20.yüzyılın başlarından ortalarına değin, kendisini Nietzsche’nin izinden bir yolda konumlandırsa da, Nietzsche’den dahi daha aşırı bir felsefeyi benimseyebilmiş bir filozof olarak Bataille, gerek felsefi pornografinin, gerekse kötücül edebiyatın –kötülük edebiyatının- başat isimlerinden birisidir. Bataille’i Nietzsche ile Foucault, Derrida ya da Deleuze arasında bir köprü olarak görmek en doğrusudur. O, Nietzsche’nin felsefesini bir adım ileriye de taşıyarak –kimbilir belki de geriye götürerek- 20. yüzyıl sonu felsefeye aşırı bir kaynak olarak aktarılmıştır. Ama yine de ona Nietzsche’nin devamı demek haksızlık olacaktır. Zirâ onun felsefesini Nietzsche’nin felsefesine yaklaştıran tek şey aşırılığı ve ters yüz bakmasıdır.
Bataille’in en dikkat çekici fikirlerini pornografi ve ölüm arasında kurduğu bağlaşıklık oluşturur. Ona göre, erotizmin temel güdüsünü salt cinsellik değil, pornografik bir ölüm arzusu tetikler. Arzulu bir cinsel birleşmenin –belki Schopenhauer’un esrime hâli dediği şeydir bu- ölümü amaçladığı düşüncesi, aslında erotizm ve pornografi arasındaki nüansı da açıklar gibidir. Tabiî buradaki ölüm, tek başına anlamının dışında, intihar ve cinayet gibi dürtülerin de içinde barındığı bir komple yapıdır. Bataille’in ölüm ve erotizm arasındaki bağlaşıklık kurması, aslında rastgele bir çıkarım da değildir. Erotizmin bir varoluş-yokoluş meselesi olduğu yönündeki düşünce, erotik durumun ölümle birebir bağlantılı olduğu, esrime hâlinin ölümün sınırları içine girip çıkma gibi bir metaforik hâle büründüğü fikirlerinden beslenir. En nihayet, erotik hâlin çıkarı, bir cinsel kararlılık değil, bir ölüm duygusu sürekliliğidir.
Etik konusunda da paralel bir düşünce dizgesi izleyen Bataille’in bu konudaki fikirlerinin merkezine “kötülük” oturtulur. Kötülük denen şey, ahlakın-yani Nietzsche’ci yeni ahlakın- temelinde duran kavramdır. Varolan ahlakın yıkımı, yeni bir ahlak anlayışının kurulması –ki bu yeni ahlak anlayışı belki de birebir Nietzsche’nin yıkımcı ahlakıdır- kötülük kavramıyla girilen ilişkiye tabîdir. Kendi eserlerinde de kötücül ve rahatsız edici bir dil kullanan filozofun, bu konudaki fikirleri birçok yazara ilhâm kaynağı sayılabilir. Fakat kendisine ilham kaynağı olmuş 18. ve 19. Yüzyıl yazarları yok değildir. Bilhassa Blake’in dehşetengiz şiir anlayışının, bu felsefedeki rolünü düşünmek gerekir:
Ve hangi güç ve hangi beceri
Bükebilirdi kaslarını yüreğinin?
Ve, yüreğin çarpmaya başladığında,
Hangi dehşetli el ve hangi dehşetli ayaklar?
Bataille anlatılırken, akla hemen tarihin içinden baka bir sima daha gelebilir. Sadizmin de isim babası olan Marques de Sade. Bataille’nin Sade’ın tarzından beslendiği apaçıktır. Fakat ikisi arasındaki üslûpsal farkı Barthes, oldukça yerinde şekilde şöyle ifade eder: Bataille’nin uslüp olarak Sade’a pek çok şey borçlu olduğu doğrudur ama Sade, erotik kombinasyonların çetelesini tutarken, Bataille’de bir dizi nesnenin huzursuzluğuyla ve maddelerin keşfiyle karşılaşırız. Bataille’in üslubu insanın gerçek doğasına dokunuyor; çevrimler sonucunda bizi çarpıcı bir şeye ulaştırıyor: Edebiyata. Barthes’in de değindiği gibi, Bataille’deki huzursuzluk imi ve rahatsız edicilik dozu bizi bambaşka bir edebiyatla tanıştırır gibidir. Aslında 19. yüzyıldaki aşırılığın bir toplamı gibidir Bataille. Yavaş yavaş yükselen rahatsız eden, kurcalayan felsefî ve edebî tarz, Bataille’de ayyuka ulaşır.
Bataille her ne kadar Türkiye’de pek tanınır bir filozof olmasa da, 20. Yüzyıl Fransa’sının tanınır simalarındandır. Sartre ile girdiği münakaşalar, aldığı tepkiler ve öldükten sonra Foucault destekli basılan kitapları. Şüphesiz ki Fransız felsefesi ve Fransız edebiyatı için vazgeçilmez bir semboldür Bataille. Fakat aşırı fikirleri, onu gelecek nesillere aktarmakta güçlük çıkarır gibidir. Aşırı fikirler gelecek nesillere aktarılma konusunda daha yetenekliyse de, bu aşırı fikirlerin çok aşırı olmaması da göz önünde bulundurulur. Örneğin, daha Antik dönemde güneşin merkezde olduğunu söyleyen Aristarkhos’un sonraki nesillere aktarılmaması gibi –hoş, sonradan bu fikir pek değerli olacaktır-
Rahatsız edici bir filozof ve yazar olarak Bataille’i daha iyi anlamak için şu bazı kitaplar yararımıza olabilir:
- İç Deney
- Gözün Hikâyesi
- Edebiyat ve Kötülük
- Nietzsche Üzerine