Norveçli kâşif Erling Kagge’nin yazmış olduğu sessizlik üzerine büyüleyici bir anlatı “Gürültü Çağında Sessizlik.”
Kitap şu cümle ile başlıyor:
“Yürüyerek, tırmanarak veya yelkenleri açarak dünyadan uzaklaşamıyorsam eğer, onu tamamıyla dışarıda bırakmayı öğrendim.”
Şu soru cümleleriyle de kafamızda belli bir toplam oluşturmaya çalışıyor:
Sessizlik nedir? Nerededir? Neden şu an hiç olmadığı kadar önemli?
Yazarımız “İnsanın kendisiyle ilgili mücadele gösterdiği durumlar vardır. En önemlisi kendisiyle iyi zaman geçirmesidir. Önemli olanın içimizdeki mutlak sessizliktir. Örgü ören birini gördüğümde benim keşif gezilerinde yaşadığım huzuru yaşattıklarını hissederim,” dediğinde dünyayı nasıl dışarıda bırakacağımızı da gösteriyor. Hemen hemen hepimiz canımız sıkıldığında sessizliği kendimizle doldurmak yerine başka şeylere yoğunlaşıyoruz. Erling, zaman içinde yaşadığımız problemlerinin birçoğunun kaynağının burada yattığını anladığını söylüyor.
Blaise Pascal bu düşünceyi 1600’lü yıllarda çoktan ortaya atmış. “Bütün insanlığın mutsuzluğunun kaynağı yalnızca tek bir şeyde yatmaktadır ki bu, insanın bir odada kendi kendine sakin bir şekilde oturmayı becerememesidir.” Yazarımız bu düşünceyi destekler nitelikte sessizliğin baskı altında olduğu Gürültü Çağında yaşadıklarımızı bilimsel olarak destekliyor. Yapılan araştırmalara göre Japon Balıklarının bile bizlerden daha uzun süre bir şeye yoğunlaşabildiklerini ortaya koyuyor. Hardvard Üniversitesi’nde yapılan başka bir araştırmaya göre de, bir odaya alınan katılımcıların 6 ile 15 dakika arasında okuyacak malzeme, akıllı telefon, tablet veya müzik bulamamalarını rahatsız edici bulmuşlar.
“Kendi kendimizden kaçışımız o kadar acı bir gerçek ki, biz insanlar bunun üzerine düşünmekten kaçınırız.” (Pascal)
Sanırım tam anlamıyla deliriyoruz. Gürültü bağımlılık yapıyor ama bizim sessizliğe ihtiyacımız var. Hepimiz, sürekli akıllı telefon, tablet, içinde ekran olan şeylere bağımlılık içerisindeyiz. FOMO-fear of missing out-bir şeyleri kaçırma, geri kalma korkusu veya önemli bir andan haberdar olmama korkusu yaşıyoruz. Erling çocuklarına ve kendisine bir şeylerden rahatsızlık duymanın kötü bir şey olmadığı tam aksine bu huzursuz halin kendilerini yönlendirmesine izin vermelerinin iyi bir şey olduğunu söylüyor.
Bana çok şey öğreten bu kitabı okumanızı öneririm. Şu sıra kendime kazandırmaya çalıştığım en mümkün şey sessizlik.
- Gürültü Çağında Sessizlik – Erling Kagge
- Alfa Yayınları – Araştırma
- 124 sayfa
- Çeviri: Nezihat Bakar Langeland