Yayınevlerinin bazılarının piyasaya çıkardığı küçük kitapları seviyorum. Can Yayınları başlatmıştı, şimdi başka yayınevlerinde de rastlıyorum. Çantada taşıması kolay, hem de çok şirin; al beni oku diyorlar. Ben de arada bir bu çağrıya kulak veriyorum. Küçük kitaplar reyonundan bana en son seslenen Edgar Allan Poe’nun hikayeleri oldu. Edgar Allan Poe ile yolum şimdiye dek hiç kesişmediğinden ve polisiye, gizem, korku türü seven bir okur olduğumdan kendisini ne zamandır merak ediyordum. Epsilon Yayınları’nın öyküler serisi içindeki kitapta yer alan yedi öyküsünü okudum ve kendisiyle tanışmış olduk.
Epsilon Yayınları’nın küçük kitabında Poe’nun yedi öyküsü var. Bu öykülerden bir tanesi meşhur Morgue Sokağı Cinayeti. Hemen belirteyim ki Poe’yu ilk kez okuyan biri olarak hikâyelerde dehşet unsurunun bu kadar yoğun biçimde kullanılmasına şaşırdım. Kesilen kafaları, oyulan gözleri, saç derisinden beynin parçalarıyla kopan saçları, mahzenlere gömülen insanları rahatsız edici buldum. Hikâyelerde işlenen cinayetlerin büyük bir çoğunluğunun elle tutulur bir nedene dayanmaması da hayal kırıklığımı arttırdı.
1841’de yayınlanan Morgue Sokağı Cinayeti bazıları tarafından ilk dedektiflik öyküsü kabul edilir. Polisiye sever biri olarak ona sevdiğim bu türün önünü açtığı için minnet duyuyorum elbette. Morgue Sokağı’nda acımasızca öldürülen anne ve kızın katilini, polisin yapamadığını yapıp olay yerinin izlerini tamamen analitik zekasıyla çözerek bulan Dupin ve olayı bize anlatan yakın arkadaşı sonrasında pek çok polisiye karaktere öncülük etmiştir. Dupin’in kullandığı analiz yöntemi de yine polisiye türünün ana temalarından biri olmuştur. Buna rağmen Morgue Sokağı Cinayeti’ni de sevemedim. Zira analizi çok zorlamaydı ve sonunda bir şaşırtıcılık yoktu. Oysa biz polisiyeyi en çok bizi ters köşeye yollayan şaşırtıcı sonu için sevmez miyiz?
Edgar Allan Poe’nun dehşet veren, karanlık ve kasvetli hikayelerini sevemedim ama kendisini merak ettim. 1809’da doğan yazar 1849’da henüz 40 yaşındayken hayatını kaybetmiş. Üstelik bir meyhanede kötü bir halde bulunduktan birkaç gün sonra ölen Poe’nun ölüm nedeni hakkındaki raporlar çelişkili olduğu için ölümü gizemini hala korumaktaymış. Tam da kendi öykülerindeki gibi bir ürkütücülük değil mi?
Okuyun, okutun!
- Öyküler – Edgar Allan Poe
- Epsilon Yayınları
- Çeviri: Mehmet Harmancı
- 216 sayfa