Peyami Safa’nın 1931 yılında yayınlanan Fatih-Harbiye romanı, yenileşme ve modernleşme meselesi üzerinedir. Romanın baş karakteri Neriman, yıllardır Şinasi ile arkadaştır. Birlikte Darülelhan’a gitmektedirler. Tüm mahalle onların evleneceğinden emindir. Neriman, Macit’le tanışınca o güne kadar tanımadığı ama hissettiği bir dünyanın farkına varır ve Şinasi’den uzaklaşır. Şinasi; Doğulu, eski, alaturkadır. Macit Batılıdır, yenidir, alafrangadır.
Fatih-Harbiye’yi gözümüzün önünde bir İstanbul haritası işe okumak keyifli olabilir. Neriman ve Şinasi, Darüelhan’a yani 1917’de kurulan ilk müzik okuluna, konservatuara gitmektedirler. Oradan çıkıp Vezneciler’e doğru yürürler, Beyazıt’ta ayrılırlar. Neriman, Fatih-Harbiye tramvayına biner. Lebon’da Macit’le buluşur. O gece Maksim’de (Sıraselviler) eğlenirler ve haftaya Perapalas’ta buluşmak üzere sözleşirler. Şinasi ise yürüyerek Süleymaniye’den geçer ve Fatih’teki evine gider. Başka bir gün Neriman, Tünel’den Galatasaray’a kadar yürüyüp dükkanlara bakar.
Fatih-Harbiye bizi tarihi yarımadada ve Beyoğlu’nda dolaştırmanın yanında Neriman-Macit-Şinas üçgeninde Batılılaşma ve yenileşme meselesine götürür. Neriman, Macit’le gezerken evini ve mahallesini, babasını ve ona benzeyen Şinasi’yi beğenmemeye başlar. Onun gözünde Fatih; durağanlığın, yerinde saymanın, tembelliğin ve hayatı sadece izlemenin simgesi iken Beyoğlu; hareketin, çalışmanın ve hayata karışmanın sembolüdür. Yemekten sonra minderde oturup kedisini severken işte bütün Fatih uykuda şu an diye düşünür, oysa Beyoğlu o an ışıl ışıldır. Daha geniş pencereden bakarsak uykuda olan şark, uyanık olan garptır. Neriman hayatı kaçırmaktan korkar ve hayat onun için Fatih’teki eski evinde değil, Beyoğlu’nun ışıklı caddelerindedir. Neriman, kendisi için bu ışıklara giden bir yol olan Macit’e yaklaşırken kendi geçmişini, geçmiş olduğu için bu tembel durağanlığı simgeleyen Şinasi’den uzaklaşır. Tüm mahalle Neriman’ın değiştiğinden bahsetmektedir. Bu aslında topyekün toplumun değişimidir. Fatih-Harbiye toplumsal değişim meselesinin en net işlendiği romanlardan biridir.
İyi okumalar.
- Fatih-Harbiye – Peyami Safa
- Ötüken Neşriyat
- 128 sayfa