Bu özel günde, edebiyat tarihimize damgasını vurmuş, çoğunun isimleri pek anılmasa bile geçmişimizde yer etmiş şairleri bir araya getirmeye çalıştık. Tabii liste daha büyük ve geniş olabilirdi. Biz edebiyatımıza damga vurmuş olanları hatırlatmaya çalıştık.
-
Şâir Nigâr Hanım (1862-1918)
Feryâd ki feryâdıma imdâd edecek yok
Efsûs ki gamdan beni âzâd edecek yok
Te’sir-i muhabbetle yıkılmış mütellim
Virâne dili bir dahi âbâd edecek yok
Yâ râb ne içün zâr-ı nigârı şu cihanda
Nâşâd edecek çoksa da dil-şâd edecek yok.
Nigâr hanımın bestelenmiş bu gazelini yine bir kadından dinlemek isterseniz:
- Leyla Saz (1850-1936)
Hem bestekâr hem de bir şâir olan Leyla Saz’ın şu sözlerden oluşan bestesini dinlemez misiniz?
Bilirim kalbini cânâ bilerek aldanırım
Bilerek aldanırım isteyerek aldanırım
Belki insafa gelirsin diyerek aldanırım.
Bilerek aldanırım isteyerek aldanırım.
https://www.youtube.com/watch?v=1JD8xV59tFg
- Tahsine Hanım (?)
Erler demine destur alalım
Pervâneye bak ibret alalım
Aşkın ateşine gel bir yanalım
Dost dost dost dost
Devrana girip seyran edelim
Eyvâh demeden allah diyelim
Lâ ilâhe illallâh lâ ilâhe illallâh
Lâ ilâhe illallâh hû
Günler geceler durmaz geçiyor
Sermayen olan ömrün bitiyor
Bülbüllere bak efkan ediyor
Ey gonca açıl mevsim geçiyor
Dost dost dost dost
Devrana girip seyran edelim
Eyvâh demeden allah diyelim
Lâ ilâhe illallâh lâ ilâhe illallâh
Lâ ilâhe illallâh hû
Bu ilahiyi de Seldan Bağcan’ın sesinden dinleyebilirsiniz:
- Lale Müldür (1956- )
Yeni Türkü’den dinlediğimiz Destina aslında Lale Müldür’ün şu şiiridir:
Dün gece sen uyurken
İsmini fısıldadım
Ve hayvanların korkunç
Öykülerini anlattım
Dün gece sen uyurken
Çiçeklere su verdim
Ve insanların korkunç
Öykülerini anlattım onlara
Dün gece sen uyurken
Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden
Yeni bir isim verdim sana
Destina
Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede
İşte bu yüzden, sırf bu yüzden işte
Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için
Seni bu denli yıktıkları için
Yaşamımın gizini vereceğim sana
https://www.youtube.com/watch?v=pxmQcLKakKw
- Gülten Akın (1933-2015)
Kaç defa dinledik Deli Kızın Türküsü’nü Gülten Akın’ı anmadan?
Sana büyük caddelerin birinde rastlasam
Elimi uzatsam tutsam götürsem
Gözlerine baksam gözlerine konuşmasak
Anlasan
Elimi uzatsam tutamasam
Olanca sevgimi yalnızlığımı
Düşünsem hayır düşünmesem
Senin hiç haberin olmasa
Senin hiç haberin olmaz ki
Başlar biter kendi kendine o türkü
Yağmur yağar akasyalar ıslanır
Bulutlar uçuşur geceleyin
Ben yağmura deli buluta deli
Bir büyük oyun yaşamak dediğin
Beni ya sevmeli ya öldürmeli
Yitirmeli büyük yolların birinde ne varsa
Böcekler gibi başlamalı yeniden
Bu Allahsız bu yağmur işlemez karanlıkta
Yan garipliğine yürek yan
Gitti giden
- Nilgün Marmara (1958-1987)
Son dizeyi bir ağızdan söyleyelim mi:
Kuş Koysunlar Yoluna
Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu.
Hep böyle mi bu?
Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer…
Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına
aynalarla kaplattım, ölü ben’im kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden!
Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben.
Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir.
Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına
niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına
niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına?
“Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.
- Birhan Keskin (1963- )
Enstrumental
Aksın, içimde siyah bir nehir gibi
dolanan keder
unuttuğum, unutmaya çalıştığım ne varsa
bende durmasın
içimde öyle çok ki, her gidenden
biriktirdiğim melekler
Zaman insafsızlık etmese
kederin oyduğu tarafımı sana getirsem
kalem beni tutmasa, anlatsam sana
siyah, simsiyah bir engerektir zaman
ve kış neler eder insana
nasıl yarım bırakır, ayırır parçalara
sense kışı yaşamadın daha
Reddettim bütün kesinlikleri, kalbim
bu hayale bir daha inansın diye
siyah… değişmiyor
siyah hala bir nehir içimde
ve kalbim anlamıyor
adalet yok, niye?
Yıktığım, atladığım, söndürdüğüm
bir yangın yerindeyim
içimde sadece, dediğim gibi
her gidenden biriktirdiğim melekler
kalbimin üstünde bir daha hançer
- Didem Madak (1970-2011)
Şairin Kalbimin En Doğusunda isimli şiirinden bir bölüm:
Kalbimin doğusunda bir yalan dünya vardı.
Okyanusları mavi olmayan.
Benim için hayat,
Kalbi kalpazanlıktan kırk sene yatmış çıkmış bir adamdı.
Geçmişim acıyor şimdi, yalnız benim değil
Benim ülkemin geçmişi de acıyor mesela.
Bilirdim oysa ilk badem ağaçları çiçek açar baharda.
Bilirdim çiçek satan çingene kızlarını
Onlar bütün şimdileri, bütün zamanlara
Bir gül parasına satardı.
Oğlan kıza bir gül alsa
Bilirdim odur en kırmızı zaman.
Adına aşk diyorlardı
Kalbimin en doğusunda bir yalan dünya vardı.
- Füruzan (1932- )
Füruzan’ın Lodoslar Kenti isminde bir şiir kitabı olduğunu biliyor muydunuz? O kitaptan bir alıntı:
Bir eski kentin, ta uzaklardaki çok eski bir kentin
veremli bir nakkaşın aşkla işlediği silueti
yedi tepesinde padişah güzellemeleri yapıpta boynu urulan
paralı şairlerin el ayak çektiği
göksel anılar bunlar kuşkusuz
onu resim edip, tarih edip germek için midir hayat?
Doğasının üç yanı denizlerle sevişen
oraya ancak ve ancak sözlere aldanmadan elle,
emekle, gözle, yürekle gidilir.
Beden şaşar ışımasına
söz yetmez, ayıptır.
- Halide Nusret Zorlutuna (1901-1984)
Git Bahar
Çekil bu gölgeli yolda gezinme…
Bahar, bakışların yine pek sarhoş.
Yanılıp gönlüme misafir inme:
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabettir orası, meyhane değil!
Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın!
Git bahar, gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,
Kalbime girme, o kâşâne değil!
Ziyalar, kokular, renkler, çiçekler…
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..
Gerçekten güzelsin, efsane değil!
Git bahar, git bahar, uzaklarda gül!
Denize renginden bırak hediye
Ufuklarda gezin, semaya süzül
Sokulma kalbime peymane diye
Gördüklerin kandil, peymane değil!