Öykü severler için Yapı Kredi Yayınları‘ndan çıkmış olan ve gözden kaçmaması gerektiğini düşündüğümüz 10 öykü kitabını listeledik. Listemizde, öykü türündeki en örneklerden bir seçki sizleri bekliyor.
Şimdiden iyi okumalar!
1. Kırık Kalpler Terzihanesi
Kırık Kalpler Terzihanesi, Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı, İnsansız Konağın İkonu, Pervaneler, Aşk Yaşama Çok Uçuk, Horasan Elyazması ve Taş Devri ile öykücülüğümüzün yenilikçi çizgisindeki yerini alan Ali Teoman’ın yedinci öykü kitabı. Gizemli, Romanesk ve Grotesk öykülerin bir araya geldiği kitabın Romanesk Öyküler bölümü yazarın son romanı Gecenin Atları ile kesişiyor. Anlaşılıyor ki anlatı evreninin boyutlarını öykü-roman ayrımı gözetmeden sergilerken kendine özgü öyküleme biçimlerinin izini sürmeyi bırakmayan bir yazar var karşımızda.
Ali Teoman, ardında bıraktığı metinlerle de öykücülüğümüze yepyeni “yapı”lar kazandırmayı sürdürüyor.
2. Bütün Öyküleri – Feyyaz Kayacan
Sait Faik sonrası öykücülüğümüzün en güçlü isimlerinden Feyyaz Kayacan, 1950’li yıllardan başlayarak ince zekâsı, dengeli ironisi, ifade özgünlüğü ile edebiyatımızda kendi özel yerini açmayı başarmıştı. Şiirde Can Yücel’in temsil ettiği cüretin öyküdeki karşılığı Feyyaz Kayacan’dı. 1993’te yitirdiğimiz bu usta, yapıtlarının kendisini gereğince tanıma olanağı bulamamış en genç kuşaklara ulaştığını ne yazık ki göremedi. Feyyaz Kayacan, Türk edebiyatının şen kirpisi.
3. Gazoz Ağacı
Sabahattin Kudret Aksal, şairliği ve oyun yazarlığı yanında, çağdaş öykücülüğümüzün yazık ki az yazmış ama her yazdığında belli bir dil ve üslup kalitesini titizlikle korumayı bilmiş, alçakgönüllü ustası. Ustalığı, öykülerini topladığı iki kitabının önemli ödüller almasıyla da belgelenmiş durumda; “Gazoz Ağacı” 1955 Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, “Yaralı Hayvan” ise 1957 Türk Dil Kurumu sanat armağanı’nı kazanmıştı. Son şiirlerini topladığı “Batık Kent”le başladığımız “Bütün Eserleri” dizisinin bu ikinci kitabında Aksal’ın, 1940’ta Küllük dergisinde çıkan ilk öyküsünden son yazdığına kadar, öykü alanındaki bütün verimini bulacaksınız.
4. Dizboyu Papatyalar
İlk kez 1973 yılında yayımlanan Dizboyu Papatyalar edebiyatımızın kalıcı yapıtları arasında sayılabilir. Tomris Uyar’ın yalın ve süssüz anlatım biçiminin kendini hissettirdiği bu etkileyici kitapta; hangi sınıftan gelirlerse gelsinler yaşadıkları baskılara boyun eğmeyen bireylerle onların uyumlu sınıfdaşlıklarının kişilik ve değer çatışmalarını bulabilirsiniz.
5. Yoksunlar
Ferhat Özkan’ın öyküleri günümüzde revaçta olan çizginin uzağına düşüyor. Bunun nedeni, yazarın, kullanılagelen öykü kalıplarından, dil ve anlatım biçimlerinden uzak durması; biçim oyunlarının, duygu işlemeciliğinin yapaylığına düşmemesi.
İlk kitabı “Logosoloji”de Özkan bu sıra dışı özelliklerini göstermişti.
Yoksunlar’daki öykülerde günlük somut gerçekler üzerinden, adeta bilimsel bilgi yöntemleriyle insana varılıyor. Ortaya çıkan durumlar, okuru düşünceye dayalı bir ironiyle ve bir dizi kesinliklerle baş başa bırakıyor.
Bir söyleşisinde “Ne anlatırsam anlatayım, insanı ve insani olanı ıskalamayacaktım” diyen Ferhat Özkan, üstünde durulmayı hak eden özgün bir yazar olduğunu “Yoksunlar” ile bir kez daha gösteriyor.
