26-27-28 Ekim tarihlerinde Türkiye’nin üçüncü büyük adası olan Bozcaada’da 1. Tenedos Tiyatro Festivali düzenlendi. Festivalin gerçekleşmesindeki kemik kadroda beş genç isim vardı: Festivalin sanat yönetmeni Kayhan Berkin, festivalin operasyon yöneticisi Mehmet Yılmaz, festivalin genel koordinatörü Yasin Özcan, festivalin komite başkanı Gökhan Gürün ve grafik tasarım-uygulamacısı Alper Kurbaloğlu. Belediyenin desteği ile gerçekleşen 1. Tenedos Tiyatro Festivali’nin rotasındaki mekanlar ise Halk Eğitim Merkezi, Salhane, Gümüş Otel ve Miskin Atölye’ydi.
Yürütücü ekip tarafından davet edildiğim festivalin bütün mekanlarında gerek festival çalışanları gerek ada halkı tarafından çok iyi ağırlandım. İlk kez olmasına rağmen katılımın oldukça yüksek olduğunu söyleyebilirim. Katılımın çoğunluğu ada halkıydı, ancak Çanakkale’den gelenler de vardı. Ayrıca özellikle çocuklar için düzenlenen atölye ve oyunlar Bozcaada’lı çocukların yaratıcı enerjisi ile birleşerek, oldukça ilgi gördü.
Festival 26 Ekim’de Müfit Aytekin’in çocuklar için oyunculuk atölyesi ile başladı. Müfit Aytekin Halk Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirdiği “Çocuklar için Oyunculuk Atölyesi”nde çocuklara enfes bir oyun oynattı. Önce Nazım Hikmet’in Kuvay-i Milliye’sini okutan Aytekin, sonra sırasıyla her bir çocuk katılımcıya birer cümle kurdurarak, “….. delinin biriydi.” , “gitti kuyuya taş attı.” ile başlayan bu cümleleri bir oyuna çevirdi. Atölyenin sonunda herkese bir rol verip, çocukların topluca yazmış oldukları bu oyunu oynatarak, bir nevi doğaçlama tiyatro örneği olan bir çalışma gerçekleştirmiş oldu.
Kayhan Berkin’in “Yetişkinler için Oyunculuk Atölyesi” ve ardından Lampedusa oyunu ile devam eden gün, Bozcaada Kalesi’ne bakan manzarası ile denize sıfır konuşlanmış güzel mekan Salhane’deki Chromas Konseri ile birlikte sona erdi. Akşam saatlerindeki bu konserle birlikte festival enerjisi tam yakalanmış oldu.
Ertesi gün festival, geçtiğimiz sezon Dogville isimli oyundan tanıdığımız Olcay Yusufoğlu’nun “Sesin Ruhu” isimli ses oyunculuğu atölyesi ile güne “Merhaba” dedi. Ardından Haluk Şahin’in söyleşisi ile devam etti. “Bir Sanat Beldesi Olarak Bozcaada” söyleşisinde Bozcaada’nın tarihi, coğrafi önemi, burasının sadece şarap veya eğlence yeri olarak değil, aynı zamanda bir sanat bölgesi olarak anılması için yapılması gerekenler, nasıl bir rota izleneceği tartışmaya açıldı. Samimiyetle herkesin fikrini söylediği bir sohbet ortamı sunan bu söyleşide Bozcaada’yı yaşayanlar buradaki anılarını, turizmin nasıl algılandığını ve özellikle de yönetimin rota değiştirmesi gerektiğini konuştular. Konu herkes için o kadar ilgi çekiciydi ki etkinlik vaktini doldurarak uzadı ve neredeyse diğer etkinliğe gecikilecekti.
Diğer etkinlik Cenk Doğar’ın “Başarısızlık Hikayeleri” isimli söyleşisiydi. Burada konuklar Hülya Gülşen ve Ece Çeşmeoğlu’ydu. Katılımın yine yüksek olduğu bu söyleşide konuklar birbirinden komik başarısızlık hikayelerini ve başlarına gelen sahne kazalarını anlatarak herkesi çok güldürdüler. Ortamdaki samimiyet sayesinde seyircilerden de anlatıma katılım oldu.
Aynı akşam Versus Tiyatro’nun “Kreutzer Sonat”ı Kayhan Berkin’in hem rejisi, hem de oyunculuğu ile sahnelendi. Oyunun ardından seyirci ile yapılan söyleşide bolca Tolstoy konuşuldu.
Festivalin üçüncü yani son günü ise Murat Atsay’ın seramik atölyesi ile başlayıp, “Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin” oyunundan hatırladığımız Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun “Yazı Masasında Bir Gün” isimli yazarlık atölyesi ile devam etti. Etkinliğe ev sahipliğini yine festivalin ana mekanlarından Gümüş Otel yaptı. Upuzun bir masa etrafında toplanan katılımcılar bir oyun nasıl yazılır’ı karakter analizi yapma egzersizleri üstünden çalışma fırsatı yakaladılar ve Murat Mahmutyazıcıoğlu’na yazmış olduğu oyunla ilgili merak ettiklerini sordular.
Gümüş Otel’den ayrılanlar çocuk oyununa doğru geçerken, bir diğer kesim de gün batımını izleyerek, son etkinlik olan oyun Kader Can’a hazırlık yaptılar. Son atölyenin sahibi Murat Mahmutyazıcıoğlu’nun yazdığı, Deniz Karaoğlan’un “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncu” performansı ile ödül alarak ses getiren bu oyun da festival izleyicisi tarafından çok beğenildi.
Küçük bir ekip ve az sayıda mekan dağılımı ile henüz ilk tohumlarını atmış olan 1. Tenedos Tiyatro Festivali özenli seçkisi, ekibin sahiplenici ve heyecanlı tavrı ile bugün Bozcaada’ya kazandırılmış, umut vaat eden bir ilk festival. Üstelik bir ilk festivale göre hiç aksaklık yaşamamış oluşu da cabası.
Gerek Bozcaada, gerek ülke ve tüm tiyatro camiası adına devamının geleceğini umut ediyor ve bu çizgide ilerlerse zaman içinde daha da büyüyeceğini düşünüyorum. Bu anlamda değerlendirilebilecek birçok tatil beldesinden sadece biri.
Festivali kaçıranlar ama oyunlarla ilgilenenler için kasım ayındaki Kader Can Bam Tiyatrosu hesabı üstünden ve Kreutzer Sonatı da Versus Tiyatro sayfasından izlenebilir.