Oldukça haylaz, ödevlerini unutan ve annesini “ejdaslan”a dönüştürebilecek kadar kızdırabilen bir çocuk düşünün. Hangi kuvvet ona bir tarih kompozisyonu yazdırabilir ki? Aslında Bizim Alican’ı tarif ediyordum ama tanıdık geldi değil mi?
Gelin çocukluğumuz ve çocuklarımızla pek çok ortak izdüşüm bulabileceğimiz Alican’ı ve macera dolu seyahatlerini yakından inceleyelim!
Bu ortaklıklara kendi hikayemden minik bir örnek vererek başlamak istiyorum. Çocukken her yaz anneannemi görmeye İstanbul’a gelirdik. Elbette İstanbul’a her gelişte büyüklerin aklına; eski sarayları, görkemli yapıları, camileri bilhassa Tarihî Yarımada’yı gezmek gelirdi. Oysa ne sıkıcıydı bir sürü yetişkinin anlamadığım terimlerle kocaman, eski hikayeler anlatması! Şimdi beni büyüleyen kültürel mirasları “keşke o zaman da bugünkü hevesle görseydim, gezmek için annemlerin peşine takılsaydım” diyorum. Ama o zamanlar da elimde çok kuvvetli bir gizli güç vardı: hayal gücüm! Hep kanatlarım olduğunu hayal eder, İstanbul’da uçar dururdum. Meğer biz Alican’la bu hayalde buluşmuşuz!
O zamanlardan bu zamana değişen pek az şey var. Çocuklar yine turlardan sıkılıyor, tarihle ilgilenmiyorlar. Haksız da sayılmazlar ama değil mi? Oyun oynamak varken! Ama işin aslı şimdikiler benden şanslı. Alican’ın Gezileri‘ni okuyan bir çocuğun İstanbul gezilerine olan iştahı artacak, seyahati oyunlaştıracaklardır. Ne de olsa Ayasofya’yı, Sultanahmet’i, Topkapı’yı ve daha nicelerini önce Alican’la birlikte Martı’nın sırtında gezecekler. Üstelik bu gezide zorlu tarih terimlerini de Alican’la öğrenecekler. Nasıl mı? Zaman yolculuğu yaparak! Evet evet, yanlış duymadınız! Üstelik Alican kimi zaman padişah kimi zaman Kapalıçarşı’da nakkaş olarak karşımıza çıkıyor. Kim bilir belki de kahramanlarımız Alican ve Martı zaman yolculuğu yaparken bana da göz kırpmışlardır.
“Kısa sürede İstanbul Boğazı’na geliyoruz. Masmavi deniz ve parlak bir gökyüzü içinde süzülüyoruz. Martı denize doğru inip aniden yukarı çıkıyor. Uçurtmaya binmiş gibiyim. Bazı hareketlerinden sonra ödüm patlıyor ama içimden hep gülmek geliyor.” (sayfa 15)
Çocukların eğlenerek öğrenmelerini hedefleyen Alican’ın Gezileri, 2023 yılının Ocak ayında Uçan At Yayınları tarafından yayımlanırken yazar Şeyma Üstün, ilk çocuk kitabı olan Alican’ın Gezileri ile çocuk edebiyatına sağlam adımlarla giriş yaptı.
Pedagog Kübra Türkcan Aras tarafından pedagojik uygunluğu teyit edilmiş; kültürel ve tarihi değerler, olumlu modeller barındırması ve sakıncalı içerikler barındırmaması ile ilkokul, ortaokul düzeyindeki çocuklara tavsiye edilmiş. Bununla birlikte titizlikle hazırlanan Alican’ın Gezileri‘nin editörlüğünü, öykücü ve genel yayın yönetmeni Recep Kayalı, görsellemelerini de Atölye Balık yapmış. Tüm çocuklara ve çocuk kalmakta inat eden biz okuyuculara da bu soluksuz İstanbul macerasında eğlenmek düşüyor!
- Alican’ın Gezileri – Şeyma Üstün
- Uçan At – Çocuk Kitapları
- 64 sayfa