Sınırlarını hiçbir zaman aşamayacağım hayatımda içe doğru bir yol açıyorum. Tünel kazan bir mahkûmum: Kendi hayatımdan, yine kendi hayatıma çıkıyorum.
6. Gidenler Dönmeyenler
Öykü, roman, şiir ve deneme alanlarında nitelikli yapıtlar veren Hulki Aktunç’tan otuz beş yıllık birikimin ürünleri… Türkçenin kalbine giren üretken yazar/şairin kendine özgü üslubuyla kaleme aldığı yapıtlardan oluşmuş bu öykü toplaması, iki cilt halinde okuyucuyla buluşuyor.
7. Ölmek İçin Güzel Bir Gün
“Mutluluk diyebileceğimiz ne varsa, bir sevincin hüzne dönüşmesi arasında değil midir zaten?”
Semra Aktunç’un öykülerinde hatırlamaktan başka çaresi olmayan, her adımda yürek gibi atan bir zihin var: Vapur düdükleri, eski İstanbul, Ada rüzgârı ve Anadolu’nun uzak yolları bir yanda; eski dostlar, denize çıkan sokaklar, sesini saklayan odalar ve durduk yere kulağa çalınıveren eski şarkılar bir yanda…
“Ölmek İçin Güzel Bir Gün”, eskiyle yeni arasında, gidenlerle kalanlar arasında, sevinçle hüzün arasında bir yere çağırıyor öyküseverleri; belli ki, “mutluluk diyebileceğimiz ne varsa” orada.
“Kim bilir neler düşünecek bu Ramazan, Aydın’ın yanına gömülmeyi istemediğimi sanacak; hiç gerek yoktu bu sohbete, tuhaf tuhaf bakışlarını da çekmiyor üstümden, ne yapsam… Kahvesi bitti, kalkar belki şimdi. Yoksa, yoksa Azrail mi bu adam? Her kılığa girip yoklarmış ya insanları, beni de yoklamaya mı geldi böyle birdenbire? Buralarda hiç görmemiştim ki daha önce… Amanın hiç hazır değilim, hiç! (…) Ölüm böyle, hiç hesapta yokken mi geliveriyor? Alıştığımız davranışlar, bildiğimiz insanlar, tanıdığımız yüzler, kahve mahve…”
8. Limon Yağmuru
Emrah Öztürk öykülerini “Varlık”, “Kitap-lık”, “Dünyanın Öyküsü” ve “Sarnıç Öykü” dergilerinde yayımlayarak adını duyurmuştu. Şimdi “Limon Yağmuru” ile öykü serüveninin ilk adımını atıyor. İlk kitaplar her zaman ilgi ve merakla ama daha çok hoşgörüyle karşılanır. Ama Limon Yağmuru içindeki öykülerle, yazarının parlayan kalemiyle bu ilgiyi hak ediyor. Gerçekten de ilk kitaplarda az görülen bir ustalıkla karşı karşıyayız. Birbirinden çarpıcı öyküler, kendine özgü bir dünya, işlek bir dil. Onat Kutlar’ı andıran bir anlatım, Vüs’at O. Bener’de karşılaştığımız kişiler, Yalçın Tosun’a komşu bir yazar.
Emrah Öztürk bugün Türkçede giderek kabaran öykü damarına taze bir kan.
9. Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler
Anne, Baba ve Diğer Ölümcül Şeyler bir ilk kitap… Olgun bir dille, dipdiri öyküler kotarıyor Yalçın Tosun. İnsana, dünyaya, çevresine, dahası kendi içine eğilip bakma gözü pekliğini gösterirken dostluğu, sevgiyi, mutluluk arayışını da hüzünle dillendiriyor. Dile gelmeyen, onun kaleminde incelikli bir kurguyla, alttan alta duyuruluyor.
Bu kitabı, yeni öykücülüğümüze hatırı sayılır bir katkı olarak da görüp okumalı.
Kamyonetin bıraktığı toz dumanı çöküp her şey eski haline büründüğünde, hâlâ yolun başında duran iki küçük çocuğun ceplerinden, unutmabeni çiçeklerinden örülmüş birbirinden habersiz iki kolye sahibini bulamamanın verdiği hüzünle öylece sarkıyor.
10. Yanık Saraylar
Edebiyatımızın en ilginç yazarlarından biri olan Sevim Burak’ın yayımlandığında büyük tartışmalar yaratan ve yılın olayı kabul edilen kitabı Yanık Saraylar, YKY’de tarafından yeniden yayımlandı. Azınlıkların, yalnızların, umutsuzların dünyalarının anlatıldığı bu kitabı kaçırmayın.