Yuzu Kitap, yayıncılık dünyasına ilk adımlarını, ilk romanı ile 2007 yılında Guardian Ödülü’nü kazanan Jenny Valentine’in Senden Önce Senden Sonra romanıyla attı. Kitabın Türkçeye çevirisini Mustafa Kent yapmış.
Senden Önce Senden Sonra, kitabın kapağında bahsedildiği gibi duygusal bir hikâye. İnsanlar sevdiklerini kaybeder ve ardından yas tutarlar ama yas bahsedildiği kadar kolay değildir. Hele hayatınızda çok sevdiğiniz, hayatınızın önemli bir parçası olan insanları kaybettiğinizde daha da zordur. Senden Öncen Senden Sonra bir yas kitabı, önce büyükannesini yitiren daha sonra da en yakın arkadaşını yitiren Elena’nın onların kaybıyla hissettiklerini, özlemini ve onlarla yaşadıklarını okuyoruz.
Jenny Valentine’in tasvirleri, duyguları ifade ediş biçimi göz dolduruyor. Okurken başarısının sebebini anlıyorum, hem mekan tasvirlerinde hem de Elena’nın gözlerinden duyguların tasviri, kullandığı benzetmeler oldukça güzel, güzel derken, okurun boğazında bazen yumru oluşturan cinsten bir gerçeklik taşıyor. Yoksa yas, o baş edilmez hüzün, onun bir güzelliği yok.
Elena babaannesini yaşarken yitirip gidiyor, yaşadığı bunamayla büyükannesi önce geçmişin bir döneminde takılı kalıyor, daha sonraları ise yapabileceği yaşamsal becerileri bile unutuyor. Sonrası artık tamamen yabancılaşması oluyor. Belki bu kayıplar herkesin başına geliyordur, ama Elena ile büyükannesi ilişkileri çok farklı, onun için bir rol model, yaşamın farklı yönlerini de meraklısı olduğu kuantum fiziğini de büyükannesinden öğreniyor. Öyle ki kitabın her yerinde, Elena’nın neredeyse her konuşması ondan izlerle dolu. Böylesine bir kayıp Elena için yeterince ağırken bir de en yakın arkadaşı Mab’in kaybı var. Elena’nın annesi onu bir yas uzmanından yardım alması için yönlendiriyor. Elena bize bunları kronolojik bir sıralamayla anlatmıyor, bazen geçmişten bir an, bazen yaşadığı anda, bazen de Mab yanındaymış gibi yaşadığı sahnelerle Elena’nın yasına şahit oluyoruz. Yas zor bir konu, okurken de bu zorluğu hissediyorsunuz.
“Bana takımyıldızı öğreten, teleskop kullanmayı gösteren ve gece yarısı dışarı çıkartıp göğün en güzel halini görmemi sağlayan kişi büyükannemdi. Bana ilk kuantum kitabımı alan büyükannemdi. Hâlâ duvarımda asılı olan Einstein posterini de o almıştı. Biliyorum, herkesin seveceği türden bir şey değildi.”
Senden Önce Senden Sonra mükemmel bir arkadaşlığın hikâyesi, birbirlerini buldukları andan itibaren tüm farklılıklarına rağmen, Elena’nın kuantum mekaniğine dair anlattıklarını anlamayan yine de ona her anlattığıyla ve eşlik eden Mab’in hikâyesi. Birbirlerine rastlamaları, sonra birbirlerini tekrar bulmaları, sonrasında tüm yaşadıkları, insana gerçek dostluğun güzelliğini hatırlatıyor.
Bu arkadaşlığın bir handikabı var ancak, o da Elena ve France’in birbirlerine karşı olan hisleri. Mab, bunu yalnız kalacağı korkusuyla ya da bir gün aralarındaki ilişkinin bozulacağını hiç istemiyor. Herkes ikisinin arasındaki sevginin farkında, herkes Mab ve Elena’nın arkadaşlığının derinliğinin farkında ama kitabın girişinde öğrendiğimiz gibi bir gün korkunç bir şey oluyor. Elena ve Mab’e bir araba çarpıp kaçıyor. İşte her şey böyle dağılıyor.
“Elbisesi beyaz bulutlar, uçan kuşlar, parlak kirazlarla dolu kalabalık bir kumaştan. Başka kimse bu elbiseyi onun gibi üzerine yakıştıramazdı ama elbise şimdi kirlenmiş ve mahvolmuş halde. Bulutlar kana bulanmış, kirazlar çiğnenmiş, kuşlarsa kaçışıyor. Parçalanmış eliyle üzerindeki katliamın etkilerini yok etmeye çalışıyor. Derin ama çok da dengeli olmayan bir nefes alıyor. Göğsü kabarıyor ve kaburgaları acıyla elbisesine değiyor. Hayaletlerin nefes alabildiklerini bilmiyordum ama burada, tam karşımda, nefes almaya devam ediyor.”
Bu bir yas kitabı evet, kitabın başında Elena’nın yası olduğunu düşünüyoruz. Elena’nın kaybı olduğunu… Gerçekte ise iki çocuğun ailelerinin yaşadıkları var içinde, France’in pişmanlığı, Elena’nın kardeşi Knox’un özlemi. Tüm bunların içinde Elena’nın büyükannesinin hatırası, ondan öğrendikleri, gelecekteki hayalleri, Mab’in yokluğu. Yokluğun aslında bize başka türlü olduğunu da anlatan, hatta şaşırtıcı derecede düşündüren bir kitap. Gerçekte giden kim, ölen mi daha çok özlüyor, yoksa kalanlar mı? Kalanlar, hayatlarına nasıl devam edemeyeceğini bilemeyenlerin yaşadıkları çok gerçekçi.
“Neredeyse hemen, hayat geri kalan her yerde eski akışına dönmek istiyor. Bu bir hakaret. Ama böyle olması gerekiyor galiba. Görmeye tahammül edemiyor olsam dahi hayatın mantığı bu, devam etmesi gerekiyor.”
Jenny Valentine’in kaleminden etkilendiğimi söylemeliyim, okurunu arkadaşlıklarının başında Elena ve Mab’in içine girdikleri gibi bir labirente sokuyor. Sonra o labirent sayfalar boyu devam ediyor, okurken insan kendi arkadaşlıklarını, kendi kayıplarını, onların acısını, tuttuğu ya da tutmayı beceremediği yasları hatırlıyor. Senden Önce Senden Sonra duygusal bir roman evet ve çok samimi.

- Senden Önce Senden Sonra – Jenny Valentine
- Yuzu Kitap
- 208 sayfa
- Çeviri: Mustafa Kent