Birkaç gün önce Dünya Öykü Günü Bildirisi haberini girerken “Biz de 6 yaşına mı giriyoruz vay be, zaman çabuk geçti,” dedim içimden. Caner’e birkaç doğum günü görseli hazırlayıp atınca bu seneki yazıyı sen yaz bari dedi. Ben de kahvemi demledim, bu satırları yazıyorum şimdi. 6 senedir bazen yazarak bazen medya tarafında olmaya çalışarak uzun soluklu olduğum sanırım tek yer burası.
Evim gibi.
Aynı zamanda okul gibi. İlk yazmaya başladığımda yazdığım şeyleri sadece tekrarladığımı şimdi ise okuduklarımı ve dolayısıyla yazdıklarımı daha iyi seçtiğimi, okuduklarım arasında iyi bir bağ kurabildiğimi görüyorum. Geçen sene Caner “Peki, her yıl milyonlarca adet kitap basılan, artık dev bir endüstri olmuş edebiyat sektörünün içerisinde tek başına olan ve her şeyiyle savunmasız konumdaki okuru kim, nasıl savunacak?” demişti. Ne Okuyorum? sayesinde bence insanlar kim olursa olsun, ne iş yaparsa yapsın önce bir okur olduğunu ve kendi okurluk deneyimini savunmak zorunda olduğunu hatırladı, savundu. İyi bir görme yetisine sahip oldu. Üstelik zamanla kendi okuduğuna daha eleştirel bakma yetisini de ekledi. Ne Okuyorum?’da sürekli aynı kişilerin yazdığı, benzer içeriklerin dönüp durduğu kitap tanıtım yazılarından çok daha fazlası var. Bir okur neden birçok yerde aynı türden yazılmış bir yazıya maruz kalsın, neden kendi gözüyle okuduğu şeyi yazamasın, kaldı ki bir okur olarak benim onlardan farkım ne? Bence hiçbir farkım yok. Ne Okuyorum?’un sektörde bunu sağlıyor olması çok özel.
Ekipte olan herkesi tanımaya özen gösterdim. Dokundum. Dokunmak için çaba harcadım. Birlikte eğlendim, Kendi işlerimin yoğunluğu, tez yazma sürecim geçince daha da aktif olabildim. (Şükür ki, iyi ki ahaha.) Şimdilerde hem sosyal medya tarafını güçlendirmeye çalışıyorum hem de daha çok planlar yapıyorum. Umarım ekonomik koşullar sebebiyle yayıncılığın zor bir sınavdan geçtiği ülkemizde daha da güzel fikirler, içerikler paylaşırız. Sadece boy boy reklamı yapılan yazarın değil de, kuytuda kalan iyi yazarların da sesini çoğaltabiliriz. İyi edebiyatı sürdürebiliriz ve okuyabiliriz.
Birçok insanın okuma sürecine ortak olmak, düzenli bir şeyler yazmak, okumak, fikir üretmek beni çok heveslendiriyor. Ne Okuyorum? sayesinde bana dönüş yapan arkadaşlarımdan benim hevesim sayesinde daha çok ve iyi metinlerle tanışabilme fırsatı yakaladıklarını öğrendim. Ne Okuyorum?’un da insanları, yazarları, okurları, editörleri, çevirmenleri daha da heveslendirmesi dileğiyle.
Hayat, gerçekten kısa. Bu kısa zaman diliminde her şeyden önemlisi iyi edebiyatı, kitapları paylaşabildiğiniz, aynı dili konuştuğunuz insanlara denk gelmeniz çok zevkli, kıymetli ve önemli. Bu yüzden iyi ki doğdu, Ne Okuyorum. Daha da yeşermesi dileğiyle…
Sevgiler,
Esra. :)