Fırat Devecioğlu’nun yazdığı ve Hasan Demirci’nin yönetip oynadığı Lazarus, 2021 yılından bugüne çeşitli sahneler ve Think House’ta sahneleniyor. Oyunun yazarı Fırat Devecioğlu, oyun metnini kurmacanın farklı bir formuna dönüştürüp novella haline getirdi ve hikâyesine farklı bir yolculuk daha kazandırdı.
Fırat Devecioğlu, İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü mezunu ve yüksek lisansını psikoloji üzerine yapıyor. 2018 yılında yayımlanan Yüzleşme isimli bir deneme kitabı ve 2021 yılında Destek Yayınları etiketiyle çıkan Schopenhauer Felsefesi’nin İyileştirici Gücü isimli kitabıyla okurlarla buluşmuştu. Şimdi de Lazarus isimli tiyatro oyununun metnini bir novellaya çeviriyor ve sahnelenen oyuna farklı bir derinlik kazandırıyor. Lazarus – Tanrı Oyuncağı ismiyle yayımlanan ve yine Destek Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan kitap, anlatıcı karakterinin bir hastanenin katları arasında hayatın gerçekleri ve acılarıyla tanıştığı, benlik ve amaç sorgulamasına girdiği, hayatın ve insanların amacını sorgulayan kısa ancak vurucu bir metin.
Annesini hastalığı ve unutkanlığı nedeniyle bir bakımevine kapatan ve onu bir daha aramak aklına dahi gelmeyen bir fotokopicinin hikâyesi bu. Öyle ki, annesi ölünce onu kimsesizler mezarlığına gömüyorlar. Çünkü oğlu çok meşgul. Oğlu hayat telaşesine ve kavgasına düşmüş. Kendi içine bakmaktan kör olmuş. Kendisine o kadar dalmış ki, onu dünyaya getiren anneyi bir bakımevine unutmuş. Ölümünden haberdar olunca dünyanın tüm pişmanlıklarını vicdanına sığdıran bu gariban fotokopici, mana arayışına başlar ve dünyayı, yaşamı, yaşamını sorgulamaya başlar. Amaçsız kalmıştır; çünkü kendisini çocukluğundan itibaren öbür dünyaya hazırlayan annesi onu edilgen, hatta kırılgan, ve hatta dünyaya yabancı bir birey olarak terk etmiştir. Annesi ölmüştür, karakterimiz onun öldüğü odaya sığmış ve bu sorgulamalarla hayatı geçirmeye başlamıştır. İşinden kovulmuştur, bir senelik ödemesi yapılmış odaya kapanmış, kendisine kapanmış, tüm dünyayı dışarıda bırakmıştır. Geceleri sokağa çıkar. İnsanlara bakar. Onları izler. Ancak aradığını bulamaz. Amaçsız kalmıştır. Ona bir amaç lazımdır.
Bir gece vakti o amaç farklı yollardan ona gelir. Yan odasında kalan yaşlı amca fenalaşır. Yanında olamadığı annesinin yaşadıklarını o amca üzerinde görür, annesi de bu kimsesiz adam gibi bir başına odasında, hastanelerde kalmak zorundadır. O amcayla beraber hastaneye gider. Onun refakatçisi olmaya karar verir. Hastanede, orada olanlarla, hasta refakatçileriyle zaman geçirdikçe içinde bir şeyler canlanmaya başlar. Tanrının dünyada terk ettiği insanları yalnız bırakmamaya karar verir. Oradaki hastalarla ilgilenir, bu işten para kazanmaya bile başlar. Fakat bu uzunca süre böyle devam etmez. İşler her zaman yolunda gitmez. Bir şeyler olur, raydan çıkar. İnsan raydan çıkmaya müsait bir yaratıktır. Yolunu kaybetmeye açık ve teşnedir. Karakterimizde bunu görürüz. İnsandır ve insan olduğundan hatalar yapmaya elverişlidir. Burada yazarımızın etkilendiği pek çok yazarın metne sızdığını görürüz. Aslında yazarımızın değil, fotokopici olan karakterimizin dünyasına sızmışlar ve onun dünyaya bakışını değiştirmişlerdir. Aklının yolunu bulmak için amaçlar edinir. Amaçlar ararken yoldan çıkar. Yola, raya geri döner. Hayaller kurar. Hayaller kırılır. Çünkü insan olmanın getirdiği en yumuşak karınlardan birisi, hayatta, hayatımızda her şeyin olumlu sonuçlanacağına dair içimizde yeşeren umut kırıntılarını biriktirmemizdir. Fakat dünya öyle bir yer değildir. Dünya insan doludur. Herkesin hayali gerçekleşemez. İnsanlar ölür. İnsanlar, insanları öldürür.
Karakterimiz gel gitleri, kurduğu ilişkileri, kırılan hayalleri ve nihayetinde kendine bulduğu kendince çözümleriyle hastaneyi dünyası yapar. Kendini oraya kapar. Dünyaya yabancılaşır. Bir hastane demirbaşıdır o.
Fırat Devecioğlu, kısacık bir hikâyede, novellada bize pek çok şeyi sorgulatır. Kendinizi, ebeveynlerle ilişkilerinizi, dünyaya ve diğer insanlara bakışınızı sorgularken bulursunuz. Tiyatronun da edebiyatın da yaptığı biraz da budur, değil mi? Kendimize ve hayata bakmak. Lazarus – Tanrı Oyuncağı bu yolculukta kılavuz olma görevini başarıyla yerine getiriyor.
- Lazarus / Tanrı Oyuncağı – Fırat Devecioğlu
- Destek Yayınları – Novella
- 64 sayfa