Homo sum: humani nil a me alienum puto — Ben bir insanım ve insanca olan hiçbir şey bana yabancı değildir.

Denis Dutton
İnsanlığın sanat üretiminin serüvenini disiplinlerarası bir çerçeveyle ele alan eserde sanatın tarih boyunca geçirdiği evrim irdeleniyor. Yalın dili ve zaman zaman esprili anlatımı sayesinde akıcılığını koruyan Dutton, kendi çalışmalarının yanında pek çok farklı görüşe de yer ayırmış durumda.
Sanat ve doğal seçilim, sanatın doğası, kurmaca metinler ve farklı ırklardaki sanat kavramı üzerine anlaşılır örneklerle açıklama getiren yazar, alanındaki dikkat çeken hipotezleri de örnek göstermeyi ihmal etmiyor. Dil yetisi, benzer manzara çizimleri, pahalı ve abartılı tablolar, cinsel seçilimden Duchamp’ın pisuvarına kadar geniş bir yelpazede konuyu irdeleyen bu kitap sayesinde ilk atalarımızın neden sanata ilgi duyduğunu, hemen her yerde karşımıza çıkan meşhur manzara resimlerinin sırrını ve çok daha fazlasını öğrenebilirsiniz.
On farklı bölümden oluşan yapıtta belki de en çarpıcı bilgileri ilk bölüm içeriyor. “Manzara ve Özlem” isimli bölümde yazar, Vitaly Komar ve Alexander Melamid’in yapmış olduğu Amerika’nın En Çok Arananı çalışmasına değiniyor. On ayrı ülkede insanların sanatsal tercihlerini incelemek için çalışma yürütülüyor. Bu ayrıntılı anket çalışmasında bütün katılımcılara neyin resmini görmek istediklerine dair ayrıntılı sorular soruluyor. Sonuçta istisnasız biçimde en çok istenen resim, içinde su, hayvanlar ve insan bulunan bir manzara resmi oluyor.
“Kenya ve İzlanda. Lanet olası koca dünyada birbirinden daha farklı ne olabilir? Ama ikisi de aynı mavi manzarayı istiyor. “(Araştırmacı Alexander Melamid)
En çok arananın neredeyse her yerde görebileceğiniz bir 19. yüzyıl manzara resmi olması ise “Savana Hipotezi” ile açıklanıyor.
İlerleyen bölümlerde sanat eserinin tanımlanmasına ilişkin açıklamalarda bulunan yazar, farklı görüşlerden yararlanarak “Sanat nedir?” sorusunu irdeliyor. Başka halkların güzellik anlayışları ve Batılı estetik algısı hakkında örneklerle incelemelerde bulunurken sanat eleştirmeni Arthur Danto’nun çalışmalarına da eleştirilerle yanıt veriyor.
“Sanat ve Doğal Seçilim” bölümünde Charles Darwin’in çalışmaları ışığında sanat içgüdüsü detaylı bir şekilde irdeleniyor. Sanatın, üreme, sağkalım ve bireysel/toplumsal fayda açısından sağladığı avantajların açıklama için yeterli olmadığını dile getiren Dutton, hayal gücü deneyimine vurgu yapıyor.
“Sanat beyin gücünü, fiziki emeği, zamanı ve kıymetli kaynakları çarçur eder. Diğer yandan doğal seçilim ekonomik ve kanaatkardır. Verimsizliği ve israfı ayıklar. “
Bu noktada farklı hayvanların abartılı organlarından, gösterişlerinden örnek veren yazar, kelime dağarcığımızda bulunan ihtiyacın fazlası ortalama altmış bin kelimeye değiniyor ve bunun ancak cinsel seçilim ile açıklanabileceğini vurguluyor. Yani kaynakların savurganca harcanması cinsel seçilimden kaynaklanan bir davranıştan başka bir şey değildir (Erkeklerin kadınları etkilemek için pahalı hediyeler alması, tavuskuşu erkeğinin gösterişli tüyleri vb)
Denis Dutton son bölümlerde çağdaş sanat eserlerinden örneklerle sanatın kuramsallaştırılması ve tanımlanması hakkında incelemelerini açıklıyor. Orijinaline tıpatıp benzeyen sahte eserleri ve sanat eseri olarak hazır nesne kullanımını irdeliyor.
“Günlük hayatın ışıltılı medyası ve cafcaflı alet edevatıyla aklımız meşgul oldukça dünyada güzelliği ilk kez fark eden tarihöncesi kadınlar ve adamlarla hala ne kadar yakın olduğumuzu unuturuz. Damarlarımızda onların kanı akar. Sanat içgüdümüz, onlarınkidir. “
- Sanat İçgüdüsü, Güzellik, Zevk ve İnsan Evrimi – Denis Dutton
- Ayrıntı Yayınları – Sanat ve Kuram
- 300 sayfa
- Çeviren: Murat Turan