Hiçbir kavramın eski anlamına gelmediği ve hepsinin içinin boşaltıldığı çağımızda, savaşların kadim anlamını korumasını kim bekleyebilir? Savaş meydanlarında tarafların keskin bir biçimde ayrıldığı, amaçların kesin olarak belli olduğu ve en nihayetinde barışla sonuçlanacağından emin olunan savaşlar yerini artık savaş alanlarının sisli, tarafların puslu ve barış ümidinin giderek yittiği savaşlara bıraktı. Günümüzün bitmek tükenmek bilmeyen, alanları belirlenemeyen ve hiçbir hukuka dayanmayan savaşlarını nasıl anlayabiliriz?
Felsefeci M. Ertan Kardeş, Yönsüzleşmiş Savaşlar kitabıyla tam da bu noktaya temas ediyor ve konuyu “politik felsefenin bir sınır meselesi olarak” tartışmaya açıyor. Schmitt ve Benjamin gibi çağdaş düşünürler üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinen Kardeş, bu kez “savaş” olgusunu politik felsefenin eleştirel alanına dahil ediyor.
Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde, tartışma konusu olarak belirlenen savaşın yeni figürlerinin sırayla üzerine duruluyor. Dron, korsan, çocuk askerler, çeteler, şiddet ekonomisi, insan avları ve kıyımlara işaret eden bu bölümde, artık toplumsal yaşamımızda da büyük yerlere sahip olan linç, intikam ve dışlama kavramları da çağdaş metinler etrafında inceleniyor.
Kitabın politik modernliğin savaşlarını ele alan ikinci bölümünde M. Ertan Kardeş, Machiavelli, Hobbes, Rousseau, Hegel ve Clausewitz üzerine yaptığı derinlemesine okumalarla bizi Yönsüzleşmiş Savaşlar’ı anlamaya davet ediyor. Schmitt tarafından “plastik çağ” olarak betimlenen çağımızda savaşı düşünmeye ayrılan üçüncü ve son bölümdeyse Schmitt, Aron ve Castoriadis gibi çağdaş düşünürlerin fikirleriyle “yeni” savaşlar üzerine ayrıntılı çözümlemeler bizi karşılıyor.
Tarih boyunca felsefenin en büyük sıçramalarını yaptığı ve kendine çok daha yeni alanlar açtığı “kriz” ve “çatışma” zamanlarından birinde olduğumuza işaret eden günümüz dünyasında, savaşı tanımaya ve onun şiddet üretme süreçlerini anlamaya çalışmak, politik felsefenin üzerine düşen önemli görevlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.
M. Ertan Kardeş, Yönsüzleşmiş Savaşlar’da konuya dair düşüncelerini Hobbes, Rousseau, Clausewitz, Hegel, Schmitt ve Aronbaşta olmak üzere birçok düşünür etrafında yaptığı nitelikli okumalarla zenginleştiriyor ve toplum tasarımlarımızda yeniden düşünmemiz gereken fikirlere işaret ediyor.