Ne güzel varlıktır kadın. Zarafetiyle, şefkatiyle, üretkenliğiyle ama en çok da gücüyle. Nasıl hayranlıkla tekrar tekrar dönüp bakılasıdır davasında dağ gibi sağlam duran kadın. Ve ne muhteşemdir onun çabası, yorgun ama tatmin gülüşü…
Yılmaz Özdil, çoğunlukla köşe yazılarından oluşan Kadın kitabında, dünyayı daha yaşanılası bir yer yapan bu kadınlara değiniyor. Fakat sadece onlara değil, davranışlarıyla örnek teşkil etmeyen kadınlara da yer veriyor.
Kitaptaki bölümler çoğunlukla yazarın kişisel görüşlerinden meydana geldiğinden, Kadın’a biyografi olarak yaklaşmak doğru olmaz. Ancak kitaptan birçok nesnel bilgi çıkarmak da mümkün. Fatma Aliye’nin Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olduğu ya da Seher Şeniz’in Playboy’da fotoğrafı çıkan ilk Türk olduğu gibi. Kitabın güzel yanı Türk tarihindeki önemli kadınları tanıtmaya vesile olması. İlk kadın ressamımızın Mihri Müşfik, ilk kadın mimarımızın Leyla Asım Turgut, ilk kadın fotoğrafçımızın Naciye Suman, ilk kadın astrofizikçimizin Nüzhet Gökdoğan, ilk kadın opera sanatçımızın Semiha Berksoy, ilk kadın tiyatro sanatçımızın Afife Jale ve ilk kadın avukatımızın Süreyya Ağaoğlu olduğunu biliyor muydunuz? Onların ve tarihimizdeki daha nice azimli ve çalışkan kadının portrelerine gülümsüyor Yılmaz Özdil.
İsimlerine aşina olduğumuz ya da tarihimizde önemli yeri olan bu kadınların yanı sıra, aslında isimlerini bilmediğimiz ve fakat yakın tarihte bir sebepten öğrendiğimiz (belki de hiç kulak asmadığımızdan öylece yanından geçip gittiğimiz) kadınlar ve hatta kız çocukları da var kitapta. Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, İstanbul Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı rahmetli Profesör Asuman Efe (namıdiğer Bitki Ana), “Deprem olursa, fakirleri de kurtarırlar mı?” diye soran yedi yaşındaki Ümmügül Turhan ve Anayasa Mahkemesi’nin önünde tek başına adalet nöbeti başlatan avukat Şule Nazlıoğlu Erol gibi.
Türk kadınları ve Türkiye’den örneklerin yanında Merkel ve Michelle Obama gibi başarılı yabancı kadınlar da övgüyle anılıyor.
Kitapta “Bu kadar güleryüzlü bir katil gördünüz mü?” diyen Seda Sayan, devlet dairelerindeki türban yasağının insan hakları ihlali olduğunu savunan Leyla Şahin ve Zehra Develioğlu gibi Yılmaz Özdil’in yıkıcı eleştirilerine hedef olan kadınlar da var.
Bu kitap bir öykü, roman ya da biyografi değil. Bu nedenle yer yer fazla sivri gelse de, yer yer yeterli gelmese de kitabın, yazarın kişisel görüşlerinden, içinde kadınların bulunduğu köşe yazılarından (bazı yazılara sonradan eklendiği anlaşılan bölümlerle birlikte) meydana geldiğini bilerek yaklaşmak yerinde olacaktır.
Güçlü, mutlu, başarılı, huzurlu kadınlarla dolu bir dünya dileğiyle…
- Yılmaz Özdil – Kadın
- Kırmızı Kedi Yayınları
- 368 Sayfa