Jean Cocteau
Derin Uykunun Söylevi
Türkçesi: Halil Gökhan
Sel Yayıncılık
1.Baskı
71 Sayfa
71 sayfalık kitapta Cocteau’nun kelimelerine, kendi çizimleri eşlik ediyor. Kendisi kitaptaki epizodlarda insanlık olarak derin bir uykuda olduğumuza dair yazıyor ve kurmaca içinde buna referanslar veriyor. Hayatı boyunca -gerçek anlamda- çok yönlü bir sanatçı olup kendini toplumun “öteki”si olarak gören yazarın bu kitabında; anlattığı her şey toplumun eleştirisini de kendi içinde taşımakta.
Var olmak adına kelimelerini eyleme dökmekten çekinmemiş, farklı görüşteki insanlarla görüşmüştür. Farklı sanat akımlarına dahil olmuş kişilerle ortak dertlere sahiptir yazar da. Dünya ve yaşama dair hayal kırıklıkları, düzen, anlam kargaşası içinde geçen bir ömrün söylemlerini içerir kitap. Derin Uykunun Söylevi, bir sayıklama havasında ilerler. Renklerden, uykudan, sigaralardan, yazılardan, doğadan ve gerçek üstüye olan meraktan beslenmiştir. Bazı epizodlar şiirdir, bazıları öykü içinde öykü şeklinde geçer(biçim olarak öykü de değildir). İnsanın eleştirisi, toplumu eleştirerek değil; hayatın içindeki ufak anların eleştirisinden geçer. Cocteau da kendini, çevreyi, renkleri ve kalan her şeyi kendince tanımlamaktan kaçınmaz.
Uykusuz bir gecede bu kitabı okumak sizi belki uyutmaz ama derin uykunun nefret kadar güçlü bir şey olduğunu size fısıldayabilir.
“Kapat okul çocuğu yanlış yapılmış ödevlerle dolu çantanı. Gece gözlerinde.
Ağzında
bir parça ekmek.
Annen
Başı balkonda
dünyaya ters.
Aralık.
Gidilir artık.”