Şimdi geriye yaslanın, bir pencerenin kıyısından lapa lapa yağan karı izlediğinizi hayal edin. İşte bu romanı okurken arka planda hep o karın yağdığını hissedeceksiniz. Okurken gelen beyaz bir huzur saracak benliğinizi. Kendileri Nobel ödüllü bir yazar ve her sayfa çevirişinizde aldığı ödülü hak ettiğini biraz daha anlayacaksınız.
Şair Ka (kendine Ka denilmesinden hoşlandığı için gerçek ismi kullanılmıyor) Almanya sürgününden yıllar sonra döndüğü memleketi Kars’ta kendini modernlikle geri kalmışlık arasında sıkışmış bulur. Neyin modernlik, neyin geri kalmışlık olduğunu anlaması imkânsızlaştığında kendini bir aşk üçgeninin en sivri yanında bulacaktır. Kars’ta bir süredir devam eden kadın intiharlarının sebebini araştırarak hikâyeye başlayıp başörtüsü meselesinin içinde boy vererek ülkemizin yaralarının büyüklüğünü gösterir. İnançsız bir şair olan Ka’nın inançlı bir aşığa dönüşümünü soğuk bir memlekette sıcak bir anlatımla harmanlanıyor. Orhan Pamuk’un o geniş ve sürprizli anlatımı bu romanda da kendini gösteriyor, bir hikâyeden başlayıp bölüm sonunda kendinizi bambaşka bir yerde buluyorsunuz.
Kar izlemeyi seven biriyseniz, okurken sayfaların arasında kar yağarkenki sokak lambası turunculuğunu göreceğinize emin olabilirsiniz.
- Orhan Pamuk – Kar
- Yapı Kredi Yayınları – Roman
- 460 Sayfa