“Herkes ‘Yusuf’, herkes iffetli, herkes güzel, herkes temiz öyle mi? Hiçbir dine göre yatacak yerimiz yok bizim aslında. Kirlettiklerimizin hesabını veremeyeceğiz hiçbirimiz. Ellerimizde taşlarla geziyoruz hep.’ İlk taşı günahsız olanınız atsın’ diyor Hz.İsa. Aynalara bakabilsek,kendi gerçeklerimizle yüzleşebilsek, hepimiz elimizdeki taşları yere bırakacak ve utançla uzaklaşacağız meydandan… Kur’an,bir kişiyi öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, demiyor mu? Biz ise durmadan öldürüyoruz, öldürenleri seyrediyoruz. Göz yumuyoruz katillere. Hangi katile nasıl ceza vereceğiz peki? Ya da suçluları yargılatacak bir masum bulabilecek miyiz?”
Çok kolay bir kitapmış, sanki hemencecik bitermiş gibi gözüken bu kitap aslında içten içe bize verdiği mesajlarla ne denli dolu olduğunu belli ediyor. Yazarın ilk kitabı olan ve sonbahara yakışır harika bir kitap tasarımına sahip olan Düş Sarısı, Lakin Yayınları’ndan çıktı. Yakında ikinci baskısı gelecek olan kitabın içerisinde dört tane hikâye var. Hikâyeler şahsına münhasır olmakla birlikte sanki yazarın söylemek istediği her şeyi bir çırpıda anlatmış gibi. Keşke herkes içindekileri bu kadar kolay dökebilse satırlara, diye düşünüyorum. Kitapta Sezai Karakoç, İsmet Özel, Ruhi Konak, Çetin Alpagut gibi isimlerin şiirlerinden de alıntılara başvurulmuş. En sevdiğim alıntıyı da hemen aşağıya bırakıyorum.
“içimden şu zâlim şüpheyi kaldır
ya sen gel ya beni oraya aldır” \\ Sezai Karakoç
Kitabın on lira olması gayet makul. Ayrıca ilk sayfasında yazan “Her türlü mecrada çoğaltılıp yayınlanabilir ve korsanı basılabilir.” cümlesi gözümden kaçmadı. Aslında çok mantıklı bir açıklama en azından korsan işini istemeyerek yapan -varsa- insanlar için rahatlatıcı bir not kabul edebiliriz. Son olarak yazarla bizzat konuştuğumda “İkinci kitap ne zaman gelecek?” diye sormuştum ve aldığım cevap “Beş altı yıl sonra, belki.” oldu. Çok da hoş oldu.
“Kimse kimsenin kalbini sormuyor sevgilim…” \\ Yusuf Güroğulları
- Yusuf Göroğulları – Düş Sarısı
- Lakin Yayınları – Öykü
- 80 Sayfa