Amin Maalouf ya da Emin Maluf[1], 25 Şubat 1949 Beyrut doğumlu, kitaplarını Fransızca yazan Lübnanlı yazar. 1976’dan beri Fransa’da yaşamaktadır. Yazar 1993 yılında Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür. Kitapları 40’tan fazla dile çevrilmiş, eserleri Fransa’da ve çevrildiği birçok dilde geniş okur kitlesine ulaşmıştır.[2]

Yapıtlarında çok iyi bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini başarıyla işleyen Maalouf, 1983 yılında yayımlanan ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri (Les Croisades vues par les Arabes) ile tanındı. Bu kitap, çevrildiği dillerde de büyük bir başarı kazandı. 1986’da yayımlanan ve aynı yıl Fransız – Arap Dostluk Ödülü’nü kazanan ikinci kitabı ve ilk romanı Afrikalı Leo (Léon l’Africain) bugün bir “klasik” olarak kabul edilmektedir. Kitaplarında genellikle doğuya ait öğeleri çok iyi işlemektedir. Doğuya ait gelenek ve görenekleri kitaplarında mutlaka tanıtır. Birçok kitabında Osmanlı-Türkiye üzerine yorumlara da rastlanmaktadır. Afrikalı Leo kitabında Osmanlı ve Yavuz Sultan Selim’in Kahire seferinde 8000 kişiyi öldürdüğünü iddia etmiştir. Kitaplarında doğu halklarının neden geri kalmış olduğu konusunda analizler ve tespitler yapmaktadır. Kitapları roman tarzında yazılmış da olsa sosyolojik temalar kitaplarında sürekli olarak işlenir.
Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler kitabının arkasındaki kısa yazısı ile damga vuruyor: “Bana içimin derinliğinde ne olduğum sorulduğunda bunda herkesin içinin derinliğinde ağır basan tek bir aidiyetin bir bakıma kişinin gerçek derinliğinin doğarken ebediyen belirlenen ve artık değişmeyecek olan özünün var olduğu inanışı yatıyor; sanki geri kalanın bütün geri kalanın -özgür insan olarak katettiği yolun, benimsediği inanışların tercihlerin, kendine özel duygusallığının, yakınlıklarının, sonuçta yaşamının- hiçbir önemi yokmuş gibi.”
Bu kitap doğru bildiğimiz yanlışları, itaat ettiğimiz gelenekleri derinlemesine tartışmaya açıyor. Yazarın tam olarak buradaki amacı, kitapta geçen bu parçada belli ediyor kendini:
‘Batı hızla ilerlerken, Arap dünyası olduğu yerde sayıyordu. Kuşkusuz dinin bunda bir parça etkisi olmuştur ama bana öyle geliyor ki, din daha çok bunun kurbanı olmuştur. Batı’da toplum dinini modernleştirmiştir; Müslüman dünyasında, olaylar aynı şekilde gelişmemiştir. Bu din, “modernleştirilemez” olduğu için değil – bunun kanıtı ortaya konmamıştır- ama toplumun kendisi modernleşemediği için. İslamiyet yüzünden, diyecekler bana. Bu acele söylenmiş bir sözdür. Avrupa’yı Hıristiyanlık mı modernleştirmiştir? Modernleşmenin dine karşı gerçekleştirildiğini savunacak kadar ileri gitmeden, dinin bu gelişmenin “lokomotifi” olmadığını, daha çok, çoğu zaman vahşice bir dirençle sürekli karşı çıktığını ve bu direncin kırılması ve dinin uyum sağlaması için değişim baskısının derin, güçlü ve sürekli olması gerektiğini söylemek mantıklı olacaktır.’(Sayfa 59)
Bizim ve diğer Müslüman dini mensuplarının geleneksellik ve itaatkarlığı ile kendi toplumlarını geride bırakıp körelttiklerinden bahsediyor.
Yine kitapta geçen başka bir parçada ise:
‘Kolayına kaçıp birbirinden farklı insanları aynı kefeye koyuyoruz, gene kolaylık olsun diye onlara cinayetler, toplu eylemler, ortak görüşler yüklüyoruz – “Sırplar katliam yaptı…”, “İngilizler yağmaladı…”, “Yahudiler el koydu…”, “Siyahlar ateşe verdi…”, “Araplar reddediyor…” Filan ya da falan halk hakkında “çalışkan”, “becerikli” ya da “tembel”, “kuşku verici”, “sinsi”, “kibirli” ya da “inatçı” diyerek duygusuzca yargılarda bulunuyoruz ve bu da kimi zaman kanla sona eriyor.’’ (Sayfa 30)
Bu parça ise aslında diğer parçanın anahtarı çaba göstermek yerine işin kolayına kaçmak, araştırmak yerine yalnızca itaat etmek, öğrenmek yerine gösterileni uygulamak…
Amin Maalouf’un düşüncesine göre Müslümanların temel sorunu buradan başlıyor.
Oysa ki ilk ayet ‘İkra’ yani ‘Oku’ demekti. Ve bizler emredileni değil ne yazık ki dayatılanı yapmayı tercih ediyoruz.
Ölümcül Kimlikler’i kısa sürede okuyup bitirdikten sonra, uzunca bir zaman kitaptaki can alıcı hedef cümleler beyninizde kalıyor ve sizi yeni sorgulamalara itiyor.
Yazarın akıcı anlatımı ve gerçekten değinilmesi gereken yerlere değinmesi sizleri de harekete geçiriyor ve Amin Maalouf’u bu yolda yalnız bırakmıyor peşine takılıyorsunuz.
Bu kitabı okuduğunuzda ne demek istediğimi anlayacaksınız artık sizde bambaşka bir açıyla bakacaksınız iyi okumalar diliyorum.

- Ölümcül Kimlikler – Amin Maalouf
- Roman – Yapı Kredi Yayınları
- Çeviri: Aysel Bora
- 136 sayfa