Dashiell Hammett‘ı Ahmet Ümit’in İnsan Ruhunun Haritası kitabını okuduktan sonra okuma listeme almıştım. Everest Yayınları Polisiye Cepte serisi altında Hammett’ın kitaplarını yayınlıyor. Herhangi birinden başlayacaktım, Türk Sokağı’ndaki Ev‘den başladım.
Öncelikle biraz Ahmet Ümit’in yazdıklarından özetle Dashiell Hammet’tan bahsedeyim. 1894 yılında doğan yazar liseden ayrıldıktan sonra pek çok işte çalışır. Sonra bir dedektiflik bürosunda dedektif olarak çalışmaya başlar. Bizlere romanlarında anlattığı suç ve suçlularla bizzat tanışmıştır yani. Romanlarını yazdığı 1920’lerin Amerikası ekonomik krizlerin etkilerinin çok derinden yaşandığı ve değer yargılarının çöktüğü bir dönemdir. Haliyle suç işleme oranı fazladır. Suçların belki de en önemli motivasyonu paraya ulaşmaktır.
Türk Sokağı’ndaki Ev’de Hammett’ın yedi polisiye hikâyesini okuyoruz. Kahramanımız Continental Dedektiflik Bürosunda çalışan isimsiz bir dedektiftir. Hikâyelerin hepsi onun başından geçtiği için kitaba bu isimsiz dedektifin maceraları da diyebiliriz. Zaten kitabın orjinal adı da The Continental Op. Hikâyelerde gizemden çok aksiyonla karşılaşıyoruz. Suçlunun kim olduğunu ya da bunu neden yaptığını bilmesek ya da başlangıçtaki tahminimizde yanılsak bile bize hikâyeleri okutan sonunda katilin kim çıkacağına dair merakımızdan çok, olayın çözümü sırasındaki macera oluyor. Takipler, kovalamacalar, silahlı çatışmalar, yumruk yumruğa dövüşler havada uçuyor. Suçlular asla yalnız iş yapmıyorlar. Birkaç kişilik çetelerin ya da bu iş için bir araya gelmiş işbirlikçilerin organize suçlarına tanık oluyoruz. Üstelik kadınlar da bu çetelerde mutlaka kendilerine bir yer buluyorlar ve biraz önce belirtiğim gibi motivasyon her zaman ortada dönen yüklü miktardaki para oluyor.
Türk Sokağı’ndaki Ev bu özellikleriyle bir polisiye kitap olarak o ipucundan diğerine koşarak bulmaca çözer gibi katili aradığımız ve sonunda ne kadar şaşırırsak o kadar mutlu olduğumuz klasik polisiye eserlerden elbette farklılaşıyor. Ben o türü sevenlerdenim. Zira beni polisiyeye bağlayan işin adli tıp ve olay yeri kısmıdır. Hangi ipucundan nereye ulaştıklarını görmek ve ortadaki gizemi kaldırmak beni heyecanlandırır. Siz de benim gibiyseniz Dashiell Hammett’ın tarzı pek ilginizi çekmeyecektir. Ancak işi çözerken biraz da macera olsun, aksiyon olsun, hareket olsun derseniz Türk Sokağı’ndaki Ev tam size göre. Dashiell Hammett’ın dili de okumayı kolaylaştırıyor. Aksiyonu yansıtan akıcı bir dil kullanmış. Öte yandan dedektiflerin yöntemlerini, haberleşme biçimlerini, 1920’lerin Amerikası’ndaki hayatın günlük temposunu okumak da ilginizi çekebilir.
İyi okumalar.
- Türk Sokağı’ndaki Ev – Dashiell Hammett
- Everest Yayınları – Roman
- Çeviri: Sinan Fişek
- 314 sayfa