikli davranmayı gerektiren bir konu.
Karasu yalnızca imge üretiminden değil iletişimin güçlükleri ve bir hayvanla yaşamaktan da bahsediyor.
“Eve kedi aldık,” deyimi bir “cahillik” belirtisidir. Bu cahillikten zamanla kurtulursanız, ne mutlu size!
Bir hayvanla yaşamak bize pek çok şey öğretecektir. Şüphesiz ki karşılıklı olarak…
Buraya seçip aktaracağım alıntı konusunda oldukça zorlanıyorum. Birini seçmek diğerlerine haksızlık etmek gibi geliyor. Aktaracağım kısım da sanki metni sınırlamak gibi olacak. Elbette alınacak tat herkes için farklı olacaktır. Ama söz konusu Bilge Karasu olunca hep bir tereddüt yaşıyorum. Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen daha önce bir yerde tanışmış gibi yakın hissediyorum. Alıntı kısmını mümkün olduğunca kısa tutup kitabın içindekileri keşfedilmek üzere bırakacağım. Umarım Karasu’yla tanışmak beni ettiği kadar herkesi mutlu eder.
Sevgi, bir karşılıklılık varlığıdır; dile getirilme-gösterilme imleri, iki yan için de, kısa zamanda bir düzgü niteliğine ulaşır. Sabır, bir bakıma, bir tepki yokluğuna dayalıdır. Sabır göstermek, gerçekte gösterilebilecek (gösterilebileceği bilinen) bir tepkiyi göstermemektir. Ancak gösterilebilecek tepkinin iki yanca da bilinmesi durumunda sabırdan söz edilebilir.
Son olarak, yazının başında belirttiğim kitabın benim için özel olması kısmına değinmek istiyorum. Bilge Karasu’yla tanışmam doğduğum gün için O’nun seçtiği bu kitapla oldu. Birine kitap almak çok şey ifade eder biliyorum. Bir arkadaşıma bana “Bilge Karasu aldı” dediğimde “O’nu sev” demişti ben de öyle yaptım, zaten aksi mümkün değildi. Kitabı okuyup bitirdiğimde hem Bilge Karasu hem de yeşil gözlü güzel bir adam hayatımdaydı. Herhalde bundan daha şanslı olamazdım. İyi ki tanıştık.
Daima hayatımıza dokunacak kitaplar olsun, kitaplar hep olsun…
- Ne Kitapsız, Ne Kedisiz – Bilge Karasu
- Metis Yayınları – Deneme
- 104 sayfa