“Aslı aranırsa, ben bir keyif ehlinden başka neyim? Canımın istediğini yapmaktan başka bir kaygım yok. Şimdi de kadından duyulan hazlar hayatımda gitgide daha büyük bir yer almaya başladı. Neredeyse salt onlar uğrunda, kitaplarım ve kişisel özgürlüğüme olan bencil ihtiyacım uğrunda yaşayacağım. Ya insanlar? Kendinden daha mutsuzların kaderine karşı kayıtsız kalan adamın hayatında manevi güzellikten eser yoktur. Benim hayatımın gerçek manevi güzelliği nerede?”
Panait Istrati, 10 Ağustos 1884’te dünyaya gelmiştir. 50 yaşında, 16 Nisan 1935’te aramızdan ayrılmıştır. Romen yazar, “Balkanların Gorki’si” olarak bilinmektedir.
Romanya’nın liman kenti olan İbrail’de dünyaya gelmiştir. Yaşamını, İstanbul’un da olduğu birçok Osmanlı kentinde geçirmiştir. Annesi Joita Istrate romen, üvey babası Gherasim Valsamis yunandır. Babasını hiç tanımamıştır. Panait daha yaşını doldurmadan babası vefat etmiştir. Çamaşırcı olan annesi ile birlikte yoksul bir yaşamın içinde bulunmuştur.
Bir meyhanede çalıştığı sırasında kendisine hediye edilen Fransızca sözlük sayesinde Fransızca öğrenmiştir. Panait, tüm eserlerini ana dili olan Romence değil, Fransızca olarak yazmıştır.
Kısa, yoksul yaşamında birçok toplumsal harekete katılmıştır. İşçi dergilerinde, Romini a Muncitonu gazetesinde yazıları yayımlanmıştır. Gösterilere katılma suçundan 1916 yılında 32 yaşında hapse girmiş, ardından da Paris’e gitmiştir. Daha sonrasında gittiği Nice’de veremden hastanede yatarken boğazını keserek intihar girişiminde bulunmuştur (1921). Yazar Romain Rolland’a yazdığı bir mektubun cebinde bulunması ve hastanede yatarken mektubun Rolland’a ulaştırılması sonucunda hayatı başka bir evreye girmiştir. Rolland, Panait ile mektuplaşmaya başlamış ve Panait’i, yaşadıklarını yazmaya zorlamıştır. Ona rehberlik etmiştir. Panait ise yazdıklarından sonra aniden ünlenmeye başlamış ve “Balkanların Gorki’si” anılmaya başlamıştır.
Eserleri otuzdan fazla dile çevrilmiştir. Panait’in eserleri otobiyografik yönler içermektedir. Pek çok eserinde başkahraman olan Adrian Zografi, Uşak’ta da başkahramandır. Hayatındaki yaşanmışlığı eserlerine yansıtmıştır.
“İnsan ne kadar kabiliyetliyse ona karşı görevi de o kadar büyüktü.”
Uşak, günümüze, ortalama yaşamlarımıza mesaj gönderen bir romandır. Istrati, gerçek hazlara ve güzelliklere parmak basarak, bu duyguları adeta insanın içerisine işlemektedir. Akıcılığı ve dilindeki etkileyicilikle, yaşamdaki gerçek duyguları sorgulatan, naif ve düşünceli geçişleriyle her kelimeyi hissettiren bir yapı oluşturmuştur.
“Ayak oğlanı” olarak girdiği konaktaki betimlemeleri, gerçek güzellik anlayışını hissettirmektedir. Bu saf güzellikler, çevresindeki olaylara yaklaşımını etkilememiş, hiçbir düşüncenin veya akımın esiri olmadığını okuyucuya kanıtlamıştır. İnsanlığın, her alandaki taraftarlıklarına eleştirel yaklaşmıştır.
“Ömrünü güzel eşyalara ve sayısız duvarlara bağlamadıkça mutlu bir hayat tasarlamak olanağı yok mudur?”
Özet olarak bütün nesilleri kapsayan mesajlarını iletmiştir ve iletmeye de devam edecektir. Herkesin kendinden bir yer edineceği, yalın bir eser ortaya çıkarmıştır. Bağımlılıkları sorgulatacak, ulu güzellik arayışında olanlar için bir rehber olacak ve ortalama iki kişilik akşam sohbeti süresinde bitirilecek bir eseri hayata kazandırmıştır.
- Uşak – Panait Istrati
- Varlık Yayınları – Dünya Edebiyatı/Roman
- 119 sayfa
- Çeviri: Yaşar Nabi Nayır
Referanslar:
https://www.nekuyorum.org/panait-istrati-kimdir/
https://forum.kayiprihtim.com/t/panait-istrati-kitapligi/21158
https://tr.wikipedia.org/wiki/Panait_Istrati
https://www.biyografi.info/kisi/panait-istrati
https://www.sozkimin.com/panait-istrati-kimdir-sozleri-ve-hayati-72.html
https://www.evrensel.net/haber/264638/panait-istrati-trajik-bir-nese-yasli-bir-cocuk
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/panait-istrati-1819402