Baba Attila Ertürk ile oğlu Ozan Ertürk’ün birlikte kaleme aldığı bilimkurgu ve fantastik türde mizah öykülerinden oluşan “Anasuni Uzay Gemisi” kitabı, mizahın abartılı yönünün dozunu çok iyi ayarlayarak kurguladıkları öyküleriyle okura, baştan sona absürt (bunu kötü anlamda kullanmıyorum) ve muzır “skeçler” sunuyor.
Attila Ertürk, 7 Aralık 1958 yılında Eskişehir’de doğmuş. İlkokulu Konya, Kütahya ve Maraş’ta, ortaokul ve liseyi de Ankara’da okumuş. 1982 yılında Hacettepe Üniversitesi’nde Fizyoterapist olarak diplomasını almış. 1979-1980 yılları arasında Türkiye matbu mizahın mihenk taşı Gırgır dergisinde öyküleri yayımlanmaya başlamış. Bu arada Türkiye’nin ilk bedensel engelli çocuklar özel rehabilitasyon merkezini kurmuş. Geçtiğimiz yıl “Kral Şakir-Dikkat Zemin Kaygan” kitabının senaryolarını öyküye dönüştürmüş. Attila Ertürk’ün oğlu Ozan Ertürk ise 20 Ocak 1985 yılında Ankara’da dünyaya gelmiş. 2006 yılında İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden mezun olmuş. Açık Radyo’da iki yol boyunca, haftada beş gün caz programı hazırlayıp sunmuş. On üç yıl reklamcılık sektöründe çalışmış. GQ dergisinin görgü ve nezaket editörlüğünü yapmış. 2022 yılında Yeni Çağ Mitolojileri hakkında romanlar yazarken babasıyla birlikte Eksik Parça Yayınları’ndan çıkan “Anasuni Uzay Gemisi” öykü kitabına imza atmış. Yazının konusu da bu kitap. Baba Attila Ertürk ve oğul Ozan Ertürk’ün birlikte kaleme aldığı “Anasuni Uzay Gemisi”, bilimkurgu ve fantastik türde mizah öykülerinden oluşuyor. Ertürkler, mizahın abartılı yönünü çok iyi ayarlayarak kurguladıkları öyküleriyle okura, baştan sona absürt (bunu kötü anlamda kullanmıyorum) ve muzır metinler sunuyor.
“Anasuni Uzay Gemisi”ndeki öykülerin çoğu günümüzden binlerce yıl sonrasında geçmekle beraber her ne kadar ayrı ayrı başlıklar taşısa da karakterler ve mekânlar genelde aynı olduğu için birbiriyle bağlantılı “maceralar” bütünü olduğunu söyleyebiliriz. Yine bu bağlantıyla alakalı ilgili de evrendeki gezegenler teknoloji olarak zamanı ışık hızı seviyesinin ötesine geçirmiş, tek tuşla ya da tek hareketle çözülmek istenilen sorunu halleder hâle gelmiş olsa da tüm bu imkânlara rağmen evrenin yöneticilerinin çözemediği hayati meseleler için Türklerin yardımına başvurması, kitabı, bizdeki mizahta ayrı bir yeri olan “Türkler Uzayda” temasının içine yerleştiriyor. Attila Ertürk ve Ozan Ertürk, üzerine çokça yazılıp çizilen, filmlere konu olan, stand-up’çıların sahnede bol bol kullandığı bu konunun dozunu tam kıvamında tutturdukları için öyküler tekrara düşmüyor. Öykülerin ana karakterlerine atfedilen, bir nevi “gelecekteki Türkler” iması, bunun üzerine kurulan ve karakterlerin üzerine tam oturan diyaloglarla kitap ayrı ayrı yazılmış bir “skece” dönüşüyor ve okurun kafasında, öykülerdeki atmosferin canlanmasında hayli etkili oluyor.
Baba-oğul Ertürkler, “suyunun çıkarılması”na çok müsait olan bir konu üzerinde ayarlarıyla iyi oynanmış öykülerle çıkıyor okurun karşısına. Mizah gibi ucu açık ve herkesin dilediği yöne çekebileceği bir türde ve bu türü belirlenmiş bir konu üzerinden şekillendirmek için bu ayar şart. Öte yandan mizah diye, öykülerde paragraf başı bir espri ya da şakayla karşılaşmadığımız için okurken bıkkınlık gelmiyor. Bu da kitabın; mizahın içine yerleştirilmiş öykülerden değil, öykülerin için yerleştirilmiş mizahtan besleniyor olması. Toparlarsak; “Anasuni Uzay Gemisi”, kolaymış gibi görünen ama aslı hiç de öyle olmayan bir türde, iyi kotarılmış, “bilimkurgu fantastik mizah öyküleri” sunumundan sapmayan bir kitap.

- Anasuni Uzay Gemisi – Ozan Ertürk / Attila Ertürk
- Eksik Parça Yayınları
- 200 sayfa