Son günlerin hararetli gündemini hücrelerimize kadar hissetmişken “toplum-siyaset-seçim” üçgenini edebi perspektiften; edebiyat emekçilerinin algılaması ışığında değerlendirmeye yönelik bir çalışma yapma ihtiyacı hissettik.
Sanatın her alanına; sinemaya, edebiyata, mizaha yöneltilen baskılar toplumu daha da körleştiren bir noktaya götürüyor. Siyasetin sanatsal bir bakışla değerlendirilmesini elzem kılan nedenlerden biri de budur. Toplumu baskılarla ve yasaklarla içine kapatan, sindiren bu korkuyu kırmak, uygulanan savaş politikalarının gittikçe derin bir yabancılaşmaya yol açtığını göstermenin sanatsal araçlarla mümkün olduğunu düşünüyoruz.
Bu çalışmayı anlamlı kılan ve bizi yeniden kendimizle ve herkesle barıştıracak olan edebiyata ve emekçilerine teşekkür ederiz.
Anıl Cihan
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Anıl Cihan: Bitmek bilmeyen/ sonu gelmeyen ve gidişata bakarak bir sonuca varacak olursak, seçim curcunasının daha uzun yıllar devam edeceği bir ülkede/ coğrafyada konumlanıyoruz, yaşıyoruz. Tek bir cümle ile değiştirilen ülke gündemi ve dahi sisteminin meşhur olduğu/ kılındığı ülkemizde, elbette tek bir cümle ile seçime gidilmesi, seçimin belirlenen tarihten, daha önceki bir tarihe alınmasına da şaşırmak artık şaşırılacak bir durum. Hal böyle olunca yataklarından kalkan, hazır ve paralı seçmenler de kolları sıvayıp, avazı çıktığı kadar bağıran liderlerinin arkasından, kan ter içinde, hatta liderlerini bastıracak bir ses desibeline ulaşacak denli, ses tellerine yüklenmiş durumda. ‘Demokratik’ sözcüğünün dillerden düşmediği bir ülkede, tahmin edebileceğimiz gibi en çok onun yokluğu dikkatlerden kaçmayacaktır. Her köşe başında yolumuzu kesen, seçim bürolarını ve her sokakta yolumuzu kesen, “beni seç” tavrı ile hareket eden seçim arabalarını saymıyorum bile. Milliyetçi/ Şovanist söylemlerin arşa ulaştığı noktada, kendimizi korumanın yolları yine ve her zamanki gibi bize düştü. Cevap olarak:
Politikanın şiirle ilişkisinden ziyade, ki politik olan şiiri sevmez ve kabul etmezken, şiirin politikayla olan bağı, kimi zaman sıcak temas halindeyken, kimi zaman da hiç oralı olmayarak mesafesini korumuş ve kollamıştır. Cemal Süreya’nın ülke gündeminin tepeden tırnağa özetlediği şiiri, ‘555k’ bu konu hakkında biçilmiş kaftan. Pusulada görsem tereddüt etmeden oy vereceğim, şair adayım elbette, “Mor Külhani” şiiriyle bende yeri ayrı olan Ece Abimiz, Ece Ayhan’dır.
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Aslına bakacak olursak, meseleyi, sorunuzda geçen ‘şu an’ ile sınırlamak niyetinde değilim ve son dönemde okuduğum Birhan Keskin’nin, Fakir Kene kitabında yer alan, ‘http://www.antisayac.com’ isimli şiiri. Tam bir Türkiye panaroması olmasının yanında, o ülkede yaşayan erkek cinsinin, kabul etmeme, kabullenmeme, sindirme, ortadan kaldırma olarak okunabilecek, kadınlara bakışın da net bir göstergesi. Kaldı ki, bu bakış açısının, iktidar kanadıyla birebir hareket etmesi de yine şaşılacak bir durum olmaktan çıkmıştır.
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya / Sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
Anamız çay demliyor ya güzel günlere / Sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
Sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız / Bu, böyle gidecek demek değil bu işler
Biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz / Ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
İşte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz.
Cemal Süreya – 555K
Asuman Susam
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Doğrusu reel politik alanın hiçbir öznesini hiçbir şair ve şiirle yan yana getirmem, şair ve şiiri özdeşim nesnesine dönüştürmem mümkün değil. Şiirin ve şairin varlık alanı, oluş bilgisi buna izin vermez.
Ama diyor ya Gülten Akın “ En ağır sınavdan en saf olan geçer/ öder geçer” işte bu dizeyle kalbimden Selahattin Demirtaş geçiyor benim de.
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Etel Adnan’ın muhteşem epiği –muhteşemin içinde dehşet vardır- tek şiirlik bir kitap: Arap Kıyamet’i… o gelir aklıma. Irktan, dinden, mezhepçilikten… türlü kötülükten yaratılmış bir cehennem, bir vahşet çağını anlatır.
