“Matematik, merakın disipline edilmiş halidir.”
— David Bessis
Matematik çoğu insan için ya soyut bir eziyet ya da geçmişte bir defterin arasına hapsolmuş formüllerden ibarettir. “Sevgi ve Merakın Dünyası” alt başlığıyla Say Yayınları tarafından yayımlanan Matematik Herkes İçindir, bu önyargılı bakışı kökten sarsmayı amaçlayan özgün ve cesur bir metin. Cebir, geometri ve topoloji gibi alanlarda dünyanın en prestijli kurumlarında çalışmalar yürütmüş, Yale Üniversitesi’nde dersler vermiş matematikçi David Bessis’in kaleme aldığı eser, bilimin en soyut dalını insan zihninin ve ruhunun en doğal itkileri olan merak ve hayranlıkla buluşturuyor.
Bessis, kitabında matematiği bir araçlar bütünü olarak değil, bir bakış açısı olarak yeniden tanımlıyor. Matematik, onun anlatımında kesinliğin değil, keşfin dilidir. Kitabın belkemiğini oluşturan düşünce, matematiğin yalnızca hesaplar, işlemler ve kanıtlar üzerinden değil, soru sorma biçimimiz üzerinden şekillendiğidir. Bu bağlamda, kitap salt bir öğretici ya da popüler bilim eseri olmanın ötesinde, felsefi bir önerme sunar: Matematik düşünmek demektir — ama yalnızca doğruyu bulmak için değil, “doğru nedir” sorusunu yeniden sormak için… David Bessis, matematiği korkuyla değil merakla karşılamamız gerektiğini savunur. Ona göre matematik, hatasız sonuçların değil, yanlışlarla dolu bir deneme-yanılma sürecinin ürünüdür. Bu yaklaşımıyla yazar, matematiği akademik bir disiplinden çok, insanın evrenle kurduğu varoluşsal bir ilişki biçimi olarak sunar.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde Bessis, cebirsel yapılardan geometrik düşünmeye, oradan da topolojik sezgilere doğru bir geçiş sunar. Bu geçişler kuru bir öğretim şemasına değil, bir içsel yolculuk metaforuna yaslanır. Örneğin bir kürenin yüzeyindeki noktaların ilişkisinden yola çıkarak okuru uzay kavramı üzerine düşünmeye davet eder. Bessis’in üslubu burada belirleyici bir fark yaratır: Soyut kavramları somut imgelerle örer, okuyucunun zihninde düşünsel topografyalar oluşturur.
Topolojiyi anlatırken sorduğu şu soru, kitabın yaklaşımını özetler niteliktedir: “Bir nesnenin şeklini değiştirmeden hangi özellikleri değişmez kalır?” Bu yalnızca bir matematik sorusu değil, aynı zamanda varoluşsal bir sorudur: İnsan hangi koşullarda değişir, hangi yönleriyle sabit kalır?
Kitabın başlığı iddialı: Matematik Herkes İçindir. Peki, gerçekten öyle mi? Evet, ama bu “herkes” kelimesi, yüzeydeki anlamından çok daha derin bir katmana işaret ediyor. Kitap, matematiksel sembollere aşina olmayanları da içine alan bir anlatım dili benimsiyor; kavramsal açıklamalarda tarihsel referanslara, kültürel bağlamlara ve zihinsel imgelere başvurarak okurun düşünsel bir yakınlık kurmasını sağlıyor. Ancak bu “herkes” olma hâli, zihinsel bir açıklığı da şart koşuyor: Kitabın okuru, ezber değil şüphe, sonuç değil yolculuk arayan biri olmalı.
Bessis’in bu kitapla hedeflediği şey, okuru matematikçi yapmak değil; onun matematiğe dair korkularını, önyargılarını ve uzaklığını aşmasını sağlamak. Bu anlamda kitap, yalnızca öğretici değil, terapötik bir işlev de görüyor: Bilimin içselleştirilmesi sürecinde bireyin kendisiyle barışmasına aracılık ediyor.
Matematik Herkes İçindir, niceliğin değil anlamın peşinde olan bir metin. Sayıların, şekillerin ve boşlukların ardında gizlenen o eski şiiri gün yüzüne çıkarıyor. Kitabı kapattığınızda cebirsel formüllerle değil, sezgisel sorularla baş başa kalıyorsunuz. David Bessis’in de işaret ettiği gibi: “Matematik, yanıtları değil, daha iyi soruları bulmanın sanatıdır.”
Bu eser, özellikle matematiğe karşı korku, mesafe veya kayıtsızlık geliştirmiş okurlar için bir çağrı niteliğinde. Bilimin yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda bir yaşama biçimi olduğunu hatırlatıyor. Ve bu yaşama biçiminde, sevgiden ve meraktan başka rehber aramıyor.

- Matematik Herkes İçindir – David Bessis
- Say Yayınları
- 328 sayfa
- Çeviri: Samet Öksüz