“Genç, atak ve umutlu sinek, durmadan camın ötesindeki aydınlığa varmanın bir yolunu aramaktaydı. Hiç yılmıyor, umutsuzluğa kapılmıyordu.”
Aziz Nesin, asıl adıyla Mehmet Nusret, gülmece edebiyatımızın doruğuna çıkmış yazarlarından ve ülkemizin önde gelen aydınlarındandır. Çocukluk ve gençlik yıllarında birçok sıkıntının altında ezilen Mehmet Nusret; Aziz Nesin olduğunda da hapishanelere, sürgünlere, işsizliğe, tehditlere maruz kalmıştır. 6 Temmuz 2020, bugün onun ölümünün yirmi beşinci yılıdır.
Aziz Nesin inişli çıkışlı yaşamı boyunca yüzden fazla eser kaleme aldı. Birçok dergi ve gazetede yazdı, aynı zamanda birçok dergi ve gazete de çıkardı.
Toplamda beş buçuk yıl olmak üzere birçok kez hapishaneye düştü, sürgün edildi ve işkence gördü; hakkında 300’den fazla dava açıldı. İmzasıyla yazdırılmadığından 200’den fazla takma isim kullandı. “Toplumculuğum yaşamımın bir sonucudur.” diyerek yılmadan, umudunu yitirmeden Türk toplumunu aydınlığa çıkarmak için yazdı.
Anıtı Dikilen Sinek, içinde on beş öykünün yer aldığı 125 sayfalık bir çocuk kitabıdır. Öykülerin her biri hayatın içinden geliyor. Aziz Nesin, hiçbir konunun çocuklardan saklanmasını istemez ve yetişkinlerin konuşup tartıştıkları her konunun çocuklara da anlatılması gerektiğini düşünür. Bu kitapta da aynen bu söylediğini yapmış; toplumsal sorunları, politik konuları ve insanı ilgilendiren durumları çocukların anlayabileceği bir dilde anlatmıştır.
Kitapta bulunan “Birbirlerini Kıskanan Taşıtlar” adlı öyküde “Hangi taşıt ve binit, kendisinden başka bir taşıt olmaya özenirse, kendisi olarak bile kalamayacağı için, hiçbir şey olamaz.” der.
Aziz Nesin, yazarlık yapamadığı zamanlarda geçinebilmek için bakkallık, satıcılık, muhasebecilik gibi işler yaptı, tutunamadı. “Oluş Kitabevi”ni ve “Parodi Fotoğraf Stüdyosu”nu kurdu ancak bunlar battı, Kemal Tahir’le “Düşün” adında bir yayınevi kurdular fakat bilinmeyen bir nedenle yandı. Bütün bunlara rağmen azim ve kararlılıkla yazmaya devam etti. Bizlere, hâlâ tazeliğini yitirmeyen eserler bıraktı.
1956 ve 1957’de İtalya’da Altın Palmiye, 1966’da Bulgaristan^da Altın Kirpi ve 1977’de Hitar Petar ödülü, 1968’de Milliyet’in açtığı Karagöz Oyunu yarışmasında birincilik ödülü, 1969’da SSCB’de Altın krokodil, 1970’te Türk Dil Kurumu’nun oyun ödülünü, 1974’te Asya Afrika Yazarlar Birliği’nin Lotus Edebiyat Ödülü’nü, 1978 Madaralı Roman ödülü, 1990’da Rusya’da Tolstoy Ödülü, 1991’de Fransa Şövalyelik Nişanı, 1994’te Amerikan Basın Özgürlüğü Ödülü, 1995’te Hiroşima Vakfı Ödülü’nün de aralarında olduğu çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül verildi.
Kitapta “Büyük Koyun İmparatorluğu” adlı öyküde, dünyanın av alanlarını bölüşen güçlü hayvanlar yüzünden kurtlara av alanı kalmadığını ve kurtların da var olmayan bir “Galapintop tehlikesi” yaratarak koyunları kandırmaları anlatılır. Böylece koyunları bir düşünce etrafında birleştirip onları nasıl avladıkları anlatılır. Öykünün sonunda “Koyunların tarihinde, burada anlatılan bu olay yazılı olduğu hâlde, kurtların bu kandırmaca oyunu yine de sürmektedir. Çünkü dünyada bugün de gerçek koyunlar, gerçek başka yaratıklar arasında, ne yazık ki çıkarcılar, aptallar ve alçaklar hâlâ vardır.”
Aziz Nesin “Hiçbir insan yalnız kendi bacağından asılmaz, her açla açız. Her tutukluyla tutukluyuz. Mutluluk, başkaları mutsuzken yalnızlıkla olmaz, toplulukla olur.” diyerek yurdunda sürüp giden bozuk düzene karşı bilinçli ve akılcı bir tutumla yazılarını kaleme almıştır. “Böyle gelmiş böyle gitmez!” sözü belki de onun hayat mottosuydu; aynı isimde, 16 yaşına kadarki yaşamını anlattığı anı türünde iki ciltlik eseri de vardır. Değerli Erdal Öz, bu iki ciltlik eserden çocukları ilgilendirdiğini düşündüğü bölümleri derlemiş ve Aziz Nesin’le birlikte “Ben de Çocuktum” adlıyla yayımlamışlardır. Bu kitaplardan onun hayatına ilişkin burada bahsedemediğim daha birçok şeyi bulabilirsiniz. Aziz Nesin, okurların genellikle uzun yazıdan sıkıldığını bilirdi. Ben de bu yazıyı fazla uzatmayacağım.
O, çocukluğunu yaşayamamış bir çocuktu; maddi ve manevi varlığının bütün hücreleriyle kendisini milletine borçlu hisseden bir sanatçıydı. 1972’de Çatalca’da kimsesiz çocukları okutmayı amaç edinen Nesin Vakfı’nı kurdu ve kitaplarının bütün gelirlerini bu vakfa bağışladı. Cenazesi, Nesin Vakfı bahçesine defnedilmiştir.
- Anıtı Dikilen Sinek – Aziz Nesin
- Nesin Vakfı Yayınları – Öykü
- 125 sayfa