Yıllık yayıncılık konferansı Zeynep Cemali Edebiyat Günü, kitaplara ve edebiyata emek verenleri yeni bir gündemle, bu kez çevrimiçi olarak bir araya getirdi. Günışığı Kitaplığı’nın düzenlediği, 10 yıldır yayıncılığımızın tüm paydaşlarını her sonbaharda buluşturan konferans, bu yıl COVID-19 pandemisi nedeniyle webinar formatında çevrimiçi gerçekleşti.
7 Kasım’da düzenlenen konferansa; kitaplara yaratıcı emek veren yazar, editör, çevirmen ve sanatçılar; yayınevi çalışanları, telif ajansları, kitapçılar, dağıtımcılar, e-ticaret firmaları, dijital çözüm firmaları, tedarikçi firmalar; akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, kütüphaneler ve medyadan yetkililer katıldı. Edebiyat günü, 6, 7, 8. sınıf öğrencileri için yurt çapında düzenlenen Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2020 Online Ödül Töreni’ne de ev sahipliği yaptı.
Edebiyatımızın en önemli romancılarından Oya Baydar, günün açılış konuşmasında, “Edebiyat sığınaktır, ama aynı zamanda, hem yazar hem de okur için bir direniş mevzii, bir kaledir,” dedi. Baydar konuşmasını, “Bizler; yazarlar, okurlar, eleştirmenler, edebiyat çevreleri, yayıncılar, kitapçılar olarak her birimiz edebiyatın geleceğinden sorumluyuz,” ifadesiyle noktaladı.
Konferansın kapanış konuşmasını yapan usta sanatçı Altan Erkekli, “Sanat, insanın duygularını bir anda değiştirip, doğruyu anlatabilendir. Bir kez daha doğsam, sanatın ve sanatçıların çoğalacağı bir dünyada yaşamayı isterdim,” dedi. “Sanat, sevgiyi başka türlü harmanlayan bir şeydir,” diyen Erkekli, sözlerini “Sanat ve edebiyat, tüm canlıların yaşam hakkını anlatır!” diyerek tamamladı.
İnsanın yaptığı en kalıcı iş…
Gündüz Vassaf, “Türkiye ve Dünya Üzerinden Alçaktan Uçuş” başlıklı konuşmasında, “İnsanın yaptığı en kalıcı iş, sanatını ve edebiyatını geleceğe miras bırakmak,” sözleriyle edebiyatın toplumsal gelecek için önemine dikkat çekti. Vassaf, “Şimdi her şeyde birey modası hâkim. Edebiyatı yeniden toplumsallaştırma çabası içinde olmalıyız,” dedi.
Turhan Günay, yayıncılığın Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze kadarki yolculuğunu özetlediği renkli konuşmasında, yayınevlerinin 1990’lı yıllardan itibaren kurumsallaşmaya başladığını anlattı. Yaşar Kemal’in Demirciler Çarşısı Cinayeti ve Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler gibi eserlerle, editörlük mesleğinin yayıncılık tarihimizdeki önemini örnekledi.
Pınar Öğünç, “Şiddet Labirentinde Yazmak” başlıklı konuşmasında, “Şiddet bir defo değil, sistemin kendisi. Bütün bu çürüme bir yol kazası değil, yolun ta kendisi,” ifadeleriyle tırmanan şiddet ortamını yorumladı. “Ben edebiyata inancımı sürdürerek yazmaya devam etmek istiyorum. Bu, edebiyata misyon yüklemek değil, edebiyatın mayasındaki gücün ta kendisidir,” vurgusunu yaptı.
Sayılardan kuleler inşa etmek işe yaramıyor!
Yayıncılığımızın deneyimli isimlerini bir araya getiren “Yayınevlerinde Yeni Hayat Ajandası” başlıklı panelin yönetici konuşmacısı April Yayınları’ndan Nazlı Berivan Ak, “Pandemi, hayatımızda çok şeyi değiştirdi. Eskinin alışkanlıklarıyla bugünü anlamanın mümkün olmadığını her gün yeniden görüyoruz. Şimdi, dayanışmanın, tasarrufun, yaratıcılığın, yeni yöntemler bulmanın zamanı,” dedi. Notos’tan Semih Gümüş, “Yayıncılar önünü görmekte zorlanıyor. Daha önce deneyimlemediğimiz koşullar içindeyiz. Yine de yayıncılar bu zor koşullara dijital olanaklar sayesinde uyum sağlamaya çalışıyor,” ifadesini kullandı. Siren Yayınları’ndan Sanem Sirer, niteliği değil niceliği canlandırmanın ve sayılardan kuleler inşa etmenin işe yaramadığının anlaşıldığı bu dönemde, dayanışma ve diyalog olanaklarını geliştirmek gerektiğini vurguladı. İletişim Yayınları’ndan Bahar Siber, pandemi döneminde insanların kitapla bağını koparmadığını belirtti; yeni dosya başvurularında müthiş bir artış olduğunu, ayrıca çocuklarıyla daha çok zaman geçirmek zorunda kalan ebeveynlerin nitelikli çocuk kitaplarının önemini fark ettiğinin altını çizdi.
Kitaplara bağımsız emek veren editör Ayla Duru Karadağ, çevirmen Duygu Akın ve illüstratör Zeynep Özatalay meslektaşları adına konuştular, ortak sorunlarını ve gelecekten beklentilerini dile getirdiler.