Sonra Furuğ Ferruhzad’un “Yeryüzü Ayetleri”. “ O zaman /Güneş soğudu/ ve bereket topraklardan gitti” diye başlar. “Ola ki…/ Ola ki.. ama ne sonsuz boşluk…/ Güneş ölmüştü / Kim bilebilirdi artık / Yüreklerden kaçan o üzgün / güvercinin / İnanç olduğunu…// Ah tutsağın sesi…/ Büyüklüğü senin umutsuzluğunun / Işığa bir küçük yol açmayacak mı / Bu uğursuz gecenin bir köşesinden? /Ah tutsağın sesi…
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Kayayı Delen İncir olursak Turgut Uyarın sesiyle: “Hey koca dünya nasıl avucumuzdasın / Nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden / Çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin / Elbette kırlardan gelecekler kırlardan / Kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber”… sümbül ve teber olarak uyanalım.
Fatma Nur Türk
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Doğu Perinçek: Keskin dönüşleri, dönüşümleri ve radikal taraflarıyla, absürd ve çarpıcı söylem ve çıkışlarıyla İsmet özel’e benzetebilirim.
Temel Karamollaoğlu: Yahya Kemal düşüncesini, Milli Görüş’e bir parça benzettiğimden dolayı Yahya Kemal diyorum.
Muharrem İnce: Yenlikçiliği, yurtseverliği, coşkusu, heyecanı, romantizmi ve ümit vadetmesi ile Nazım Hikmet’i çağrıştırıyor.
Meral Akşener: Herhangi bir şaire benzetemedim.
Recep Tayyip Erdoğan: Popülistliğiyle, demagogluğuyla, retoriğe yaslanmasıyla, çelişkileriyle, Amerika ile ilişkileri sebebiyle ve belli bir kesimin abartılı teveccühü ile Necip Fazıl Kısakürek’e benzetebilirim.
Selahattin Demirtaş: Parlak zekası, ironiyi ustaca kullanımı, humora yatkınlığı, politik duruşu ve toplumun ötesinde duyarlığı sebebiyle sanırım Cemal Süreya’ya benzetiyorum.
Cemal Süreya ile Nazım Hikmet’i eşbaşkanlığa aday gösterirdim.
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Ergin Günçe’nin ‘sen nerdesin, yargıçlar nerde’ isimli şiirinden birkaç dize:
…
kimse, hiç bir şeyi unutturamaz
ve avutmaz çinileyen güzel gün bizi!
bir ağaç gibi burdayız ve işte konuşuyoruz
en sıkıyönetim altında ve en yüksek gürültüyle
bahçede güneştesin, susamış olmalısın.
…
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Oktay Rıfat’ın ‘bağımsız’ şiirinin şu dizelerine uyanmak isterdim:
“Bütün karanlığı versem size giden geceyi durduramazsınız
Işır odamızın havası kaçar çeşmelerinizden durduramazsınız”
Kaan Koç
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Siyasetin direkt olarak şiire ya da şaire benzetilebilmesi mümkün mü emin değilim açıkçası. Fakat şöyle diyebilirim; Tayyip Erdoğan bana Nazım Hikmet’in Kıyamet Sureleri adlı şiirini anımsatıyor mütemadiyen. Muharrem İnce’yi ise bir şaire benzetecek olsam bu sanırım Metin Eloğlu olurdu. Meral Akşener’i ise biraz didaktik de bulduğum için bir Ziya Gökalp şiirine benzetiyorum. Temel Karamollaoğlu için ise verebilecek bir yanıtım yok açıkçası bu konuda.
Selahattin Demirtaş deyince ise aklıma Can Yücel’in şu şiiri düşüveriyor:
Bana bir varmış de
Bir varmış bir yokmuş deme
İçime dokunuyor
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Bir şiire benzetiyorum, evet. O şiirden de bir alıntıyla; Hasan Hüseyin’in,
“topraksa paylaşılmış kıyılarsa yağmalanmış / umut hacizde / ya bu neyin puştluğu bu / sana yokluk sana yasak sana dam / insan değil – hâşâ – bir / yağmacı soyu bu / bıçak kemikte” dediği o güzelim Bıçak Kemikte şiirine…
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Herkes adına,
Rudyard Kipling’in Eğer adlı şiirine
Kerim Akbaş
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
(…), Akif Kurtuluş
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
“dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar” Turgut Uyar
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
“bizim de ülkemizde sabah olacak gülüm” Nevzat Çelik
Mihrap Aydın
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Burada bizden güzel bir analoji talep ettiğinizin farkında olarak, Cumhurbaşkanı adaylarını herhangi bir şaire benzetemiyorum, en iyi ihtimalle kötü şairlere benzetebilirim. Şairin, hangi gerekçe ile olursa olsun, iktidar için çabalaması, şairi şiirin yıkıcılığına ve derinliğine ters düşürecektir gibi geliyor. Belki bu yüzden, belki kolaycılıktan bir bağlantı kuramıyorum. Ama şimdi yazarken aklıma Sabahattin Ali’nin rüzgar şiirinden bir şeyler geliyor:
“Burda yalan para eden biricik iştir, Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir”.
