1987 yılında İstanbul doğan Eylül Görmüş, Boğaziçi Üniversitesi‘nde Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimini tamamlamış. 2013 yılında kuzeniyle birlikte Dem isimli bir mekân açarak altı yıl sürecek bir işletmeci geçmişi yaşamış. Karaköy’de ve Moda’da olmak üzere iki şubesi olan Dem’i altı yılın sonunda ortağına devrederek severek yaptığı web tasarımcılığını meslek haline getirmiş. Henüz Dem ile muhabbetini kesmemişken kurmuş olduğu markası mare.design ile beş senedir web tasarımı ve geliştirilmesi üzerine çalışıyor.
İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu bir anne ile gazeteci bir babanın çocuğu olan Eylül Görmüş, yaptığı işler ile edebiyatın hamuruyla yoğurulmuş olduğunu kanıtlıyor adeta. Kendisini bildi bileli boş zamanlarını kitaplarla geçirmekten keyif aldığını söyleyen Eylül Görmüş, kişisel tarihine not düşmek isteğiyle bir Instagram hesabı açarak okuduğu kitapları paylaşmaya başlamış, ardından beklemediği şekilde olumlu geri dönüşler almış. Bu yol kendisini KAFA Dergi ile buluşturmuş ve iki seneye yakın bir süredir her ay dergiye okuduğu iki kitabı anlattığı bir köşe kaleme alıyor. Bir dönem KAFA TV’de yazarları okumaya nereden başlamak gerektiğine dair Nereden Başlamalı adında 12 videoluk bir seri hazırlamış. Şimdilerde KAFA Dergi haricinde Tuğçe Arslan Üçer ile hazırladıkları 1 Kitap 1 Film isimli bir podcast hazırlıyor ve bu podcast serisinde her hafta partneriyle birlikte okuduklarını ve izlediklerini konuşuyor.
Eylül Görmüş ile nasıl tanıştığıma değinecek olursam Timaş Yayınları’ndan çıkan ve Booker Ödülleri’nin uzun listesine dahil olmuş, yaşıtım Maddie Mortimer’ın kitabı sayesinde diyebilirim. Fakat sonrasında algıda seçicilik olsa gerek kendisiyle muhabbetimden sonra zamanında gönlümün salıncağında sallanan Javier Marias’ın yakın zamandaki vefat haberinde attığı bir tweet’i görüp duygulandığımı hatırladım. Yani aslında sevgili Eylül, ortak noktalarımızın hep ince bir sızı yaratan o çizgide dolanmayı seven insanlardan oluştuğunu fark ettiğim ve geç de olsa böylesine güzel bir tanışıklık yaşadığımız için sevindiğim biri. Maddie Mortimer’ın kitabının ardından yazarıyla K24’e yaptığı söyleşi hâlâ içimde bir yerde kanıyor gibi. Tanışıklığımızın ardından konuştuğumuz ve okuduğu kitaplara tanık olduğum hatta kendime bir liste hazırlayıp fuarda topladığım andan sonra neden kendisine de önerdiği kitapları sormayayım diye düşündüm.
Listeyi gönderirken e-postaya yazdığı mesajı buraya da eklemek isterim:
“Benden 10 kitap istemek biraz acımasızlık çünkü hayatta sevdiğim, beni dönüştürmüş öyle çok kitap varken içlerinden 10 tane seçmek hakikaten beni çok zorladı. Bu listedeki kitapların kimisi okuma deneyimi ve disiplini gerektiren, herkesin sevmeyebileceği kitaplar, kimisi ise herkesin rahatlıkla okuyabileceği, görece kolay bir dille yazılmış ama edebi lezzeti yerinde eserler. Ama sonuçta hepsinin hayatımda müstesna bir yeri var. Umarım faydalı olur!”
Ne mutlu ki kitaplar arasından seçim yapamamak gibi dertlerimiz var.
Eylül Görmüş, Neokuyorum okurları için 17 kitap tavsiyesinde bulundu. İşte o 17 kitap:
- Gabriel Garcia Marquez – Yüzyıllık Yalnızlık (Can Yayınları, Çeviri: Seçkin Selvi)
- Javier Marias – Yarınki Yüzün Üçlemesi (Metis Yayınları, Çeviri: Roza Hakmen)
- Emile Ajar & Romain Gary – Onca Yoksulluk Varken (Sel Yayıncılık, Çeviri: Işık Ergüden)
- Marcel Proust – Kayıp Zamanın İzinde (Yapı Kredi Yayınları, Çeviri: Roza Hakmen)
- Carlos Fuentes – Terra Nostra (Can Yayınları, Çeviri: Bülent Doğan)
- Lawrence Durrell – İskenderiye Dörtlüsü (Can Yayınları, Çeviri: Ülker İnce)
- Julio Cortazar – Tüm Öyküleri (Can Yayınları, Çeviri: Süleyman Doğru)
- Jose Saramago – Mağara (Kırmızı Kedi Yayınları, Çeviri: Sıla Okur)
- Milan Kundera – Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (Can Yayınları, Çeviri: Fatih Özgüven)
- Annie Ernaux – Seneler (Can Yayınları, Çeviri: Siren İdemen)