İnsancıklar ünlü Rus Yazar Dostoyevski’nin (1821 – 1851) ilk romanıdır. 1846 yılında yayınlanır. Mektup tarzında yazılmıştır. Dostoyevski denilince akla gelen tuğla gibi kitaplarının aksine İnsancıklar oldukça kısa bir romandır. Anlatılanlara göre Dostoyevski romanını yazar ve bir arkadaşına okutur. Arkadaşı çok beğenir ve gece yarısı o dönemin ünlü şairlerinden birinin kapısına dayanır. Ünlü şair Nikolay Nekrasov da romanı çok beğenir ve vakit kaybetmeden eleştirmen Belinski’ye götürür. Belinski de beğenir ve kitap basılır. Dostoyevski daha ilk romanında başarıyı yakalar ve tanınmış bir yazar haline gelir. Henüz 25 yaşındadır.
Romanda ilişkileri tam olarak aydınlatılmayan on yedi yaşında genç bir kız olan Varvara ile kırklı yaşlardaki yaşlı bir katip olan Devuşkin’in mektuplaşmaları anlatılır. Kısalığına ve sadece mektuplaşmalara dayanmasına rağmen 19.yy’daki Rus toplumunun genel havasını aktarmayı çok iyi başarır. Kitabı okurken gözlerimin önünde gri, puslu, soğuk bir 19.yy Rusya’sı ve orada yaşayan yoksul ve umutsuz insanlar tablo gibi belirivermişti. Zaten kitapta ortaya çıkan en önemli temalar yoksulluk, umutsuzluk ve erken gelen ölümlerdir. Gelecekten, kendilerinden ve iyi şeylerden yana umutlu değillerdir. Genç yaşta ölümler olağan görüldüğünden olsa gerek kırklı yaşlardaki katip mektuplarında kendinden yaşlı bir adam olarak bahseder. İkilinin mektuplarında hayatlarındaki başka insanları da tanır ve onların yine çoğunlukla hüzünlü hikayelerine tanık oluruz. Bu topyekun keder kitap boyunca yanımızdan ayrılmaz. Öte yandan “Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık.” diyen Dostoyevski, romanda Gogol’ün Palto adlı hikayesinden de bahseder.
Klasiklerin çoğunda olduğu gibi Dostoyevski’nin eserleri de pek çok yayınevi tarafından basılıyor. Ben Oda Yayınları’ndan çıkan baskısını okudum.
“İnsan çizme ve paltoyu da kendisi için değil, aslında başkaları için giyer anacığım.”
- İnsancıklar – Dostoyevski
- Oda Yayınları – Roman
- 168 sayfa