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Cihat Duman’nın “Kürtlerin bir devleti olmalı ve sen çocuk doğurmalısın” şiiri.
Fatma N.’nin heyelan kitabından;
“sen menekşeleri ortaokullu bir kıza verebilir misin
ama dikkat et
sonunda kendine benzemeyen
bir kadın olmasın büyüdüğünde”
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Çok isterdim;
kırlardan geliyorlar ellerinde sümbülteber
elbette kırlardan kırlardan gelecekler
başka türlü nasıl güzelleşir bu akşamüstleri
söyleyin nasıl dayanılır dükkânlara depolara
bu katran kokusu başka türlü nasıl geçer
sonsuza varmadan bir önceyiz sanki
-o sayının da bir adı vardı unuttum-
her şey öyle saydam öyle madensel
kapıların kilitleri açık ve herkes uykusuz
hepsinin elinde bir saat bir sümbülteber
eskiden şaşardık bazı şeylerin yokluğuna
artık bu yokları var etmeyi usladık
ağaçları budadık ormandan balıkları tuttuk denizden
hani bazı açılmaz sanılan kapıları omuzladık
çünkü herkesin elinde bir saat bir sümbülteber
hey koca dünya nasıl avucumuzdasın
nasıl da parlıyorsun ey gözleri maden
çözdüğüm bütün bulmacalardan zorludur yüreğin
elbette kırlardan gelecekler kırlardan
kırlardan gelecekler ellerinde sümbülteber
ey güzelim sümbül ve teber ey canım
gördüğüm sanki o değildi
sanki kuşlar albümünden bir maden
Neslihan Altun
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Selahattin Demirtaş’ı Ergin Günçe’nin “türkiye kadar bir çiçek” şiirine benzetiyorum.
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Yusuf Hayaloğlu’nun şu dizelerine durumumuzu çok benzetiyorum:
Biri, saksımızı çiğneyip gitti.
Biri, duvarları yıktı,
Camları kırdı.
Fırtına gelip aramıza serildi.
Biri, milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi,
Bizi yaraladı…
Biri şarabımızı döktü,
Soğanımızı çaldı.
Biri, hiç yoktan vurdu,
Kafeste garip kuşumuzu!
Ciğerim yanıyor,
Yüreğim kanıyor…
Solmasaydı gülümüz böyle!.
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
İnanç Avadit’in “buradan kurtulmak bize kaldı” kitabı.
Özgür Ballı
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
24 Haziran seçimlerine girecek olan CB adaylarını bir şiire ya da şaire benzetemem, benzetmek istemiyorum çünkü şiir güzel, kıymetli bir şey benim için. Şiirini sevdiğim şairler de öyle. Oysa bu seçimler öncesinde tam anlamıyla içime sinen bir adayım yok benim.
Ben bir şair aday gösterecek olsam Ergin Günçe olurdu.
“hepimiz elele tutuşmalıyız
korkmadan yürümek için gecenin ötesine
güneş nasıl olsa doğacaktır
horozlar ötmeye başlar başlamaz”
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Şu an Türkiye’yi Mendilimde Kan Sesleri şiirine benzetiyorum. Ben gerçi kendimi bildim bile bu şiiri Türkiye’ye benzetiyorum, öyledir çünkü.
“ah güzel ahmet abim benim
gördün mü bak
dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
ve dağılmış pazar yerlerine memleket
gelmiyor içimden hüzünlenmek bile”
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden, Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
A. Emre Cengiz
1) 24 Haziran seçimlerine girecek olan cumhurbaşkanı adaylarını hangi şiire ya da hangi şaire benzetebilirsiniz? Sizin şair adayınız kim olurdu?
Siyasi arenada yer alan, cumhurbaşkanlığına aday olan hiç kimseyi herhangi bir şaire benzet(e)miyorum. Ama tabii sizin bu soru vasıtasıyla, insanların destekledikleri adayı, örneğin Nâzım’a ya da Lorca’ya benzettikleri cevaplar aradığınızı seziyorum. Bu; “hangi armut elmaya daha yakındır” diye sormaya benziyor. Hiçbiri :)
2) Şu an Türkiye’yi hangi şiire, dörtlüğe ya da dizeye benzetebilirsiniz?
Türkiye’nin durumu o kadar vahim ki hiçbir şiire ya da dizeye benzetemiyorum. Şiirde bu denli dramatize öğe tercih ve tahammül ettiğim bir şey değil.
3) 25 Haziran sabahında hangi şiirin hangi dizelerine uyanmak istersiniz?
Gerçekten zor bir soru. Ben zaten kendi şiir ve yaratı evreninde nefes alan, o alanı genişletmeye gayret eden biriyim. Muhtemelen yine olası cevaplar düşünülerek hazırlanmış bir soruyla karşı karşıyayız. İfade özgürlüğünün, farklı düşüncelere hoşgörünün yer bulduğu; haksızlık, yolsuzluk ve adaletsizliğin son bulduğu bir sabaha uyanalım da ilk önce, hayat tecelli etsin de şiir gelir gününü, an’ını bulur.