Kitabevlerinin vazgeçilmez işlevi.
Turkiye Yayıncılar Birligi Baskanı Kenan Kocaturk, “Sabit Kitap Fiyatı” yasalaştırma çalışmaları hakkında son gelişmeleri paylaştı. Kocatürk, “Gelişmiş ülkeler, yayıncılığı kamu hizmeti olarak görür. Yayıncının, yazarın, çevirmenin, çizerin haklarının korunduğu bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Bu nedenle yazılı kültürü koruma yasasına ihtiyacımız var. Çünkü bu yasa sayesinde kitap çeşitliliğinin artacağını, sektörün gelişip büyüyeceğini düşünüyorum,” diyerek sürecin önemini vurguladı.
Kitap perakendemizin geleceği, Timaş Yayınları’ndan Osman Okçu, Bora Yayıncılık Dağıtım’dan Servet Düz, İthaki Yayınları ve Penguen Kitabevleri’nden Ünal Koçak ve Günışığı Kitaplığı’ndan Banu Ünal‘ın katıldığı panelde ele alındı. Dört deneyimli yayıncının söyleşisinde, popüler kitapların çeşitli perakende noktalarında satılmasının ya da kitap fuarlarının, okur yetiştirme misyonunu üstlenen kitabevlerinin vazgeçilmez işlevini değiştirmeyeceği vurgulandı. Özellikle büyük kentler dışındaki bazı illerde yenilikçi tutumlarıyla okur kitlesini genişleten kitabevlerine ve çeşitliliği koruyan kitapçıların butik ya da bağımsız yayınevlerine raf açmasının önemine dikkat çekildi.
Ekonomik dalgalanmalar, yasaklar!
Ekonomist Prof. Dr. Kamil Yılmaz, Türkiye’nin geçmişten bugüne ekonomi ve yayıncılık performansını, “Türkiye’de kitap üretimi, ekonominin yaşadığı dalgalanmalarla iç içe geçmiş bir dinamiğe sahip. Kitap konusu, doğrudan toplumun gelir düzeyiyle bağlantılı,” sözleriyle değerlendirdi. Yılmaz, “Ekonomik istikrarın sağlanması, enflasyon sorununun çözümü ve ekonomik büyümenin gerçekleşmesi, yayıncılık sektörünün de önünü açacak, ancak bu biraz zaman alacak,” ifadeleriyle geleceğe dair yorumlarını paylaştı.
Prof. Dr. Yaman Akdeniz, kültür sanat ortamını doğrudan etkileyen yeni sosyal medya düzenlemelerini ve sansür uygulamalarını değerlendirdi. “Türkiye’de 40 bin siteye, binlerce tweet’e ve YouTube videosuna erişim engeli var,” diyen Akdeniz, “Hakikati bilme özgürlüğümüz elimizden alınıyor,” sözleriyle, erişim engeli haberlerinin bile engellendiğini hatırlattı.
Konuk Avrupalı yayıncılar…
Gecmiste Ingiliz Yayıncılar Birligi’nin ve Uluslararası Yayıncılar Birligi – IPA’nın da baskanlıgını yuruten deneyimli yayıncı Richard Charkin, pandemi sonrasında yayıncılığın geleceğini hız, verimlilik, fire, genel giderler, çevre, insan ve rekabet başlıklarıyla özetledi. Dijitalleşmeye dikkat çeken Charkin, bu konuya artık sadece yeni neslin ya da destek masası çalışanlarının anladığı bir “bilinmezmiş” gibi bakılamayacağını; yayıncılığın odağını yatırım, strateji ve risk yönetimi kararlarının oluşturacağını belirtti.
İsviçre’den Baobab Books’un kurucu yoneticisi ve editoru Sonja Matheson, pandemi sürecinde basılı kitapları dijital formatlarla yarışa sokmak istemediklerini dile getirdi. Bu süreçte kendi okurlarına da “Kitapların kıymetinin bilinmesi gerekiyor. Yazarların, illüstratörlerin, çevirmenlerin ve yayıncıların pandemi sürecinde desteğinize ihtiyacı var. Bu destek de kitapların satın alınmasıyla mümkün olacak,” mesajını açıklıkla verdiklerini anlattı.
Genç öykücüler bu kez ekran başında alkışlandı!
Zeynep Cemali Öykü Yarışması 2020 Online Ödül Töreni’nde konuşan Proje Başkanı, Günışığı Kitaplığı editor Müren Beykan, gençlerin yazdığı yüzlerce öyküde yılın teması “çocuklukta özgürlük”ün nasıl işlendiğini paylaştı. Beykan, “Çocukların kötü koşullarda çalıştırılması, eğitim hakkından mahrum bırakılması da çeşitli öykülerde, genç yazarları isyan ettirmiş. Okuma özgürlüğünden, eğitimde fırsat eşitliğinin özgürlük demek olduğundan, eğitimde cinsiyet eşitsizliğinin kabul edilemezliğinden söz etmişler,” dedi. Ödüllendirilen ve dikkati çeken öykülerin yer alacağı Ödüllü Öyküler Kitapçığı 2020 aralık ayında yayımlanacak.
Gün boyunca yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansın tüm içeriği, Aralık’ta e-dergi Keçi‘nin KIŞ 2020 sayısında yayınlanacak.