Polisiye roman denilince edebiyatımızda akla gelen ilk isim Ahmet Ümit’tir. Polisiyesever bir okur olarak neredeyse tüm romanlarını okudum. Ama bu arada Ahmet Ümit’in çeşitli zamanlarda, çeşitli yerlerde yazdığı yazılarından oluşan İnsan Ruhunun Haritası’nı gözden kaçırmışım. Geçtiğimiz aylarda bir yerde duyunca okuma listeme derhal dahil etmiştim.
Kitapta Ahmet Ümit’in otuz yazısı üç ayrı bölümde toplanmış. Yazıların ana ekseni elbette edebiyat ve polisiye. Ancak sadece sınırlı bir konu etrafında dönüp durmuyor. Zira Ahmet Ümit yazılarında yazarları, kitapları ve roman kahramanlarını anlatırken bir yandan da bir adım geriye çekilip toplumsal arka planların, felsefi temellerin, psikolojik nedenlerin ipuçlarını veriyor. Çoğu gazetelerde çıkan yazılar olduğu için dili son derece akıcı ki bu durum zaten Ahmet Ümit okuru için şaşırtıcı değil. Aslında yazılarında toplumsal ve psikolojik arka planı vermeye çalışması da Ahmet Ümit okuruna aşina. Zira romanlarında yaşanan cinayetin temasına bağlı olarak bu tarz bir alt yapıyı okuyucuya sunar Ahmet Ümit. Sultanı Öldürmek romanında örneğin, İstanbul’un fethini feth edilenlerin gözünden anlattığı kısımlar ilgimi cinayetten daha fazla çekmişti. İstanbul Hatırası‘nı okurken tarihi yarımadayı daha önce hiç görmemiş biri gibi bir an önce gidip görmek istemiştim.
Suç sadece suç değildir. Ardında insan, mekan ve toplum vardır. Ve her şey her şeyle bağlantılıdır. Felsefi düşüncelerin üretildiği coğrafyayla, tarihi bir anlaşmanın o anlaşmayı yapan kralın çocukluğuyla, roman karakterlerinin üretildikleri dönemlerle, yazarların okudukları kitaplarla, bugün yazılan bir romanın bin yıl önceki bir efsaneyle ve onun bununla ya da bunun şununla bir bağlantısı vardır. Bunu olay yerindeki her ipucunun bir şeye işaret ettiğine tanık olan polisiye okurundan iyi kim bilebilir ki!
İnsan Ruhunun Haritası‘nda işte bu bağlantıların izini sürebiliyoruz. Yazılar ortalama beş sayfa olduğu için derinlemesine bir analizden söz edemiyoruz elbette. Zaten gazete yazısı olarak yazıldıkları için amaçları da bu değil. Ama önümüze yeni fikirler sunması açısından yol gösterici bir kitap. Daha önce okumadığınız bir yazarla karşılaşıp yeni okuma listeleri oluşturabilir ya da bir konunun peşine düşebilirsiniz. Polisiyenin ortaya çıktığı dönemin koşullarıyla bağlantısı hoş bir araştırma/okuma konusu değil mi?
Kısacası polisiye ve edebiyat severseniz İnsan Ruhunun Haritası’nı seversiniz.
- İnsan Ruhunun Haritası – Ahmet Ümit
- Evereset Yayınları
- 205 sayfa