Kitabın yorumunu yapmadan evvel yazarın edebiyat dünyasına oynadığı edebi oyundan bahsetmek doğru olacaktır. Kitap 1991’de Haldun Taner Öykü Ödülü’ne layık görülmüş. Dosya Nurten Ay adına gönderilmiş. Asıl işi sekreterlik olan Nurten Ay ödülü almaya gitmiş, gazetelere röportaj vermiş. Sonrasında ise bir daha herhangi bir yazısı yayınlanmamış. Eserin ödül almasından tam 16 sene sonra 2007’de beyin tümörü olduğunu öğrenen ve az zamanı kaldığını düşünen Ali Teoman, Kitap-lık dergisine verdiği röportajda Nurten Ay’ın ikna edilmiş sadık bir arkadaş olduğunu yazarın ise aslında kendisi olduğunu itiraf etmiştir. Ali Teoman kuşkusuz ki bunu yazarın kimliği ile metnin niteliğinin birbirinden ayrılması için yapmıştı. Okursanız anlayacaksınız ki kitabın ruhu, meselesi ve karakterleri bakımından da yazarın imzasını silikleştirmesi oldukça yerinde.
Kitabın girişinde kurmaca metinler, masallar ve mitoloji üzerine denemevari bir yazısı var. Ana fikrinde yazar; yazara, yazdıklarına, karakterlere, zaman ve mekâna şüpheci bakın, gerçekle sorununuz olsun gibi bir mesaj salık veriyor. Masalda gerçek bükülebilir diye bilimsel sınırlarda gezen bir dayanaklandırma yaptıktan sonra oyununu/yalanını/kurgusunu üç bölüm halinde inşa –yazar aslında bir mimar ve kurgunun inşası ve her şeyin yerli yerinde olması ustalığında mesleğinden faydalanmış olduğunu düşünüyorum- ediyor.
İlk bölümde bir konak, yaşlı bir kadın olduğunu varsaydığımız kendi kendine konuşan bir karakter, bozuk bir saatin aksak tik takları ile resmedilmiş. Metinde aksak semai ritmini andıran bir müziksel yapı var. İkinci bölümde bir anda dijital saatlerin hızını hissetmeye başlıyorsunuz. Zamanın para demek olduğu, menfaate dayanan ilişkiler ve 80 sonrası döneme geçiş var. Selim ve Zeynep karakterleri, ilk bölümde anlatılan konakla bir bağ kurulması, aslında bildiğimiz kalıplara uymayan bir üst anlatıcı gibi görünen ama öyle olmayan bir üçüncü göz tarafından anlatılan hikâye ve üçüncü bölüme de “bir inci tanesi” delili ile geçiş yapıyor yazar. Son bölümde ise yaşlı bir adam olan Arif bir arzuhalciyi parasını vererek bir mektup yazmaya ikna ediyor. Bir arzuhal gibi başlayan metin sonra bizi Arif’in öyküsü olduğuna inandıracak akıcılıkta devam ediyor. Üçüncü bölümde Arif Yahudi bir dostu olan Elias Behar ve onun kendisinin verdiği bilgi ile sahte antikalar üretmesi ile aralarında başlayan bir çekişme belki de saklı bir oyunu mektubunda anlatıyor. Sahte Antika imgesi, tüm bölümlerde olan zamansal ve mekânsal bağlar, italik şekilde kurmaca hakkında yazarın araya girip okura gerçekçi tılsımı bozup bir şeyler söylemesi, yazarın önce bir anlatıcı, sonra anlattığı kişiye en sonunda da adeta şizofrenik bir parçalanmadan sıyrılarak kendisine dönüştüğü son bölüm üzerinde oldukça düşünülmüş.
Ali Teoman, yazdığını jüriyi alaşağı edip 16 yıl bir sırrı saklayarak da bir üst öykü ile metnin kurgusunu metinden gerçek hayata taşımıştır. Kitabın girişinde şifreyi çözersen kapıyı açarsın mukabilinde bir İngilizce alıntı var. Alıntının kaynağı Babylon Masalları diye gösterilmiş fakat bu da sahte. Aslında metinde dahi “yalan söylüyorum” diye kendini iyi okur olarak addeden okuyucuyu uyarsa da kendisi açıklamayana kadar kimse bu aldatmacayı çözememiştir. Hatta bir röportajında “Zemin bu kadar vurdumduymaz olduğuna göre, hangi oyunu oynarsan oyna fark etmez, oynadığınla kalırsın.” bile demiştir.
Ali Teoman, bu ilk eserinde edebi bir aldatmaca ile uzun yıllar konuşulacak gerçek ve kurmaca arasındaki çizgide usta bir cambazlık örneği sergilemiş. Daha birçok şey konuşulabilir elbette. Ama burada kesip derin bir saygı ile sözümü bitiriyorum. Yazın dünyası ve onu oluşturanları da sorgulatan yazar, eşine az rastlanır nitelikte bir eser bıraktı bizlere. Aklımda unutulmaz bir yerde kalacak olan bu kısacık ama devasa eseri okumanızı çok isterim.
Ek: Murat Gülsoy, Yekta Kopan ve Ayfer Tunç’un düzenlediğini Ubor Metenga etkinliklerinden birinde, Ali Teoman’ın Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı kitabı detaylıca inceleniyor ve konuşuluyor.
- Ali Teoman – Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı
- Yapı Kredi Yayınları – Öykü
- 72 Sayfa