Ernest Hemingway, Amerikan Edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. 1899 yılında Illinois Oak Park’da dünyaya gelmiştir. Müzik öğretmeni olan annesinden çocukluk döneminde müzik eğitimi almıştır.
Yazmaya ise lise yıllarında başlamıştır. Yazılarını ise okul gazetesinde yayınlamıştır. Ernest Hemingway 1. Dünya Savaşı döneminde muhabir olarak çalışmaya başlamıştır ancak gözündeki bir rahatsızlıktan dolayı orduya girememiştir.
Fakat birkaç yıl sonra Amerikan Kızıl Haç Birliğine ambulans şoförü olarak alınmıştır. İki yıl gönüllü ambulans şoförlüğü yapan Hemingway cephede yaralanarak kahramanlık nişanı alır.
Kurtuluş Savaşı hakkında yazı yazmaya İstanbul gezisinden dolayı başlamıştır. Hemingway gezilerinden edindiği izlenimleri kaleme alarak zaman içersinde öykülerini de yayınlamaya başlamıştır.
Dönemin son derece önemli dergilerinde öyküleri yayınlanmış ve ismi hızlı bir şekilde yayılmıştır. Bundan dolayı kısa öykü üstadı olarak anılmaya başlamıştır.
Boğa güreşlerine olan sevgisinden dolayı sürekli İspanya’ya giden yazar, İspanyadaki iç savaş Cumhuriyetçilerini destekler. Savaşlarda elde ettiği izlenimler ile Çanlar Kimin İçin Çalıyor adlı romanını kaleme almıştır.
Yazmış olduğu roman ile Pulitzer Ödülünü kazanmıştır. Daha sonra da 2. Dünya Savaşı’yla birlikte Ernest Hemingway savaş muhabiri olarak görev yapmaya başlamıştır.
Hemingway, savaşın ardından Yaşlı Adam ve Deniz adlı yapıtları ile Nobel Ödülünü kazanır. Fidel Castro ile Havana ziyaretleri sırasında tanışan yazar, 1961 yılında kendini bir av tüfeği ile vurarak intihar eder.
Silahlara Veda, 1929 yılında Hemingway’ın en önemli romanlarından biridir. Eser savaşın ortasında aşklarını özgürce yaşamak isteyen iki insanın öyküsünü anlatmaktadır bunun yanı sıra yazar romanında kendi görüşü doğrultusunda okuyucularına savaşı aktarmak istemiştir.
Ernest Hemingway’ın en önemli eserlerinden olan Silahlara Veda’yı okumak oldukça akıcı ve merak uyandırıcıydı. Baş karakter Frederic Henry bir gönüllü teğmendir. Henry cepheye yeni konumlanan bir hastanedeki hemşire Catherine ile tanışır. Catherine çok hoş bir kadındır. Henry Catherine ile vakit geçirmeyi onunla gönül eğlendirmeyi pek sever.
Henry cepheye döndüğünde Catherine ise Milanodaki bir hastaneye geçer ve orada göreve başlar ancak kader budur ki Henry yaralı halde Catherinenin hastanesine gider. Henry bu defa aşık olmuştur.
Henry hastanede kaldığı süre boyunca vaktini Catherine ile geçirir. Birbirlerine aşık iki insan için hastane bir aşk yuvası olmuştur. Ne yazık ki Henry artık geri dönecektir. Catherine sakladığı sırrını Henry ile geçirdiği son gece ona söyler. Catherine Hamiledir.
Henry öylece çekip gider ancak aklı Catherinedir.
Savaşta işler aleyhlerine işlerken orduları geri çekilme kararı alır ancak geri çekilen askerler ordu tarafından yargılanacaktır. Henry bir yolunu bulup yargılanmadan kaçar.
Tek amacı Milanoya dönüp Catherineyi bulmaktır. Ancak bu sandığı kadar kolay olmaz Catherineyi nihayet bulur. İki aşığın kavuşması oldukça duygusal olur.
Henrynin peşinde ordu vardır ve kaçmaları gerekiyordur. Catherine ve Henry isviçreye kaçarlar kendilerine ait bir hayat kurmuş doğacak bebeklerini beklemektedirler.
Henry bir gün Catherineyi sancılar içinde hastaneye götürür. Doğumu oldukça zor ve uzun sürer.
Henry yalnız başladığı bu hayatı ya bir aile kurarak devam edecektir ya da içinde onu kemiren korkunun onu ele geçirmesine müsaade edip tek başına bu hayata devam edecektir…
Hemingway’ın okurken başka diyarlara sürüklediği asla kaçıncı sayfada olduğunuzu kontrol etmeden tek solukta okumak isteyeceğiniz ve hiç bitmesin diyeceğiniz bir kitap.
Silahlara Veda 1.Dünya Savaşının kanlı yağmurları altında yeşeren bir aşk hikayesidir.
- Ernest Hemingway – Silahlara Veda
- Bilgi Yayınevi
- 384 sayfa
- Çeviri: Belkıs Dişbudak