Gözlerinizi kapatın ve büyük bir çam ağacı hayal edin: Bu ağacın neden çam ağacı olarak nitelendirildiğini sorun, tüm bilgi birikiminizin ve bilinçli yada bilinçsiz yargılarınızın emniyet kemerini çözün. Bunu anlamak için ağacın tohumuna, yetiştiği coğrafyaya derin bir yolculuğa çıkacaksınız.
Erich Fromm, psikanalist sosyolog ve filozoftur. Hümanizm ve Marksizm’i benimsemiş, Batı kapitalizmini ve SSCB komünizmini reddetmiştir. Biyofili hipotezine katkıları evrimsel psikoloji araştırmalarına temel sağlamıştır.
Eric Fromm, kitabına insanın özgür olup olmadığı sorusunu sorarak başlıyor. Sevgi ve şiddet kavramlarının nedenlerini türlerini açıklıyor. Daha sonra ölümsevicilik ve yaşamsevicilik kavramlarını netleştirdikten sonra narsizm ve hümanizme geliyor. Son noktada özgürlük kavramı tartışılıyor. Çünkü ağacın tohumunu araştırmadan, yetiştiği coğrafyayı bilmeden hangi tür olduğunu belirlemek mümkün olmaz öyle değil mi?
Tüm kavramlar basitten karmaşığa açıklanmış, okuyucuya bu kavramları sorgulama anlama ve tekrar sorgulama şansı verilmiş. Ancak şunu belirtmeliyim ki, yazar her ne kadar özünü açıklasa da, bu kitabı okumadan önce temel bir psikoloji ve felsefe bilgisine, Freud, Spinoza, Marx gibi isimlere aşina olmak gerekiyor. Çünkü bu bahsedilen kavramları bu kişilere değinmeden açıklamak olanaksız.
”Birisi doktorunu arar ve randevu ister. Doktor, aynı hafta içinde randevu veremeyeceğini söyler ve ertesi hafta için bir tarih önerir. Hasta, erken randevuda ısrar eder ve beklendiği gibi acil görüşme isteğine gerekçe göstermek yerine doktorun bürosundan sadece 5 dakika mesafede oturduğunu söyler. Doktor onun muayenehaneye ulaşmasının çok az zaman almasının, kendi zaman sorununu çözmediğini söylediği zaman da, hasta bunu anlamaz; doktorun ona daha erken bir randevu vermesi için iyi bir nedeni olduğunda ısrar eder. Doktor bir psikiyaristse önemli bir teşhis gözlemi yapmış olacaktır, yani karşısında aşırı narsist yani çok hasta bir insan olduğunu anlayacaktır.”
Çünkü oradaki kişi için sadece kendi dünyası vardır ve karşısındaki kişi şeydir, nesnedir. Hitler, Yahudileri katlederken onları bir ”şey ”’olarak görüyordu. Narsizmi anlamak içinse ölümsevicilik kavramını açıklıyor yazar öncesinde. Daha sonrasında toplumsal narsizim ve ardından ensest simbiyosizm geliyor: Sadistin mazoşistle olan simbiyosizmi.
Tüm bunları tartışıldıktan sonra determinizm ve indeterminizm çerçevesinde insanın özgürlüğü tartışılıyor ve bizlere şu soru kalıyor: İnsan tamamen özgürdür ya da tamamen özgür değildir demek mümkün müdür?
- Sevgi ve Şiddetin Kaynağı – Erich Fromm
- Öteki Yayınevi
- 151 sayfa
- Çeviri: Selçuk Budak